İsrail’e tarihin en ağır darbesinin indirildiği, üst düzey askerî yöneticilerinin esir alındığı, stratejik istihbari bilgilerinin ele geçirildiği, işgal karakollarının imha edildiği 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonu 1’inci ayında. Kassam Tugayları’nın karadan, denizden ve havadan gerçekleştirdiği tarihi operasyon İsrail ve destekçisi ülkelerde derin sarsıntıya neden olurken, 70 yıldır bölgede kan, zulüm ve zorbalıkla varlığını sürdüren İsrail’in işgal ordusu, Aksa Tufanı’nın karşılığında 1 aydır Gazze’ye terör saldırıları gerçekleştiriyor.
Hava bombardımanıyla Gazze Şeridi’ndeki sivil hayatın bütün noktalarını vuran, apartmanları, üniversiteleri, hastaneleri, okulları, alışveriş merkezlerini, stadyumları hedef alan İsrail, yaklaşık 2 milyon 400 bin nüfuslu Gazze şehrinin suyunu, elektriğini ve internetini kesti. Şehre akaryakıt girmesine müsaade etmeyen, hastanelerin dahi karanlığa gömülmesini sağlayan İsrail’in soykırım saldırıları karşısında askeri olarak yine Kassam Tugayları yer alıyor.
Gazze’yi siyasi olarak yöneten Hamas’ın askeri yapılanması olarak vatan müdafaası yapan Kassam Tugayları, İsrail’in savaş uçağını ve helikopterlerini düşürmeyi başarmasının yanı sıra; SİHA’larla etkin taarruzlar gerçekleştiriyor, yerli imkanlarla geliştirilen roketlerle İsrail askeri araçlarını yok ediyor, balistik füzelerle İsrail’in işgal altında tuttuğu noktaları başarıyla vuruyor. İsrail’in adına ‘hikayeler’ yazılan Demir Kubbe hava savunma sistemini delik deşik eden Kassam Tugayları, iç cephede ise Gazze’nin altına ördüğü karmaşık yer altı tünelleriyle düşmana korku salıyor.
İLK KEZ KONUŞTU
İşte o tünellerin arkasındaki dahiyane güç olarak ismi öne çıkan Kassam Tugayları Genelkurmay Başkanı Muhammed El-Deyf, ilk kez kameralar karşısına geçti.
Aksa Tufanı operasyonunun 1’inci ayında Kassam Tugayları’nın resmi Telegram hesabından yayınlanan Muhammed Deyf’in konuşması büyük sürpriz olarak yankılandı.
“Misafir” mahlasıyla tanınan ve namı bütün Ortadoğu’ya yayılan Deyf, 20 yıl önceki İsrail saldırısında bir kolunu ve bir bacağını kaybederek gazi olmuştu. Tekerlekli sandalyeye mahkum olduğu söylenen Deyf’in yıllar önce çekildiği iddia edilen bir gençlik fotoğrafı haricinde simasına dair hiçbir bilgi yok. Kamuya açık alanlarda bulunmayan, inanılmaz derecede kamufle olabilen Deyf, 1980’li yıllardan bu yana İsrail’in kabusu. İsrail Ordu Sözcüsü Hidai Zilberman, “Operasyon boyunca Muhammed Deyf'i öldürmeye çalıştık” demiş, onun ne kadar kritik bir isim olduğunu dile getirmişti. Ahir varlığına son verilmesi için özel operasyonlar düzenlenen ve hepsi başarısızlıkla neticelenen Deyf, ilk kez konuştu...
AKSA TUFANI’NI BAŞLATAN GEREKÇELER
Konuşmasına besmele ile başlayan Kassam Komutanı Deyf, Kamer suresinin 44 ve 45’inci ayet-i kerimesine yer veriyor. Aksa Tufanı operasyonunun neden başlatıldığını anlatan Kassam lideri Deyf, İsrail’in günden güne artan şiddet politikasını anlatıyor. İsrail’in son bir yıl içerisinde katlettiği Filistinlilere, işgal ettiği topraklara vurgu yapıyor. Konuşmasını sık sık Kur’an ayetlerinden iktibaslarla temellendiren Muhammed Deyf, 7 Ekim’de başlattıkları taarruzun bazı teknik teferruatını paylaşıyor. Bölgedeki İslam ülkelerinin milletlerine çağrıda bulunan Deyf, birleşik şekilde kıyamın önemine değiniyor.
