Bugün bir 23 Şubat gününde daha şehidimiz Metin Yüksel in kutlu hatıratını anmak, onun kaldırdığı Mücadele bayrağına, sürdürdüğü cihad, fedakarlık ve şehadet yoluna bağlılığımızı göstermek, hakkın ve müslümanların savunulması yolunda azim, sebat ve kararlılıkla şehitlerimizin mirasını yaşatmak ve ahdimizi tazelemek üzere bir araya geldik.
Metin Yüksel Platformu tarafından düzenlenen anma programına HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, İstanbul Milletvekili Hasan Turan, IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı İsa Güvendik, şehidin kardeşi Müfid Yüksel ve birçok STK temsilci ile çok sayıda vatandaş katılım sağladı.
İlkHa'sının haberine göre: Yasin Aydoğan tarafından okuduğu Kur'an-ı Kerim ile başlayan programda konuşan Fatih Akıncıları Derneği onursal Başkanı Mehmet Şahin, Türkiye Müslümanlarının cıvan mert delikanlısı, Fatih Akıncıları Derneğinin Başkanı olan Metin Yüksel'in 42 yıl önce Fatih Camii avlusunda kurulan pusu sonucunda şehid edildiğini hatırlattı.
Mehmet Şahin konuşmasında "Şehadetinden 6 ay önce 24 saat birlikteliğimiz vardı. Şehadet anına kadar da şehidimizle birlikte olduk. Rahmetli Metin son 6 ay içerisinde o kadar çok şehidlikten ve şehadetten bahsediyordu ki adeta şehid olacağını hissetmiş ve fark etmişti. Hatta bize bir vasiyette bulundu. Eğer ben şehid olursam cenazemi hemen kaldırmayın. En az 3 gün bekletin ve Türkiye'deki Müslümanlara haber salın ve yoğun bir kalabalıkla düşmana öyle bir gözdağı verin ki, şehadetim ve dökülen kanım onların korkusu ve kâbusu olsun. Cuma günü şehid edildi ve pazar günü burada Fatih Camiinde cenaze namazı kılındı ve Edirnekapı'daki kabrine götürdük. Burada anlatmak istediğim şey şudur. Biz 6-7 arkadaş o gün Edirnekapı'daki kabrini hazırladık. Yasinlerle salavatlarla kabrini kazdık. O gün şehidimizi toprağın bağrına bıraktık. Orada bir söz verdik. Yücelttiği ve kaldırdığı mücadele bayrağını asla bırakmayacağız. Mücadelesini asla unutturmayacak ve unutmayacaktık. Allah'a hamd olsun ki tam 42 yıldır bu sözümüzde durmaya çalıştık." dedi.
Programda bir konuşma yapan IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "Bir gün sabah namazına Fatih Camiine geldim. Gençliğe yeni adım atan gençlerin sohbetine denk geldim. Yanlarına yaklaştım. Sandviç alıp çocuklara ikram ederek hem ikramımı kabul etmelerini hem de sohbetlerini dinleyebilmek için izin istedim. Aralarından bir tanesi başını kaldırarak abi sen Netin Yüksel'i tanıyor musun diye sordu. Ben Metin Yüksel'i tanımıyordum ve ilk defa bir mahalleli bir çocuktan dinledim. Metin Yüksel'i sokaktaki çocuklar anlattı. O'nun ufkunu ve Afganistan'a giderken şehid oluşunu anlattı. Orda bir dua ettim. Ya Rabbi yeryüzünün her yanına gideyim aynen Metin Yüksel gibi Fatih Camisine geleyim burada yapılan sohbeti dinleyip tekrardan dünya Müslümanlarına yardım etmek için gideyim. Metin Yüksel bu duanın sebebidir. İHH'yı kurduk yeryüzünün her tarafına gittik. Metin Yüksel'in Afganistan aşkı ve Moro bilinçlendirmesi İHH'nın akıllarından bir tanesi oldu." diye konuştu.
Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan'da yaptığı konuşmada "Allah'u Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'de 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin, onlar diridirler ancak siz bunun farkında değilsiniz' diye buyurduğunu hatırlatan AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, "Yıllardır 'şehadet bir çağrıdır tüm nesillere ve çağlara' deniliyorsa, yıllardır 'şehid metin yolun yolumuzdur' deniliyorsa demek ki şehidler, onların yaktıkları meşaleler ve geride bıraktıkları mesaj, her şeyden önemlisi de inandıkları dava ölmüyor demektir." dedi.
Şehid Metin Yüksel Platformu adına basın açıklamasını Ali Akgün, okudu...
Metin Yüksel Platformu adına okunan basın açıklaması şöyle:
ŞEHİDLERİMİZ YOLUMUZU AYDINLATAN KANDİLLERDİR
Bismillahirrahmanirrahim
“Müminlerden öyle erler vardır ki, onlar Allah’a verdikleri söze sadakat gösterdiler. Onlardan kimileri adaklarını yerine getirdi, kimileri ise sırasını beklemektedir. Onlar, hiç bir bedel karşılığında sözlerinden dönmediler.” (Ahzab 23.
Değerli basın mensupları ve kardeşlerimiz,
Bugün bir 23 Şubat gününde daha şehidimiz Metin Yüksel in kutlu hatıratını anmak, onun kaldırdığı Mücadele bayrağına, sürdürdüğü cihad, fedakarlık ve şehadet yoluna bağlılığımızı göstermek, hakkın ve müslümanların savunulması yolunda azim, sebat ve kararlılıkla şehitlerimizin mirasını yaşatmak ve ahdimizi tazelemek üzere bir araya geldik.
Şehidlerimiz kendilerini sadece belli bir ülke, belli bir kavim veya sınırlı amaçlar için feda etmediler. Onlar savundukları ve uğruna adandıkları değerler ve idealler ile, bütün İslam Ümmeti ve insaniyet için sönmeyen bir kandil oldular. Zira Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şehidlerimizi ölümsüz olarak tanımlarken, onların bereketlerinin zamansal ve mekansal açıdan bütün yeryüzüne ve bütün toplumlara dönük olduğunu beyan ediyor. Şehidimiz Metin Yüksel de “şehadet bir çağrıdır, tüm nesillere ve çağlara” derken bu hakikate işaret ediyordu.
Bizler de var oluşa şahitlik ve yaşayan şehitler olma bilinciyle şehidlerimizin bizlere emanet bıraktığı İslami mücadele anlayışını, onların yol gösterici ışığı altında devam ettirerek bu evrensel misyonun bir parçası olduğumuzu göstermiş oluyoruz.
Dolayısıyla, şehidleri anmak ve onların kutlu hatıratlarını yaşatmak Allah Subhanehu ve Teala’ya olan kulluğumuzun, Sırat-ı Mustakim üzere istikametimizin, ümmetimize olan borcumuzun bir gereğidir.
Kardeşler,
Günümüz dünyasındaki çok yönlü gelişmeler, İslam ümmeti üzerinde oynanan oyunlar, müslümanlar olarak bütün dünyada zorlu ve ağır sınavların içinde olduğumuzu göstermektedir. Bizler tüm bu süreçlerde, şehidlerimizin ortaya koyduğu örnek mücadele, örnek duruş ve örnek istikamet ışığında ümmetimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmiş olacağız.
İşte şehadetinin 42. Yıldönünümünde kendisini rahmet, minnet ve hasretle andığımız kutlu davamızın sönmeyen meşalesi Şehid Metin Yüksel, amelleri ve beyanları ile bizlere aydınlatıcı bir furkan olmaktadır.
