Selam sana ey nazlı yar Kudüs!
Selam sana ey kınalı kuzuların sahip çıktığı Kudüs!
Selam sana ey kimseli görünüpde, fakat hep kimsesiz olan Kudüs!
Selam sana ey Hendek savaşı yiğitlerinin torunları olan Filistinli evlatlar ve kudüs, bu günlerde boğazımıza dizilen acı bir soru kâfirlerin, Yahudilerin, Hristiyanların emrinde ve onların oyuncağı konumunda olan müslümanlar, çeşitli zulümlere muhatap olan başta Filistin’de, Gazze’de, Bosna’da, Irak’ta, Doğu Türkistan da, Myammarda zulme uğrayan müslümanların, zillet içinde yaşayan dünya coğrafyasındaki çocukların dalının, kolunun, fidelerinin, budandığı, gelin-kızların giysilerinin kirletildiği, anne - babaları şehit edildiği, çocukların yetim kaldığı ve bir feryat ile “ELEM YECİDKE YETİMEN FEAVA”yı okuyan insanlar, kolları ve bacakları budanmış delikanlılar, boyunları gövdelerinden ayrılmış insanlar, gözleri uyur gibi kapanmış ve kan pıhtıları içindeki yiğitlerin sapanla, taşla elleri gözleri kanlı olarak sahip çıktıkları Mescidi Aksa ve Kudüs!
Selam sana ey Kudüs yalnız kaldığın ve huzura kavuşmak için yoksa Hz.Ömer (r.a.)’imi bekliyorsun.
Selam sana ey Kudüs, Allah’ın arslanı, Ebu turab, yani toprağın babası olan, Ebu’s–Sıbteyn (iki torunun babası) olan, Şah-ı Merdan (Yiğitlerin Şahı) olan Kerbu belada Hüseyni Kerbelayı kaybeden Hz.Ali (r.a.)’yimi bekliyorsun ey Kudüs!
Selam sana ey Kudüs, Şehitlerin Efendisi olan Hz.Hamza (r.a.)’yı mı bekliyorsun el Kudüs!
Selam sana Minarelerinden o yanık, gür sesini Efendimizin geldiğini hissederek ezan okuyan Bilal’i Habeş (r.a.)’inin o gür sesinin dünya ve Kudüs’te yankılanması için çırpınan Kudüs!
Ya rabbi özellikle ve öncelikle şu günlerde Kefereler tarafından dünya müslümanlarını, mü’minlerini taa ciğerinden yaralayıp sıkıntı ve ıstıraba duçar etmektedirler.
Ya Rabbi: İsra suresinin 1.Ayeti Kerimesinde
“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” buyurduğun o kutsal mekân Kudüs, bizim gözbebeğimizdir göz.
Kudüs bizim, tükenmeyen özlemimizdir. Kudüs bizim evladımız, anne babamızdır, nice peygamberin tevhid mücadelesine sahne olmuş, ismi ve çevresiyle mukaddes mübarek kılınmış bir şehirdir Kudüs! Bir şehirdir Kudüs!
Kutsi Şerif’tir Kudüs. Diğer adıyla Beytü’l-Makdis’tir Kudüs! Beytü’l-Makdis!
O ki; binlerce yıldır birçok medeniyete beşiklik yapan ve çevresinde Peygamberlerin gelip maddi ve manevi yaşam sürmüş olan Kudüs!
Dünyanın neresinde olursa olsun zulüm altında inim inim inlemekte olan dünya müslümanlarının durumları ve Kudüs için Küffarın şeddelisi olup cehennemlik yolculuğuna koyulan büyük şeytan ABD’nin durumunu ve onun küçük kardeşi lanetlenmiş olan Necip Fazıl KISAKÜREĞİN; “Yıkılasın israil enkazını göreyim, Sana ülke diyenin Yüzüne tüküreyim.” Dediği gibiİsrail’i size şikâyet ediyorum. Size şikâyet ediyorum ya rab. Çünkü gözbebeğimiz olan Kudüs, tükenmeyen özlemimiz olan Kudüs, tevhid mücadelesine sahne olmuş mukaddes ve mübarek kılınmış bir şehir olan Kudüs’te…
Biricik evladı olan Hz. İsmail (a.s.)’la imtihana tabi olup, imtihan sonrası zafere ulaştırdığın, ateşe atılan Hz. İbrahim (a.s.)’ma Cebrail (a.s.) gelerek ey İbrahim var mı Rabbinden bir isteğin sorusuna karşın Rabbimin haberi varsa sen aramızdan çekil ey Cibril diyerek sabır ve sebatına karşı Yüce rabbimiz (c.c.) ey ateş İbrahim’e karşı serin ol! Ey yer İbrahim’e karşı yumuşak ol diyerek ateşten halas ettiğin İbrahim (a.s.)...
