Sincan 4. Ağır Ceza’da görülen 15 Temmuz darbe girişimi davasına katıldım. Kara Havacılık Davasında bir eski kurmay albay savunma yaptı. Aklını peynir ekmekle yiyen birini bile ikna edemeyecek kadar salağa yatarak…
Kurmayımız Pakistan’da görev yapmış. Görev dönüşü tayini başka yere çıkmış. 15 Temmuzda ilişik kesmek için sivil kıyafetle Kara Havacılık Daire Başkanlığı’na gitmiş. İlişiğini kesebilmek için sabaha kadar orada beklemiş. Amiri olan general kurumundan ayrılmadığı için teamüller gereği amirinden önce görev yerini terk etmemiş. Gece geç vakit kurumda bazı şeylerin anormal olduğunu anlamış.
15 Temmuzda Destan Yazan Kahramanlar isimli bir kitap çalışması yapıyorum ve o gece destan yazan kahraman gaziler ve şehit yakınları ile görüşüyorum.
Münhasıran Kahramankazan gazi ve şehitlerinin destanını kitaplaştırmak istiyorum.
15 Temmuzda meydanlara koşan, köprülere akan, havalimanlarını tutan yiğitler, darbe olduğunu 21.30’da, en geç duyanı 22’de öğrenmişler. Bunlar içinde ilkokul mezunu, ortaokul okuyan, lise terk edenler var.
Çoğu üniversite okumamış.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde yaralanan 27 yaşındaki Gazi Emin Oğuz Ayanoğlu liseyi dışarıdan bitirmiş. Kardeşi Onur Ayanoğlu ile birlikte akşamdan köprüye gitmişler, kardeşi şehit olup cennete kanatlanmış.
“Ayağıma terlik, çorap bile giymeden, çıplak ayakla sokağa yürüdüm. Ayağımdaki bu deniz şortuyla ve atletle koşarak gittim. Sultanbeyli Tıp Merkezi önüne geldiğimde minibüsçü Cemil Aksoy’un Sabiha Gökçen’e gelen var mı diye bağırdığını duydum. O da gazi oldu ya… Minibüse binip gittik. Gişelerde bizi vurdular abi. Şehit olmadığım için çok ağladım” diyen Gazi Vedat Altıntaş darbe olduğunu akşamdan öğrenmiş.
Darbeci olmadığını iddia eden kurmay albay, bulunduğu yerden kalkan helikopterler gidip gelip Genelkurmay önünde, Emniyet önünde, Meclis’te vatandaşı bombaladığı hâlde sabaha kadar darbe olduğunu anlayamamış.
İlişik kesmek için gittiği kurumunda sabaha kadar kalakalmış.
Bir dakikalık işi, sabaha kadar bitirememiş.
İlişik kesmek için gittiği yerde neden sabaha kadar kaldığını yarım günde anlatıp bitiremedi eski Kurmay Albay Mustafa Durmuş.
Bu adam üniversite okumuş, Harbiye’yi bitirmiş, akademide eğitim almış. Amerikalarda eğitim görmüş.
İlkokul mezunu Gazi Vedat Altuntaş akşam televizyon alt yazısını görerek ayağa fırlamış:
“Eyvah, darbe oluyor? Türkiye 30 sene geriye gitti!”
Sokağa fırlamış.
Kurmay albay, gece sabaha kadar anlayamamış.
Hâkimin tepesi attı:
“Aklımızla alay etme!” deyiverdi.
Şehit yakınları, gaziler, sivil toplum örgütleri, Memur-Sen ve AK Parti milletvekilleri davayı yakından takip ediyorlar.
Şehit yakınları, salağa yatan kurmaylara verilecek müebbet hapis cezasını yetersiz görüyor.
Katillere idam istiyorlar.
15 Temmuz 2016’dan bu yana bir yıl 18 gün geçti.
AK Parti, masumlar sivilleri şehit eden hainleri idam için kanun tasarısı hazırlayamadı.
Subay eğitimi sil baştan ele alınmalı.
General, albay, subay, astsubay… Koca koca adamlar, şehit ailelerinin ve gazilerin gözlerinin içine baka baka yalan söylüyorlar.
Yüreği yaralı şehit yakınları ve gaziler çileden çıkıyor.
Kahramankazanlı Şehit Lokman Biçinci’nin babasını gördüm. Duruşma devam ederken dışarı çıkmış.
-Hayrola amcacığım, erken çıkmışsın…
-Dayanamadım, bastım küfrü. Hâkim beni dışarıya attı.
Adamın dağ gibi evladı şehit olmuş, katil gözünün içine baka baka yalan söylüyor.
Türkiye NATO’dan çıkmalı. Darbe yapan subaylar Amerika’da eğitiliyor.
Subay ve astsubayların sicil amirleri sivillerden oluşmalı.
Darbeler mason localarından organize ediliyor. F. Gülen 1975 yılında locaya üye olmuş. Mason locaları kapatılmalı.
Ahlaklı, vicdanlı, vatanını, bayrağını, insanını seven, yalansız, dürüst, haysiyetli, izzetli, yaptığı kabahati itiraf etme erdemine sahip subay ve astsubaylar yetiştirmeliyiz.
Oğuz Ayanoğlu’nun ifadesiyle okumakla adam olunmuyor. Adam olmayanlar ordudan temizlenmeli.