Şehid Metin Yüksel bu ülkenin, bu coğrafyanın bir evladı idi; ama hiç bir zaman kendisini belli bir ülkenin ulusal sınırları ile sınırlandırmadı, hiç bir zaman etnik veya mezhebi bir aidiyetin ayrımı ve kavgası içine girmedi, zihnini ve yüreğini hiç bir zaman ümmetimizin serencamından uzak tutmadı.
Balkanlar’dan Kafkas’lara, Asya’dan Uzak doğuya kadar dünyanın tüm mazlum müslümanlarının mücadelesini tertemiz yüreğinde taşıdı, onlar için çırpındı, onlar için haykırdı ve onlar için yürüdü. Filistin’den Eritre’ye Moro’dan İran’a her müslümanı kendi canı, kendi yüreği olarak bildi, hiç bir ayrım yapmadan bütün dünya müslümanlarının Türkiyedeki sesi ve yüreği oldu..
Bugün ümmetimiz üzerinde öylesine haince oyunlar oynanıyor ki, İslam’ın ve insanlığın azılı düşmanları dört bir yandan farklı yol ve yöntemlerle azgınca saldırırlarken, bir yandan da Kudüs’ümüz siyonist işgalcilere satılıp Filistin davası tamamen bitirilmek isteniyor. Müslümanların zenginlikleri ve kaynakları yağmalanıp İslam beldeleri harebeye çevrilirken, etnik kimlik ve mezhebi farklılıklar üzerinden Allah’ın kardeş kıldığı müslümanlar birbirine düşürülerek, birbirinden uzaklaştırılmaya ve hasımlaştırılmaya çalışılıyor.
Türkiyeli müslümanlar olarak bizler, böylesi bir sarp geçitte ve büyük imtihan dönemecinde düşmanlarımızın hazırladığı tuzaklara düşmeden Ümmet, vahdet ve kardeşlik bilincimizi kuşanarak, şehidlerimizin bizlere emanet bıraktığı dünya istikbarı ve siyonizme karşı direniş ve mücadele sancağını elden ele, nesilden nesile taşıma sorumluluğunu yüklenebilmeliyiz.
Bu vesileyle, aziz şehidimiz Metin Yüksel’i ve onunla birlikte tüm şehidlerimizi rahmetle andığımız bu günde, her tür ihanet ve tuzağa karşı, Rahmetli Erbakan hocamızın işaret ettiği İslam Birliği ve kardeşliği hedefini koruyup güçlendireceğimize, İslam’ın azgın düşmanlarına karşı mücadele irademizi canlı tutup cihad, direniş ve şehadet hattını koruyacağımıza ve bütün varlığımızla İslam’ın mukaddesatı ve mazlum müslümanları canımız ve kanımız pahasına savunacağımıza dair ahdimizi tazeliyor, Allah Tebareke ve Teala’dan bu yolda ayaklarımızı sabit kılmasını, üzerimize sabırlar yağdırmasını kendi yolunda bizleri başarı, esenlik ve zafer menzillerine ulaştırmasını ve ruz-i mahşerde de bizleri şehidlerimizle birlikte haşretmesini niyaz ediyoruz..
Hepimizce malum olduğu üzere tüm dünyayı etkisi altına alan ölümcül corona virüs sebebiyle ülkemizde ve dünyada pek çok değerli insanımızı Rabbimize geri gönderdik. Bu kardeşlerimize Allahtan rahmet hastalıkla mücadele eden kardeşlerimize şifa diliyoruz. Yer yüzündeki tüm yetimler, mazlumlar ve mahrumlar hatırına bu musibetin insanlık üzerinden kaldırılmasını sonsuz güç ve kudret sahibi Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Şehidimiz Metin Yüksel’in İstanbulun en yoksul mahallelerinden olan Haydar’dan başlattığı ve giderek evrensel boyutlara ulaşan mücadelesini bir kez daha selamlıyor, “En büyük ibadet hakkı müdafa etmektir” mirasına sahip çıkacağımızı ve yolunu sürdürme kararlılığımızı dosta ve düşmana bir kez daha ilan ediyoruz...