Kıskanç evlatları tarafından canından bir can olan Yusuf (a.s.)’unu kardeşleri tarafından kuyuya atıp, kuyudan çıralıktan sonra köle olarak satılması sonucu Yusuf’una hasretle yanıp tutuşan ve gözlerini kaybeden Yakup (a.s.)…
Yıllarca Firavunun sarayında kalıp hiçbir zarar görmeyen ve o sarayda büyüttüğün Hz. Musa (a.s.)...
Hz.Süleyman, Hz.İsa (a.s.) gibi peygamberlerin yaşamış oldukları o mahzun, mazlum, boynu bükük gözyaşı döken Kudüs! Gözyaşı döken Kudüs!
Ki İsra ve Miraç olayı ile son misafiri olan Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in ziyaretinden sonra müşriklere birer birer kutsiyeti, mübarekliği anlatılan Müslümanların yönlerini “Niyet ettim Allah rızası için kıbleye yönelerek bu günkü Sabah namazını, bu günkü öğlen namazını, bu günkü İkindi namazını, bu günkü akşam namazını, bu günkü yatsı namazının dört rekât farzını kılmaya” Allahu Ekber tekbiriyle hem diliyle, hem kalbiyle, hem de bedeniyle aldığı tekbirle namaza durulan ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksâ bize Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)’in müjdeli emaneti olan Kudüs! Emaneti olan Kudüs!
Ey Dostlarım unutmayalım ki; Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimiz (s.a.v.)’in müjdesi ve emanetidir. Öyle bir emanet ki, sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında yaşayanların değil haaa, dünyanın her neresinde olursa olsun her müslüman ve mü’minin yanısıra, Yahudilerin ve Hristiyanlarında gönülden bağlandığı ve aziz bildiği bir şehir olan Kudüs!
Daha dünya hayatında iken cennet ile müjdelenen Hz. Ömer’in fethiyle huzura kavuşan fakat şimdilerde İsrail küffarları ve destekçileri olan büyük Şeytan ABD Küffarlarının işgaliyle mahzun olan, mazlum olan, gözyaşı döken, Bir zamanlar Darüs-selam, yani barış ve huzurun merkezi olan fakat şimdilerde ise, çevresinde yaşayan İslam ümmetinin baskı, şiddet ve yalnızlaştırma gibi insanlık dışı uygulamalarına maruz bırakılan Mescid-i Aksa, Kudüs!
Ey Kudüs maalesef dünya müslümanlarından, özellikle para peres, petrol peres Araplar seni yalnızlığa mahkûm etseler de sen öyle bir şereflisin ki Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in Müslim’de geçen bir hadisi şeriflerinde; “Üç mescit için ibadet maksadıyla yolculuğa çıkılabilir. Biri Mescid-i Haram yani Kâbe, ikincisi Benim şu mescidim yani Medine’de olan Mescidi Nebi, üçüncüsü ise Mescid-i Aksa olan Kudüs’tür Kudüs.”
Sana gelen şerefli oluyor, Şeref buluyor. Büyük şeytan ABD Küffarlarını, İsrail küffarlarını, AB küffarlarını, uluslararası hukuku hiçe sayan kâfirlerin pervasız bir anlaşmayla Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma gayretine kapıldılar. Kudüs ve çevresini huzursuzluk ve çatışma yurdu haline getirdiler.
Ya rabbi: bizleri bir an önce ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştir. Birbirimizin saygınlığını ve haklarını koruyan inancımızı, kutsal değerlerimizi yaşamak ve yaşatmak üzere nefis ve nesillerimize tarih boyunca Kudüs’le, Mescidi Aksâ ile ve Filistinli mazlum kardeşlerimizle gönül bağını hiçbir zaman koparmamış ve bundan sonrada koparmayacak olan ümmet bilinciyle...
