banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Milli Eğitim Bakanlığı müfredatları yeniliyor. Değerler eğitimi, ders konuları içine serpiştirilecek. Milli ve manevi değerler önem kazanıyor. Kitaplar, yeni programlar esas alınarak yazılacak.

                Ders kitapları programlardan daha önemli, en önemlisi ise öğretmen.

                Öğrencilerin gözüne bakıp kalbine hitap edecek öğretmen lazım.

                Öğrencinin önce gönlüne girmeli, sonra kafasına.

                Eğitimde temel prensip şu:

                “Eğitim duygusaldır, ne anlatırsan anlat, senin anlattığın öğrencinin anladığı kadardır.”

                Öğrencilerin duygularına hitap etmeyen öğretmen dersini sevdiremez.

                Öğrenci sevmediği dersin öğretmenini önemsemez.

                Motivasyon her şeydir.

                Konya’dan İstanbul’a dönerken Bolvadin’de arkadaşıma Ferit Taktak’a uğradım. Birlikte bir arkadaşının dükkânına girdik. Dükkân sahibi yoktu, oğlu elindeki cep telefonu ile meşguldü.

                Selamımızı aldı ve başını kaldırmadan meşguliyetine devam etti.

                Bir süre sonra karşı dükkâna verdiğimiz pide siparişleri hazır oldu,dükkândan ayrılmak için ayağa kalktık. Delikanlıya döndüm:

                -Seninle sohbet edemedik, kusura bakma, nerede okuyorsun?

                -İki yıllık meslek yüksekokulunda.

                -Günde kaç saat cep telefonuyla meşgul oluyorsun?

                -Üç-dört saati buluyor.

                -Bu meşguliyetin okuldaki başarına katkısı var mı?

                Başını kaldırmadan gülümsedi:

                -Yok.

                -Kabirde faydası olur mu?

-Olmaz tabi.

-Amel defterine sevap olarak yazılır mı?

-Sanmam.

                -Peki, cep telefonunda geçirdiğin vakti, okul derslerine ayırsan…

                -Ohooo!.. İki yıllık okulu birincilikle bitiririm, dört yıllık fakülte bile okurum.

                -Hem de sevap kazanırsın çünkü ilim öğrenmek sevap, okumak zihni geliştirir, zekân gelişir. Notlarını yükseltme gayretin olduğu için canın da sıkılmaz. Neden yapmıyorsun?

                Omuz silkti, dudak büktü:

                -İşte…

                Şunları söylemesini bekledim:  

                “Gelecekle ilgili hayallerim yok. Okulun beni istediğim hedefe götüreceğine inanmıyorum. Günlük hazlarımın esiriyim. Duygularımı kontrol edemiyor ve yönetemiyorum. Zaman yönetim konusunda başarısızım. Gelecekteki mutluluğumu, şu anki küçük zevklerime feda ediyorum…”

                Bunları demedi tabi. Israr ettim:

                -Beyaz saçlarımla konuşuyorum. Elli kitap yazdım, 40 senedir eğitimcilik yapıyorum. Kulağına küpe olacak şeyler söyleyeceğim, iyi dinle!

                Başını salladı, bakışlarını bana çevirdi:

                “Akıllı insan işlerini önem sırasına göre yapar. Öğrencinin en önemli işi dersidir. Okumak, Allah’ın emridir, bize sevap kazandırır. İlim öğrenmek yine sevap, okulda ve hayatta bizi başarılı hâle getirir. Öğrenmek için ders çalışacaksın, o da sevap. Zamanını verimli kullandığın için başarın artacak ve mutlu olacaksın. Her şey sana bağlı. Program yapmalı ve zamanı verimli kullanmalısın. Yapar mısın?”

                -Doğru söylüyorsunuz. Neden Yapmayayım?

                -Genel olarak bir öğrenci okulda 5-6 saat ders görür. 4 saat de ders çalışsa geriye 14 saat kalır. Sekiz saat uyusa, iki saati yeme içmeyle geçse dört saat boş zaman kalır. Arkadaşların ve ailenle sohbet edebilirsin, internette faydalı bilgiler öğrenebilirsin. Okumayı, öğrenmeyi, araştırma yapmayı zevk edinmelisin çünkü bunları yapmak sevap.

                -Sizinle sohbet etmek zevkliymiş. Kitap gibi konuşuyorsunuz…

                Delikanlıya Allah’a ısmarladık deyip dükkândan ayrıldık.

                Öğrencilere sevap kazanarak zamanı değerlendirme zevki kazandırmalı.Allah rızası kazanma ideali vermeli, cennete gitme hedefi koymalarını sağlamalı. İlim ve hikmet öğrenerek kazanılır.

                Öğretmenler, anne ve baba model olmalı.

                Hz. Peygamber(sav) Kur’an’ı okudu, herkesten önce kendi hayatına tatbik etti. Sahabe-yi kiram, onu her konuda kendilerinden önde gördüler, onu örnek aldılar.

                Nebevi metot; okumak, bilgi sahibi olmak, ilmiyle amel etmek ve örnek olmakla mümkündür.

                Gönüller Sultanı Peygamberimiz (sav) herkesten çok Kur’an okudu, manasını anlamak için tefekkür etti, Kur’an’ın emir ve yasaklarını harf harf hayata geçirdi.

Peygamberimizi (sav) modelleyen öğretmenlere ihtiyacımız var.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.