Gücü olan Filistinlileri savaşa çağıran Deyf, diğer bölgelerdeki Müslümanları ise protesto eylemleriyle kendilerine destek olmaya çağırıyor. İşgalci İsrail kuruluşlarına yönelik boykot çağrısında bulunan Deyf, bütün ümmete camilerde buluşma ve Kassam Tugayları’na Allah’ın melekleriyle yardım etmesi için dua etmelerini istiyor. Deyf’in Kassam savaşçılarına yönelik en dikkat çeken söylemi ise “Yaşlıları ve çocukları öldürmeyin” olarak öne çıkıyor.
İşte Kassam Tugayları lideri Muhammed Deyf’in Aksa Tufanı konuşmasının tam metni:
Ey Arap ve İslam ümmetimiz. Okyanustan Körfez’e. Tanca’dan Cakarta’ya. Ey dünyanın özgür insanları. Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Bundan sonra; siyonist varlık topraklarımızı işgal etti ve insanlarımızı yerinden etti. Şehirlerimizi, löylerimizi, kasabalarımızı yok etti. Halkımıza karşı yüzlerce katliam yaptı. Çocukları, kadınları ve yaşlıları öldürdü. Ve masum insanların başına evlerini yıktı. Bütün uluslararası normları ve insan haklarını hiçe saydı. Uluslararası kanunları tanımıyor. İşgal liderlerini daha önce suçlarının devamına karşı uyarmıştık. Dünya liderlerini işgalin suçlarını ortaya çıkarmak için harekete geçmeye; mukaddesatımız, milletimiz, tutsaklarımız ve topraklarımıza karşı işlenen ve işgali uluslararası hukuka ve uluslararası kararlara uymaya çalıştık. İşgal liderleri cevap vermedi ve dünya liderleri de harekete geçmedi. Aksine işgalin suçları arttı ve bütün sınırları aştı. Hususiyetle Kudüs ve iki kıbleden birincisi ve iki kutsal mescidin üçüncüsü olan Mescid-i Aksa’da...
İşgal güçlerinin Mescid-i Haram avlularına saldırıları arttı. Ayakkabıları ile caminin kutsallığını ayalar altına aldılar. Murabit kadınları defalarca dövüp sürükleyerek saldırdılar. Yaşlıları, çocuklar ve gençleri yerlerde sürüklediler. Halkımızın Mescid-i Aksa’ya ulaşmasını engellediler. Rahip kıyafetleri giyip günlük dualar ederek, eğilerek Talmudik dualar ederek ve ba’a üfleyerek ve iddia ettikleri heykeli Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şehrine dikme niyetlerini gizlemediler. Kızıl inekleri yakmak için getirdi ve Mescid-i Aksa’ya saldırının ve Mabedin inşasının hazırlıklarının bir duyurusu olarak külleri etrafa saçıldı. Peygamberimize hakaret etmeye cüret ettiler. Mübarek Mescid-i Aksa’nın avlusunda Kur’an yırtıp Mescid-i Aksa’ya köpeklerle girdiler. Her gün karanlık hayallerine giden yolda yeni hedeflerini gerçekleştiriyorlar.
HER GÜN SALDIRIYORLAR, KASTİ OLARAK ÖLDÜRÜYORLAR
Her gün Kudüs’ün mahallelerindeki halkımıza saldırıyorlar. Evlerini ve mallarını çalıyorlar. Aynı zamanda işgalci güçler halen binlerce kahraman esiri gözaltına almakta ve onlara karşı en korkunç baskı, işkence yöntemlerini uygulamaktadır. Yüzlerce mahkumumuz yirmi yıl ve daha fazla süreyi hapiste geçirdi. Düzinelerce erkek ve kadın mahkumumuz kanser ve hastalıklardan perişan oldu ve birçoğu öldü. Tıbbi ihmal ve yavaş, kasıtlı öldürmenin bir neticesi olarak, insani bir takas anlaşması yapılması yönündeki çağrılarımız reddedilerek ve inatla kabul edilmemesinin sonucu olarak işgal güçleri her gün Batı Şeria’daki şehirlerimize, köylerimize ve kasabalarımıza saldırıyor. Ortalığı kasıp kavuruyor, insanların evlerine baskın yapıyor, öldürüyor, yaralıyor, yıkıyor ve tutukluyor.
Bu suçlar neticesinde bu yıl yüzlerce şehit ve yaralı hayatını kaybetti. Aynı zamanda binlerce dönüp toprak ele geçirildi. İnsanlarımız evinden, topraklarından, yaşadıkları yerlerden koparılıyor. Yerlerine yerleşim yerleri kuruluyor ve yerleşimci sürülerini koruyorlar. İsyan ediyorlar, yakıyorlar, çalıyorlar ve mahsulleri ve hayvanları yok ediyorlar.
İşgalcilerin canice bir abluka uygulamaya devam ettiği bir dönemde halkımıza ve halkımıza karşı devam eden bu suçlar doğrultusunda uluslararası kanun ve kararların reddi altında Amerika ve Batı desteği ve uluslararası sessizlik karşısında karar verdik.
