Kulluk kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Teğabun Suresi on dördüncü ayette, eş ve çocukların kişiye düşman olabileceğine dair ayet okunduğunda her iman eden yürek gibiinsan ürperiyor ve nasıl olabilir demekten kendini alamıyor. Kanından ve canından olan insanlar nasıl kendisine düşman kesilebilir diyerek hayretler içerisinde bir şok hali yaşayabiliyor.
"Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır; onlardan sakının. Eğer affeder, hoşgörür ve bağışlarsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Bu ayet, eş ve çocukların kişiye düşman olabileceğini ifade ederken, bunun sadece fiziksel bir düşmanlık anlamına gelmeyebileceğini belirtmek gerekiyor. Buradaki "düşmanlık," genellikle ayak bağı olmak, hayra hizmetini engellemek, onu başka kulvarlarda koşturarak gaye ve hedefini unutturmak olarak anlaşılabilir. Yani fiziksel düşmanlık ve şiddetten öte burada psikososyal ve ruhi bir baskı oluşturma, yıldırarak engel olma durumu söz konusudur. Nitekim ayetin nüzul sebebi olarak Efendimizle cihada gitmek isteyen bir sahabenin ailesi tarafından alıkonulması ve Medine’ye Efendimizin yanına hicret etmek isteyen Müslümanlara ailelerinin engel olması zikredilir. (Kur’an Yolu, Cilt 5, 376-378)
Yine eşten maksadın sadece kadınlar olmadığı bazen erkeğin bazen de kadının İslam’a hizmet yolunu tıkayabileceğini vurgulanmaktadır. (Abdurahman Ateş, Teğabun Tefsiri) Öyle ya bazen erkek insani ve İslam’i hizmetlerinden dolayı hanımı tarafından engellenebiliyor. Bazen de kadın güzel ve hayırlı çalışmalar içerisinde bulunmak istediği için beyi tarafından alıkonabiliyor. Bu iki tavrında yanlış olduğu ve bu tavırları müsamaha ve bağışlama yoluyla giderilebileceği vurgulanıyor.
Burada ailede oluşabilecek muhtemel düşmanlığı ve bu düşmanlığın giderilmesi için atılması gereken adımları şöyle sıralayabiliriz.
1. Ahiret Zararına Sebebiyet Vermek ve Mücadeleden Alıkoymak
Eş ve çocukların kişiyi Allah'ın emirlerini yerine getirmekten, ibadetlerden veya Allah yolunda hizmet ve gayretten alıkoymaları durumunda, ahirete yönelik zararlar meydana gelebilir. Kişi ailesini memnun etmek uğruna hak yoldan saparsa, bu durum onların "düşman" haline gelmesine yol açabilir. Ya da tam aksine gittiği müstakim yolda kararlı bir şekilde devam ederse yine kendisine “düşman” kesilmeleri olağandır.
2. Düşmanlık, Sabır ve Merhametle Dostluğa Çevrilebilir
Eş ve çocuklara olan aşırı sevgi veya bağlılık, kişinin dünya hayatına gereğinden fazla odaklanmasına ve ahireti ihmal etmesine neden olabilir. Bu tür bir bağlılık, kişinin manevi hayatında bir fitneye dönüşebilir. Kişi dünyaya gerektiği kadar değer vermeli, ahireti kazandıran işlere yönelirken de eş ve çocuklarının olağan düşmanlığına sabır ve sebat etmeli. Onları yaptığı işin güzel ve huzur veren hazzıyla buluşturabilmelidir. Sabrıyla ve kusurları bağışlamasıyla onları düşman olmaktan vazgeçirebilmeli rahmet kanatlarını germesiyle onları iyilik safına çekebilmelidir. Nitekim efendimiz bu merhamet ve şefkat örneğiyle övülmüştür. “Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile. (Al-i İmran, 159)
3. İnsanlarınArzuları Farklı Farklıdır
Aile üyelerinin istek ve ihtiyaçları, bazen kişinin doğru kararlar almasını zorlaştırabilir. Bu durumda kişi, Allah’ın rızasını aramak yerine aile üyelerinin isteklerini önceliklendirebilir ve hata yapabilir. Ailenin arzu ve hayali dünya ve içinde ki meta olabilir. Konfor ve lüks olabilir. Rahat ve müreffeh bir yaşam olabilir. Ancak kişi kendi ideal ve hedeflerine yönelirken ve Allah’ın rızasına doğru koştururken bu arzuları ailesi ve çocuklarına da aşılamayı bilmelidir. Arzu ve istekleri şekillendiren biçimlendiren terbiye eden inanç ve değerleri onlarında biricik gayesi haline getirebilmelidir.
Ayetten Alınması Gereken Dersler
Son olarak buçarpıcı ve güncel ayet, Müslümanlara dengeli bir yaşam sürmeleri gerektiğini hatırlatır:
- Burada düşmanlık edenler vardır diyerek herkesin böyle olmadığını dolayısıyla bu durumun bir istisna olduğunu ve genellemeci bir bakıştan sakınmamız gerektiği vurgulanıyor. Zira ailenin sükûnet, meveddet ve rahmet temelleri üzerinde bina edildiğini başka ayeti kerimelerden öğrenebiliyoruz.
- İman etmek iddiadır, bu iddia ile insan hayat boyunca imtihan edilerek sınanmaktadır. Bu sınama en yakınlarından bile gelebilmekte ve onların düşmanlığına bile hazır bir ruh hali ve diri bir inanç gerekmektedir.
- Aileyi bir fitne kaynağına dönüştürmemek için, Allah'ın emir ve yasaklarını öncelemek gerekmektedir.
- Affetme, hoşgörü ve bağışlama tavsiye edilmektedir. Kişinin aile içindeki problemler karşısında sabırlı ve hikmetli bir şekilde hareket etmesi öğütlenmektedir.
- Aile bireyleri ile ilişkilerde, Allah rızası gözetilmesi gerekmekte ve her iki dünya için de faydalı bir denge kurulması önem arz etmektedir.
Rabbim bizleri dünya ahiret dengesini gözeten ve öncelikli sevgi ve bağlılığın kime ve neye göre olmasını gerektiğinin şuurunda olanlardan eylesin. Ailemizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kılsın. Düşmanlık vesilesi eylemesin. Gaye ve hedefimizi rızayı bari eylesin.İstikamet ve yönümüzü cennet eylesin.