banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Ümmühan  DÜNDAR
Ümmühan DÜNDAR
Yazarın Makaleleri
GÜZ HİKMETİ-3
... Sabahın ilk ışıkları gökten karanlığı süpürürken genç adamın gözleri kan çanağı olmuştu. Bir gram uyku girmemişti gözlerine.  Şartları yerine getirememenin hüznü içerisinde umudun kırıntılarını yaşam diye k
GÜZ HİKMETİ-2
… İhtiyar titreyen eliyle anahtarı oynatırken genç adam özür dilenen bakışlarla tuttu babasının kolundan. Yıllardır ilk defa dokunmuştu parmakları, bu asil adamın koluna. Ölü hükmünde davranırken ihtiyar, genç adam yıllardır boğaz
GÜZ HİKMETİ
Eylüldü vakitlerden. Hani gelinmeyecek gitmelerin, ufkun ardında beklemelerin fazlasıyla mevcut olduğu vakit. Sebepsiz bir hüzün vardır çehrelerde. Rüzgarın kollarında salınan her yaprak hışırtısında, ömre, sızlayan bir kırık çörekle
BİR KENDİLİK MUHASEBESİ 2
Genç deyince aklıma sırlı bir ayna gelir. Ayna, suretten ziyade sirete ulaşan bir anahtardır. Hani diyor ya şair, "Sırların sırrına ulaşmak için sende anahtar vardır." Ayna, cam iken sanki bir serabın esintisindeymiş gibi varlığı da yokluğu da muammadır.
BİR KENDİLİK MUHASEBESİ
Anladım ki hayatın penceresinden seyre durmuşken dünya bir oyunun içine aldı bizi. Halbuki eskilerin sözüyle her gelen bakıp geçecekti bu pencereden lâkin bu sefer seyredurmak ne kelime, dört nala koşturmaktayken bulduk kendimizi bir oyunun serabında. Koştuk kendimizi y
HAKÎKÎ BİR DÜŞE, ‘YÜREK’LE EMEKLE! / 2
Lojmana yaklaşınca ufak da olsa bir kalabalık gördü. Yaklaştı bu soluğunda vefa, bakışlarında bekleyiş taşıyan benizlere. Gösterdikleri hürmetten bir öğretmeni yıllardır bekledikleri belli oluyordu. Ovuşturdukları toprak ve emek kokan elleriyle buyur ettiler Refika Öğretme
MISRALARIN FETHİ
İstanbul yürekli Fatih,         Fethi muvaffak olamamış mısralarla geldim sana. Her defasında cilalanan hayallerin kuşatması altındaki, İstanbul barındıran sözcüklerle geldim. Terbiye edilmiş mürekkep kokularına bürünen kelimelerle fethe h
AĞIR YÜREK
  Ağırlaştın koca adam! Nasıl taşısın bunca yükü bir beden? Bu okkalı yüreği baston kullanmadan taşımak ezâ değil mi sana?          Gözlerindeki derinlikler yıldırmasın seni. Hangimizin bakışı mızrap vurabilir ki ba
AĞIR YÜREK
  Ağırlaştın koca adam! Nasıl taşısın bunca yükü bir beden? Bu okkalı yüreği baston kullanmadan taşımak ezâ değil mi sana?          Gözlerindeki derinlikler yıldırmasın seni. Hangimizin bakışı mızrap vurabilir ki ba
ÜSTAD?A MEKTUP
Kıymetli Üstat, Karşında beşinci devrenin kapısında dimdik duran, elif gibi Allah’tan başkasına boyun eğmeyen bir gençlik var. Gökleri titretecek bir nida kopararak “ Mukaddes emaneti ne yaptınız? ” diye hesap soracağı günü sabırsızlıkla bekleyen, aslan
KULLUĞUN LEZZETİ: İHLAS
Sükût yağmurlarıyla yıkanmış yüreğimi bir enginlik bürüyor. Adın sarıyor sükûnet ikliminde can bulan yüreğimi. Özleminin nârında hece hece titriyor yaşlarım ve düştükçe muhlis olmayan, içtenlikten yoksun soğuk gönüllerin riyakârlığında alev alıyor.  &nb
EMANET EMİN ELLERDE
Anadolu toprağı kokan, nasır tutmuş ellerdeki meşaledir cumhuriyet. Conkbayırı’nda, Seddülbahir’de kol gezen zelil küffara on beşlimin kınından sökülen kılıçtır. “Her şey değişebilir hatta kendi ‘irademizle’ değiştiririz. Değişmeyecek olan, h
GELİBOLU
Arş, şafak rengi Seddülbahir’de Arza değiyor revnak alınlar, Kabzalarla, kınlarla. Voltada, zalim adımlar Conkbayırı’nda Omuzlarda mahşerin alev tozu, Muzaffer nişanesi bakışlarda, Ne mümkün Gelibolu’yu kırmak?! Kınalı perçemlerine
AŞKININ BİR DAMLASINI YÜREĞE SIĞDIRMAK
Aşkın lezzetinden bîhaber, sahte düşlerle geçiştirilen ve soğuk sevgi tarifleri ezberletilen yüreğimizde aşkını taşımak; damlada deryaları taşımak değil midir Efendim? Hasretini nakış nakış gönüllere işlemek, fersah fersah uzaktaki Medine sokaklarından kokunu sineye çe
GÖZLERDEKİ ŞEMS
  ‘Heyhat! Çöktü göğün mavi sarayı.’ çığlığı gırtlağında taklalar atarken, umut; inadına ‘mavi uçurtmalar bağlayacağım’ nârâlarını savurmaktır, kızgın çöl damlayan bakışlarından. Mıhlamaktır közden çivileri buzul dağının hü