Ankara
Eren Kaya Arslan, 1994'te Mersin'de inşaatta çalıştığı sırada yüksek gerilime kapılarak sağ kolunu ve sol bacağını kaybetti. 2 yıl Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi'nde tedavi gören Arslan'ın bu süreçte en yakın dostu kitaplar oldu.
Tedavisi tamamlandıktan sonra evlenen Arslan'ın oğlu 5 yaşındayken lösemiye yakalandı. Bu süreçte oğlunun tedavisi için Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne giden Arslan, geçim sıkıntısı çekmeye başlayınca hastanelerde kitap sattı.
Arslan, oğlunun tedavi masraflarını karşılayabilmek için 18 yıl önce Sıhhiye'deki Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin önünde açtığı tezgahta tırnak makası, tarak, yara bandı ve kalem satmaya başladı.
Bu süreçte oğlunu kaybeden engelli baba, daha sonra dünyaya gelen 4 çocuğunun rızkını çıkarmaya aynı tezgah başında devam etti.
Ailesi dağılma noktasına geldi
Engelli baba Eren Kaya Arslan, AA muhabirine, hayatının en güzel döneminde geçirdiği kaza sonucu engelli kaldığını söyledi.
Oğlunun tedavisi için Ankara ile Mersin arasında adeta mekik dokuduğunu anlatan Arslan, "Yüklü miktarda giderimiz oldu. Alternatif arayışına girdim. Sıhhiye'de tezgah açtım. Hem oğlumun tedavisi sürerken bir taraftan da temel ihtiyaçlarımızı karşılıyordum. Maalesef kendisini kaybettik. Tarsus'ta iş potansiyeli pek olmadığından bu işe devam ettim. Daha sonra 4 çocuğumuz daha oldu." diye konuştu.
Arslan, üç oğlundan en büyüğünün Eskişehir Anadolu Üniversitesi Maliye Bölümü'nde okuduğunu, diğer ikisinin lise ve ortaokul, kızının da ortaokul öğrencisi olduğunu anlattı.
Kovid-19 sürecinde ekonomik sıkıntılarının daha da arttığını dile getiren Arslan, "Yaşadığım ekonomik sıkıntı ailemle bizi birbirimizden koparacak duruma getirdi. Onlar Sivrihisar'da yaşamlarına devam ediyor ben de bu şartlar altında hem onların hem de kendi ihtiyaçlarımı gidermek için çalışıyorum. Gerek eşim gerekse büyük oğlum da günübirlik işlere gidiyor." ifadelerini kullandı.
"Bir ayda en az 4 kitap bitiriyorum"
Engelli Arslan, kitap okumayı çok sevdiğini belirterek, "Kitap sevgisi oldubitti vardı bende ama özellikle de kazadan sonra yatağa bağımlı olduğum süreçte kitaplara tutkum daha da arttı. Hayatın gerçeklerini size en doğru anlatanın kitaplar olduğunun farkına varıyorsunuz. Kendinize en sadık dost olarak kitabı seçiyorsunuz. Kitapları en sadık dostum olarak görüyorum." dedi.
Tarih ve felsefe aşığı olduğunu söyleyen Arslan, genellikle tarih içerikli kitapları okuduğunu ifade etti.
Bu işe ilk önce hastanelerde hastalara kitap satarak başladığını anlatan Arslan, şöyle konuştu:
"Kendim bir süre hastanede yattığım için biliyorum ki hastalar bir arayış içerisinde oluyor. 'Onlar için ne yapabilirim?' diye düşündüm ve hem bir yandan kitap okuyordum bir taraftan da hastalara kitap satıyordum. Kitap beni içine çekebilirse ve o kitapta kendimden bir karakter bulabilirsem o kitabı bitirmek 4- 5 günümü bulmuyor. Bir ayda en az 4 kitap bitiriyorum."
Tezgahının yanında "El açana değil, emeğinin karşılığını talep edene destek olunuz." yazılı tabela bulunan Arslan, vatandaşlardan dilenenler yerine emeğiyle kazancını sağlamaya çalışan kişilere destek olmaları çağrısında bulundu.