Düşmanın hesap vermeden, başıboş koşma zamanının bittiğini anlaması için, bütün bunlara bir son vermeye karar verdik ve Aksa Tufanı operasyonunun başladığını bildiriyoruz.
Ayrıca Allah’ın yardımıyla ve kuvvetiyle Aksa Tufanı’nın ilk darbesi olarak düşman mevzilerini, havaalanlarını ve askeri karakolları hedef alındı. İlk 20 dakika boyunca 5 binden fazla füze ateşlendi.
YAŞLILARI VE ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEYİN
Ey halkımız ve ümmetimiz... Ey dünyanın özgür insanları...
Bugün Mescid-i Aksa’nın öfkesi patlıyor. Halkımızın öfkesi, ümmetin öfkesi, dünyanın özgür insanlarının öfkesi.
Salih mücahidler...
Bu suçlu düşmanın zamanının bittiğini anlama gününüz bugün.
Onları yakaladığınız yerde öldürün.
“Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın” (Bakara Suresi 191. Ayet)
Yaşlıları ve çocukları öldürmeyin.
Bunları topraklarınızdan ve mukaddesatınızdan çıkarın. Savaşın ve melekler de sizinle birlikte savaşacak. Ve Allah size meleklerini gönderecektir. Ve Allah size vadettiğini yerine getirecektir. “İman edenlere yardım etmek ise bizim üzerimize bir haktır.” (Rum Suresi 47. Ayet)
BİZİ BİRBİRİMİZDEN AYIRAN DUVARLARI YIKIN
Ey Batı Şeria’daki gençliğimiz. Ey bütün kuruluşlarımızdan olan halkımız. Bugün bu işgalciyi ve yerleşim yerlerini ortadan kaldırma gününüz.
Batı Şeria’daki bütün topraklarımızdaki suçlarının bedelini ödetin.
Uzun yıllar boyunca işlediği yerleşim yerlerine yönelik saldırılar düzenleyin. Kullanabileceğiniz bütün araçlarla bugün, evet bugünden itibaren güvenlik koordinasyonu ve teşkilatları sona erecek ve sizin Mescid-i Aksa’ya, Kudüs’e ve Filistin’e olan aidiyetinizin, vatanseverliğinizin işgalin bütün vehimlerinden daha üstün olduğunu kanıtlayacaktır.
Bugün, evet bugün halkımız devrimine yeniden kavuşuyor, yolunu açıyor. Kurtuluş, geri dönüş, kanla, şehitlikle devlet kurma hedefi geri dönüyor. Ey Kudüs’teki halkımız, sizden uzak olanlara destek olmak için ayağa kalkın. İşgal güçlerini ve yerleşimcileri Kudüs’ünüzden çıkarın. Bizi birbirimizden ayıran duvarları yıkın.
Ey işgal altındaki, Negev, Celile ve Mathila, Yafa, Hayfa, Akka, Lydda ve Ramla’daki halkımız. Gaspçı işgalcilerin ayakları altındaki evleri tutuşturun. Öldürerek, yakarak, yok ederek ve yolları kapatarak bu korkak işgalciye Aksa Tufanı’nın sandığından ve hayal ettiğinden daha büyük olduğunu gösterin.
Ey Lübnan, İran, Yemen, Irak ve Suriye’deki İslami direnişteki kardeşlerimiz. Bu, Filistin’deki kardeşleriniz ile direnişinizin birleştiği gündür. Bu korkunç işgalci anlasın ki parladığı devri sona erdi. Alimleri ve önderlerine suikast düzenlediği, servetleri yağmaladığı devir bitti. Suriye ve Irak’ta bugün bombardıman neredeyse sona erdi. Milleti bölmeye bahse girenlerin gücünü iç çatışmalara yöneltenlerin devri bitti. Bütün Arap ve İslam güçlerinin birleşme zamanı geldi. Bu işgali mukaddesimizden ve topraklarımızdan temizlemek için, ey Ürdün ve Lübnan’daki halkımız... Mısır, Cezayir ve Arap Mağrip’te, Pakistan, Malezya, Endonezya’da, Arap ve İslam dünyasının her yerinde, yarın değil bugün Filistin’e doğru yürümeye başlayın ve sınırların, düzenlemelerin veya kısıtlamaların sizi cihad ve Mescid-i Aksa’nın kurtarılmasına katılma şerefinden mahrum etmesine müsaade etmeyin.
“(Ey iman edenler!) Gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak (savaşa çıkmak üzere) seferber olun. Mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır!” (Tevbe Suresi 41. Ayet)