Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, arsa sahiplerinin arsa paylarının bir kısmını müteahhide yani yükleniciye vermeyi, yüklenicinin de bunun karşılığı olarak arsa sahiplerinin arsaları üzerinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine uygun bir şekilde inşaat yapmayı üstlendiği isimsiz bir sözleşme tipidir. Halk arasında “arsa karşılığı inşaat sözleşmesi”, “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” ya da “arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi” şeklinde de bilinmektedir ancak en yaygın kullanımı kat karşılığı inşaat sözleşmesidir ve noterde “düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi” şeklinde düzenlendiği görülmektedir.
Müteahhitin Arsa Sahiplerine Karşı Sorumlulukları Nelerdir?
Müteahhit, işini yaparken özen borcu altındadır. Genellikle inşaat projesinin çizilmesi, belediyeye tasdik ettirilmesi, inşaatın sona ermesi akabinde iskan ruhsatı olarak bilinen yapı kullanım izninin alınması ve kat mülkiyetine geçilmesi gibi işlemler müteahhit tarafından gerçekleştirilir. Ankara gayrimenkul avukatı, bu hususlara ilişkin olarak müteahhit ve arsa sahiplerine yardımcı olmaktadır.
Müteahhit, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile belirlenen ve sınırları çizilen işi eksiksiz ve projeye uygun olarak gecikme olmaksızın, tam zamanında imal etmeli ve arsa sahiplerine teslimi sağlamalıdır. Müteahhitin üstlendiği bu görev, kural olarak bizzat kendisi tarafından yerine getirilir. Ayrıca iş yapılırken çevreye de zarar verilmemeli, inşaat alanı ve çevresinin güvenliği sağlanmalıdır. Müteahhit gerekli araç ve gereçleri sağlar ve ayıba karşı tekeffül sorumluluğu vardır.
İnşaat Bitmeden Müteahhitten Taşınmaz Satın Alan 3. Kişilerin Durumu
İnşaat henüz devam ederken müteahhitten daire satın alan üçüncü kişiler, müteahhidin imalatları tamamlayamaması ve iflas etmesi halinde oldukça elverişsiz bir hukuki durumla karşı karşıya kalabilmektedir. İnşaat tamamlanmadan önce yükleniciden ev satın alan kişiler genellikle henüz inşaat tamamlanmamış olduğu için yüklenicinin taşınmaz tapularını arsa sahiplerinden alamamış olmasından kaynaklı olarak noterde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ya da müteahhidin satış ofisinde uygulamada Yargıtay tarafından hukuken “alacağın temliki” sözleşmesi olarak kabul görmekte olan adi yazılı satış sözleşmesi imzalamaktadırlar. Bu halde yüklenicinin inşaatı tamamlayamaması ya da iflas etmesi gibi durumlar nedeniyle üçüncü kişi tarafından arsa sahiplerine tapu iptali ve tescil davası açılabilmekteyse de, bu davanın kazanılabilmesi için mahkeme, yükleniciden kaynaklanan eksik imalat bedelinin mahkemenin göstereceği yere depo edilmesine hükmedebilmektedir