banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

"Herkesin bir hesabı var" ifadesi, insanların kendi yararlarına veya hedeflerine göre planlar kurguladığı, her bireyin kendi hesaplarını yürüttüğü anlamına gelir. Bu ifade genellikle gündelik yaşamda, iş hayatında veya insan ilişkilerinde kullanılır.

Kimi zaman herhangi bir sebeple şahsın ve ailen hakkında bazen yakın arkadaşların ve ülken hakkında bir hesap ve planlama yaparsın. Bazen plan ve ideallerinde başarıyı yakalar, bazen de başarısız gibi görünen sonuçlarla karşılaşır hesabının ters gittiğini kavrarsın. Ancak her hesabın üstünde bir hesap olduğuna kanaat getirip kalbi bir ferahlama yaşarsın. Tıpkı Hz. Yusuf üzerindeki birçok hesabın tutmayıp, Allah’ın hesabının tüm hesapları ters yüz etmesinde olduğu gibi. Hz. Yusuf’la alakalı kimler bir hesabın ve planlamanın içerisine girmemişti ki?

Babası Hz. Yakup bir hesap yapmış, kardeşleri ayrı bir hesap yapmıştı. Yusuf’un kendi hakkında elbette düşünceleri vardı birde Hz. Yusuf’u kuyudan çıkaranların bir ajandası. Yusuf’u satın alan azizin bir planı vardı, karısının başka bir su-i düşüncesi. Ancak Allah’ın hesap ve planları yapılan iyi veya kötü tüm planları bozmuş son noktayı Kadir-i Mutlak olan ALLAH koymuştu.

Yakub'un Yusuf’laİlgili Planı

Hz. Yakup (a.s.)  Her Peygamber gibi kendi yerine hayrul halef olacak birini gözlemliyor, çocuklarının meziyet ve hasletlerini ölçüyor, tartıyor, biçiyor ve bu iş için Yusuf’undan başkasını düşünemiyordu. Ahlakı, dürüstlüğü, idealizmi ve rüyası onu Hz. Yakub’un gözünde aradığı aday statüsüne yükseltiyordu. Nitekim Yusuf babasına rüyasından bahsedince babası rüyasını Allah’ın kendisini Peygamber olarak seçeceği, rüya yorum bilgisine sahip olacağı ve Peygamber olan atalarının nebevi bir mirasçısı olacağı müjdesini vermişti. Hasılı Hz. Yakup oğlu Yusuf’u kendisinden sonra nebevi bayrağı devralacak bir bilge ve dahi olarak görüyor hesaplarını Yusuf üzerinden yapıyor ancak ilahi irade başka şekilde tecelli ediyordu.

Yusuf'un Kendisi Hakkındaki Planı

Yusuf (a.s) rüyasında on bir yıldız, ay ve güneşin kendisine secde ettiği rüyasını görünce bu hadiseyi babasına anlatmış ve babası tarafından büyük ilahi mazhariyetlerle taltif edileceği müjdesini almıştı. Aslında Yusuf’un rüyası bir hakikat arayışının, bir derdin ve tasanın göstergesidir. Zira derdi, kaygısı, davası ve hülyası olmayanın rüyası da söz konusu olamaz. Yusuf kardeşlerine ve içinde bulunduğu toplumabir anne şefkatiyle muhabbet besliyor, birleştirici ve kucaklayıcı rolünü henüz çocukken bile sürdürme azmini ortaya koyuyordu. Babasının sevgisine ve umuduna layık, kardeşlerinin hüsnü zannıyla bir değişim ve dönüşümün öncüsü olabilirdi.

Yusuf'un Kardeşlerinin Yusuf ile İlgili Planları

Yusuf’un kardeşleri aslında Yusuf’a şahsi bir kin ve öfke beslemiyorlardı. Onların belki de Yusuf’u çekememelerinin yegâne sebebi Yusuf’un ahlaki ve insani güzelliklerini haset etmeleriydi. Ufkunun açık olması ve istikbalinin parlak olması endişesi onları öfkelendirip kaygılanmalarına sebebiyet veriyordu. Babalarının da sevgisi aslında Yusuf’un sadece fiziki güzelliğine değil, hulkiyet ve siret güzelliğine idi. Bunu hazmedemiyorlar ve Yusuf’u ortadan kaldırdıktan sonra bir tövbe ve istiğfarla babalarının sevgisini celbedeceklerini sanıyorlardı. Bu şekilde Yusuf öfkesi gözlerini kör, vicdanlarını sağır etmişti.