Özellikle yatsı ve sabah namazlarından sonra kılabilen kardeşlerimiz varsa İsra suresinin 79. Ayeti Kerimesinde Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e “Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur’an ile teheccüd namazı kıl, Yakındır ki Rabbin seni bir makam-ı mahmuda eriştire.” buyurduğu gibi kalkıp teheccüd namazı kılarak ellerimizi semaya açıp şöyle niyaz edelim hep beraber.
Allah’ım! Bizleri ve yeryüzündeki bütün mazlum kardeşlerimizin acısını yüreğinde hisseden ve onlara yardım için maddi ve manevi desteklerini seferber eden samimi müslümanlardan eyle ya rabbi.
Allah’ım! Bizleri vicdansızlardan, zalimlerden muhafaza eyle.
Allah’ım! Kudüs’ü, İslam beldelerini işgale yeltenenleri, El-Kabıt, el-Hafıd, el-Müzil, el-Muahhir, el-Muntekım, el-Mani, el-Kahhar isimlerin hürmetine o küffarları, destekleyenleri yok eyle Allah’ım. Sana yalvarıyoruz yok eyle Allah’ım. Yok, eyle Allah’ım.
An itibariyle duadan başka bir çaremiz yok. Kalbi kırık, gönlü kırık, gözyaşlarımızla ellerimizi semaya açarak yalvarıyoruz. Gönder ebabillerini yok eylesin siccinlerle küffarları.
Ver emrini yere çeksin surakanın atını çektirdiğin gibi o zalim küffarları.
Ben bir şey yapamıyorum ya rabbi. Yaptığım tek şey var oda kendi kendimden utanıyorum müslümanlığımdan utanıyorum. İslamlığımdan utanıyorum.
Amma gözüm kör kalbim katı olarak en güzel beni benden daha iyi sen biliyorsunuz. Günahkâr ellerimi açtım kovmazsın diye kapına geldim, merhametin çoktur diye affına geldim. Kabul eyle dualarımızı yok eyle küffarları. Nolur imamesi kopmuş ve kırılan tesbih taneleri gibi dağılmış olan müslümanlara zaferler ihsan eyle Allah’ım! Çünkü sen Hasbunallahu ve ni'mel vekîl, Hasbunallahu ve ni'mel vekîl, Hasbunallahu ve ni'mel vekîl’sin, çünkü sen Al-i İmran 54’de “Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.” Nolur onların tuzaklarını başlarına yık Allah’ım! Başlarına yık Allah’ım! Başlarına yık Allah’ım!
Ve senin emrinle en güzel bir şekilde ağırlanmak üzere, ahiret hayatına misafir olarak giden âlemlerin Efendisi Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in kıyamet gününde secdelere kapanıp Ümmetimi isterim ya rab. Ümmetimi isterim ya rab. Ümmetimi isterim ya rab diyerek bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, kimilerini kimilerinden takvaca üstün kılan, Yüce Rabbimiz (c.c.)’den af ve mağfiretimizi talep eden Efendimiz (s.a.v.) hürmetine müslümanları şuurlandır Allah’ım! Birbirlerine sevdirt, Kur’an-i şuurla tekraren kardeş eyle Allah’ım! Kardeş eyle Allah’ım!
Gönder görünmez ebabellerini yok olsun siccinlerinle o küffar kavimler, milletler, ülkeler yok etsin Allah’ım!
Ey herkesin kimsesi var, ancak ey kimsesizler kimsesi bizlere kimse ol. Nolur bizlere kimse ol. Asrısaadetteki sahabe efendilerimizin cesaret ve azametlerini bizlere ihsan eyle Allah’ım! Nolur her taraf kanistan olmadan biz müslümanlara zaferler ihsan eyle Allah’ım! Zaferler ihsan eyle Allah’ım! Zaferler ihsan eyle Allah’ım! Âmin Âmin binlerce Âmin Âmin Selam ve Dua…
Yusuf ÇAKICI
Diyanet-Sen İlçe Başkanı
Yalıhüyük/KONYA