15 Temmuz darbesine karşı kahramanlık destanları yazan milletimiz darbe sonrası izlediklerini ve gördüklerini düşündükçe darbe tehlikesi geçti mi? sorusuna salim bir kafayla geçti demesi çok zor..
Darbe sürecince yaşananları kısaca şöyle bir zihnimizden geçirdiğimiz zaman, insanın dehşete düşmemesi mümkün değil.
İsterseniz gördüklerimizin duyduklarımızın bazılarına kısaca bir göz atalım ..
Ülkenin başkomutanı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan darbe olduğunu eniştesinden öğrendiğini söylüyorsa…
Cumhurbaşkanı’nın hemen yanı başında olan 6 yaverinden 5’i darbeci fetö terör örgütünün üyesi çıkıyorsa, Başkomutanı korumakla görevli Muhafız Alayının yüzde 90’ı başkomutanı öldürmek için hazırlık içinde ise…
Bu Ülkenin başbakanı Bir Korgeneral, “Darbe oluyor, havada darbecilerin uçakları var bunları hemen vurun” emrine karşı , “Sözlü emir olmaz, yazılı emir isterim” diyebiliyorsa..
Başbakan ve bakanlar neler olduğu anlamak için emekli olmuş eski Genelkurmay Başkanı arayıp bilgi almak zorunda kalıyorsa..
Binlerce ajanın çalıştığı Milli İstihbarat Teşkilatımızın, darbe olacağını, darbe günü elemanı olmayan bir binbaşıdan öğreniyorsa ,Darbe ihbarı aldıktan sonrada haberi kesinleştirmek için darbenin başlamasını bekliyorsa ve darbe haberini bağlı olduğu Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a haber vermiyorsa..
Ülkenin Emniyet ve Güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanlığımız, darbeyi darbe olduktan sonra fark ediyorsa..
Darbeyi haber alan Genelkurmay Başkanı odasında darbenin olmasını bekliyorsa..
Darbeciler ülkenin Genelkurmay Başkanı ve 4 kuvvet Komutanı’nı yarım saatte içinde derdest edip götürebiliyorsa..
Genelkurmay Başkanı’nın yaverlerinin tamamı ve özel kalem müdürü darbeci çıkıyorsa..
Fethullahçı hainler son iki Genelkurmay Başkanı’nı en güvenlikli odalarına cihaz koyarak sürekli dinliyorsa ve o başkanlar bunu 6 sene fark edemiyorsa..
Bir düğünde bulunan komutanlar karılarının telefonlarıyla darbeden haberdar oluyorsa..
60 bine yakın Fetöcünün BYLOCK mesajlaşma programı ile aylardır darbenin nasıl olacağını ve neler yapılacağını tartışırken, istihbaratçılar bunu duymuyorsa..
Darbe imamı olduğu iddia edilen Adil Öksüz’ün son yıllarda 110 kez yurt dışına gitmesine karşı güvenlik ve istihbaratın ‘ Bayım sen ne yapıyorsun ve Nereye kime gidiyorsun? diye sormuyorsa..
Yakalanan darbe imamı Adil Öksüz’ün savcının tutuklama talebine rağmen iki ayrı hakim tarafından aynı dakikada serbest bırakılabiliyorsa.. vs…
İnsan ister istemez kendi kendine şöyle bir soruyu sormak zorunda kalıyor daha içimizde daha ne kadar fetöcü, darbeci, hain var?