Yusuf'u Satın Alanların Planı

Yusuf’u kuyudan çıkaranlar onun yakışıklılık ve güzelliğinin paraya ve imkana tahvil edilmesi dışında başka bir şey düşünememişlerdi. Böyle bir hazineyi birkaç kuruşa satmış ve onun insani madenini keşfedemeden ellerinden çıkarmışlardı. Ellerindeki altını bakıra değişmişler birkaç kuruş kazanalım derken aslında dünyevi anlamda da zarar etmişlerdi.

Mısır Azizinin Yusuf ile İlgili Planı

Mısır azizi de Yusuf üzerinde bazı tasarruflarda bulunmak istiyordu. Öncelikle evladı olmadığı için evlatlık almak ve onunla teselli bulmak istiyordu. Kabiliyetlerini ve zekasını keşfedince onun için farklı hesapları zihninde pişirmek üzereyken hanımının nefsine uyması Yusuf üzerindeki tüm planlarını suya düşürmüştü. Belki de Yusuf’u saraya kendisi görevlendirecekti. Ancak ilahi irade yine üstün gelmiş Yusuf’un saraya yerleşmesini dahi kendi üzerine almış bu şekilde ileride edilebilecek minnet ve başa kakma ihtimalini ortadan kaldırmıştı.

Züleyha’nınYusuf’laİlgili Planı

Züleyha’nın Yusuf planı daha çok onu sahiplenmek ve nefsinden murad almak olmuştu. Bu birliktelikle belki de kocasını devreden çıkararak Mısırda alışılagelmiş bir saray entrikasıyla kocasını saf dışı bırakıp Yusuf’u Mısır azizi yapmak planı vardı. Ancak yine külli irade buna müsaade etmemiş ve Yusuf’un bu tuzağa düşmesine engel olmuştu. Eğer Rabbinin burhanı ve işareti olmazsa belki de bu tuzağa düşmüştü.

Bozulmaz ve Şaşmaz Plan: Allah'ın Planı

Rabbimizin planı tıkır tıkır saat gibi işliyor. Yusuf’u ilahi kanuna uygun bir imtihandan geçiren irade bütün planları bozan iradeydi. Tıpkı dün gibi, bugün ve yarında tüm olanlarda ve olabileceklerde nice planlara rağmen son sözü kudretli ve kusursuz irade sahibi Allah söylüyordu. Yusuf kuyuya atıldığı zamanda, aziz tarafından satın alındığı zamanda, zindana düştüğü anda ve Mısır’a sultan olduğu zamanda da hep külli irade devredeydi. İnsanlar sadece tavırları ile nerede durduklarını ve nasıl bir imtihan verdikleri ile sınandılar. Muhammed Mustafa babasız ve annesiz kaldığı dönemde de, Hira’da melek Cebrail tarafından oku diye sıkıştırıldığında da, Taif’te üzerine taşlar yağdırıldığında da, kutsal vatanı Mekke’den çıkarılmak durumunda kaldığında da ve Medine’ye sultan olduğunda da yine Kadiri Mutlak olanın iradesi ve planı işliyor ona düşmanlık edenler dünyalarını harap ediyorlardı.

Günümüzde de Gazze’de, Doğu Türkistan’da, hatta ve hatta çocukları, kadınları, yaşlıları kendi sapkın ideolojilerine kurban seçen tüm coğrafyalarda yine ilahi plan devrededir ve ilahi yasa hiç kimseye torpil geçmemektedir. Peygamberlerin katledilmesine müsaade edip insanların nerede durduklarını hangi çabayı ortaya koyduklarını ve nasıl refleks göstereceklerini takdir eden irade yine tecelli edecek ve inşallah bizim ellerimizle tekrar zalime dünyanın kaç bucak olduğunu gösterecektir. Yeter ki kuyuda sıkıntı içerisinde sabreden ve sarayda nimetler içerisinde teslimiyet gösteren Yusuf olalım. Yeter ki Taif’te taşlandığında duruşunu bozmayan, Mekke’ye fatih olarak girdiğinde mağrur olmayan Muhammed Mustafa’nın neferleri olalım. Yeter ki rahatlığın kendilerini gaflete düşürüp şımartamadığı, zorluğun ve eziyetin imanlarından parçalar kopartamadığı Kassam imanı kuşanalım. Yeter ki çalışıp azmettikten sonra, plan ve programlarımızı disipline ettikten sonra kendi ajandamızı ve hesabımızı kudretli iradeye dayatmayalım. Olmazları olduran, zalimleri her dönemde durduran, yeryüzü ve gökyüzü ordularını kudretli elinde bulunduran zata tam ve pazarlıksız bir tevekkül ile bağlanalım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.