Irkçılık ve İslam kardeşliği
ALİ ERKAN KAVAKLI
DEM parti eş başkanı, Öcalan’ın uzattığı eli tutmazsanız her yeri Gazze’ye çeviririz, diye tehdit etmiş.
MHP Genel Başkanı Bahçeli tehditle cevap vermiş:
“Kazacağınız çukurlar mezarınız olur!”
Irkçılık başkasına düşmanlıkla beslenir ve güçlenir.
İslamiyet ırkçılığı yasaklar.
Hicretten önce Medine’de bulunan Evs ve Hazrec kabileleri birbirleriyle 120 yıl Buas Savaşları yapmışlar ve birbirlerinden çok adam öldürmüşlerdi.
Peygamberimiz Medine’ye hicret edince bu iki kabileyi barıştırdı ve kardeş yaptı.
Medine’de yaşayan Yahudiler bu kardeşlikten fena rahatsız oldular.
Yahudi ileri gelenlerinden Şes b. Kays, Evs ve Hazrec’in kardeşliğini duyunca sinirleri bozuldu. Arapların birleşmesi Yahudilerin kıyametiydi.
Çarşıda dolaşırken Evs ve Hazreclilerin bir araya gelip sohbet ettiklerini gördü. O kadar samimi ve o kadar senli benlilerdi ki Şes, bu birlikteliği kıskandı. Yanındaki genç yeğenine döndü:
“Kayle’nin çocukları (Evs ve Hazrec iki kardeş idiler ve annelerinin adı Kayle idi.) bu memlekette toplanmış. Hayır, vallahi onların cemaati ve ileri gelenleri birleşirse biz onlara hiçbir zaman galip gelemeyiz. Git ve yanlarına otur. Buas gününü ve o savaşlarda olanları hatırlat. Savaşlarla ilgili söylemiş oldukları şiirleri oku!”
Genç Yahudi, Arapların arasına karıştı, sözü Buas Savaşlarına getirdi. Savaşta öldürülen Evs lideri Hudayr b. Şimak ve Hazrec reisi Amr b. Numan’ı andı.
Onu dinleyen Evs ve Hazrecliler arasında münakaşa başladı. Herkes kendi kabilesini övüyordu. Evsli Evs b. Kayzî ile Hazrecli Cabar b. Sahr söz düellosuna giriştiler. Birisi şöyle deyiverdi:
-İstersen başa dönelim.
Rakibi öfkelendi ve hiddetle:
-Yapalım. Buluşma yerimiz Zahire olsun.
“Silaha sarılın! Silaha sarılın!” naraları ortalığı kapladı.
Haber, Gönüller Sultanı’na (sav) ulaştırıldı.
Allah Rasulü (sav) endişelendi. Hemen muhacirleri yanına alarak kavga yerine hareket etti. Evs ve Hazreclilerin yanına geldi.
Sinirler gerilmiş, ok ve yaylar hazırlanmış, kılıçlar kuşanılmıştı.
Gönüller Sultanı (sav) üzüntüyle onlara baktı, şu sözlerle uyardı:
“Ey Müslüman cemaati! Allah’tan korkun! Allah’tan korkun!
Allah sizi İslam’a hidayet ettikten ve sizi onunla şereflendirdikten ve cahilliğinizi İslamiyet ile sona erdirdikten ve onunla sizi küfürden kurtardıktan ve onunla sizin kalbinizi birleştirdikten sonra ben aranızda bulunurken cahiliyet davasıyla birbirinize mi düşeceksiniz?”
Öfkeler yutuluverdi, öfkeler mahcubiyete döndü. Mızraklar yere çakıldı, kılıçlar kınına sokuldu. Bakışlar yere çakıldı. Allah Rasulü’nün (sav) kaşlarının çatılması, ensar için vahim bir şeydi, onu korumaya ve ona itaat etmeye söz vermişlerdi. Onun sitemli sözlerini duyunca hepsi şeytanın vesvesesine aldandıklarını ve Yahudilerin oyununa geldiklerini fark ettiler.
Müminler kardeştir fermanını kulak arkası ettiklerini hatırladılar.
Öfke ve ırkçılık duyguları, Gönüller Sultanı’nın (sav) bakışları altında kar gibi eridi. Akılları ile öfkelerini yendiler, buz gibi kin duyguları İslam güneşi altında eriyip dağıldı. Nefislerine kahretmeye ve kızmaya başladılar.
Çok geçmeden öfke pişmanlığa dönüştü ve ağlamaya başladılar.
İslam kardeşliğini esas alsak, Kürt ve Türk ırkçılığını toprağa gömeriz.
DEM diye bir parti olmaz.
ABD ve AB’ın parçala ve yönet stratejileri çöpe gider. Eğitim sisteminden başlamak gerekir. Okullara yavrularımıza kardeş olduğumuzu öğretmeliyiz. Teröristleri eğiten, silahlandıran ve bizi bölerek yöneten ABD ve AB oyunlarını bozmalıyız. Aslında çözüm kültürümüzde, dinimizde ve kitabımızda.
Irkçılık, çıkmaz sokak ve bölünme demek.
