YÖK, üniversitelere giriş sınav sistemi açıklandı. Martta yapılan YGS ile haziranda yapılan LYS sınavlarını haziran ayında bir güne toplandı.
Eski tas eski hamam, sadece sınavların yeri değişti.
Üniversiteye giriş sınavları test usulü ve merkezden yapıldığı sürece üniversitelerde yer kapma yarışı devam eder. Yarışta öne geçmek için okullarda alınan dersler yeterli görülmez; kurslar, özel dersler, özel okullar prim yapar. Eğitim okul merkezli olmaktan çıkıp kurs, dersane, özel ders öğretmeni merkezli hâle gelir.
Vatandaşın cebinden fazladan para çıkar, okullardaki eğitim açığını birileri paraya dönüştürür. Prof. Yekta Saraç ve YKS sistemini kuranlar, her hangi bir kitapçıya gitseler, kitapçıların ilim, kültür ve sanat kitapları satmadığını, test kitapları pazarladığını görecekler. Gençlerin kitap okuma, düşünme, hayal kurma, proje üretme, geleceğe hazırlanma yerine üniversitede yer kapma yarışına girmeye zorlandıklarını fark edecekler.
Sebep, merkezi sınavlar.
1980’de darbeci Kenan Evren, dersaneleri kapatmaya teşebbüs etti, yapamadı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet kanunen kapattı, merkezi sınav sistemi yüzünden dersaneler özel okullara dönüştü, yani ad değiştirdi.
NE OLMALI?
İdeal olanı okullardaki ölçme ve değerlendirme sistemi hem akademik eğitim yapan liselere girişte hem de üniversiteye girişte ölçü kabul edilmesi, öğrenci ders notu ortalaması ile liselere ve üniversitelere yerleştirilmesidir.
Geçmiş haftalarda konuyu yazdım. Bir okuyucum şu soruyu sordu:
“Ankara Fen Lisesi’ndeki 80 ortalama ile Pervari Lisesi’ndeki 80 ortalama eşit mi?”
Meselenin bam teli burası.
Öğretmenin verdiği not adaletli hâle getirilmeli.
ÖSYM kurulduğu 1976 yılından beri öğretmen notlarının adaletli hâle getirilmesi için çalışma yapmadı. Öğretmen eğitimini önemseyerek adaletli not verecek öğretmenler yetiştirmeyi programlamadı; öğretmenlere ölçme ve değerlendirme seminerler verip adaletli not vermelerini sağlamak için uğraşmadı. Okuldaki değerlendirme sistemini yok sayarak merkezi sistemle sınav yaptı.
Merkezi sınavların yan etkilerini kimse düzeltemiyor. Dersanelere, kurslara, özel okullara vatandaş milyonlar veriyor. Parası olan çocuğuna özel okulda, dersanede, kursta eğitim aldırıyor; fakir, yoksul ve gariban çocuğu geçilmeyi kabul ediyor.
Dersaneler, kurslar, özel okullar üniversiteye giren öğrencisi sayısını artırmıyor.
Eğitimin kalitesine katkıları yok. Sadece kurs alanları öne geçiriyor ve para kazanıyorlar.
1976 yılında öğretmenliğe başlayan öğretmenler emekli oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı bu sene öğretmenlere seminerler vermeye ve not vermede standart sağlamaya başlasa herhâlde birkaç sene içinde ölçme ve değerlendirmede standardı yakalar.
Bunun için uğraşmak gerekir.
PROMOSYONLU NOTLARI NASIL AYAKLANIR?
Her şeye rağmen notu ideolojik veren öğretmenler olabilir.
Bu problemi nasıl çözmeli?
Birinci ve ikinci dönemin sonunda merkezden sınav yapılabilir. Bu sınavlarla okullardan alınan notlar karşılaştırılır, aradaki fark büyük olursa o okullara müfettiş gönderilir. Şişirme not veren öğretmen, varsa okul uyarılır, şişirme notlar adaletli notlara dönünceye kadar verdikleri notlar geçersiz sayılır. Adaletli not vermeyen öğretmenin diploması iptal edilir, okulun kapısına kilit vurulabilir.
Makul bir süre daha merkezden sınav yapmalı fakat bu sınavın lise ve üniversiteye girişteki etkisi % 30’ları geçmemeli, öğretmenlerin verdiği notlar esas alınmalı.
Okulu önemsiz hâle getirecek; özel okul, kurs ve dersleri avantajlı duruma geçirecek merkezi sınav sistemlerinden kurtulmanın yolu bu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği bu.
YÖK, problemi anlamamış görünüyor.
Sınavı bir güne sıkıştırmak, bir günde hem Temel Yeterlilik hem de Alan Yeterlilik Testleri sınavı yapmak öğrencinin stresini artırır.
Test sınavları beraberinde ezberlenebilir sorular sorma alışkanlığını getiriyor.
Eğitim ezberci hâle geliyor. Yetenek gerektiren beceriler ölçülmüyor.
Bir öğrenci Mehmet Akif gibi şiir, Ömer Seyfettin gibi hikâye, Tarık Buğra gibi roman yazsa Naim Süleymanoğlu gibi ağırlık kaldırsa Arda Turan gibi top oynasa Mimar Sinan gibi eser tasarlasa test sınavından sıfır alır.
Okullardaki yetenekleri öldüren, ezberciliği teşvik eden test sistemine son vermeli.
ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SINAVA KALKABİLİR Mİ?
Üniversitelerde okuyan öğrencilerin % 40’ı açık öğretim fakültelerinde okuyor.
Birkaç tane de açık öğretim fakültesi açarak üniversiteye girmek isteyenlerin hepsi üniversiteli yapılabilir. Sınavları verebilenler üniversite mezunu olur. Böyle üniversitelerin önündeki yığılma biter.