banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Çağımızda kötülerin daha organize bir şekilde ve giderek daha çok mevzi kazanmalarına karşılık, iyilerin kimselere karışmadan, hiçbir şeye de bulaşmadan hep kendi kabuklarında kalarak, kendi mihverlerinde iyi olduklarını yahut iyi olduklarına bir şekilde kendilerini inandırdıklarını görüp duruyoruz.

İyilerimiz varsa da bunların pek çoğunun ‘kendilerine iyi’ tanımının tam merkezini tutmuş oldukları gerçeği bir bakıma malumun ilamı.

İyilik nedir, ne değildir?

Halimizi görmek bakımından kerim kitabımız Kur’an’ın şu iki ayeti en berrak ayna:

“Siz kendinizi unutarak diğer insanlara iyiliği (erdemli olmayı) mı öğütlüyorsunuz? Hem de ilahi kelamı okuyup durduğunuz halde? Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?” Bakara/44

“İyilik yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere, verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda(direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” 2/177

        Gökhan Özcan 30 Eylül Pazartesi günü Yeni Şafak’ta çıkan ‘Kötülüğün kendini sakladığı yerler’ başlıklı yazısında bu konudaki kanaatini şöyle ifade etmiş:

“İyilik kötülüğün hiçbir direnç görmeden kendini yaygınlaştırması neticesinde hayatımızdan yavaş yavaş çekiliyor gibi gelmiyor mu size de. İyilerin gittikçe azalan iyilikleri bu dramatik tabloyu değiştirmeye yetmiyor sanki.”

İşte Filistin’de Gazze’de, Lübnan’da ve yakın coğrafyamızda yaşananlar… Esasen yüz yıldan fazla, hele son üç yüz altmış beş gündür otomatiğe bağlanmış gibi aralıksız uygulanan vahşetler, katliamlar azgınlaşan kötülüğün devasa anıtı gibi durmuyor mu karşımızda?

Zulüm karanlık demektir. Karanlık, ışığın çekip gitmesiyle ortaya çıkan geçici bir durumdur. Tevfik Fikret’in deyişiyle “Elbet bir gün sabah olacaktır/ Geceler tulu-ı haşre (kıyamete) kadar sürmez.”

        Yazar,  iyiliğin çekip gitmesini kötülüğün hiçbir direniş görmeden kendini yayınlaştırması nedenine bağlarken yerden göğe kadar haklı; çünkü olayın doğasını, matematiğini, mantığını yani işleyiş biçimini ifade ediyor. Zulüm, adaletin ortadan kalkması durumudur.

        Haftanın her günü milyonları ekranlara mahkûm eden, hayattan dışlayan dizilerimizdeki iyilere, kötülere bir bakalım…

        Son derece iyi niyetli; lakin pasif kişiliklerdir bunlar. Her türlü aşağılamaya, hakarete, haksızlığa ve zulme karşı tepkileri sadece için için ağlamaktır. Maruz kaldıkları bu durumu ‘kötü kader’ diye ifade edip öyle yaşamayı adeta içselleştirmişlerdir. Allah’a sığınırlar; hiçbir mücadeleye girmeden neticeyi O’na havale ederler.

Kötülerse hep daha uyanıktırlar, daha organize çalışırlar, içerden ve dışarıdan işlerine yarayacak destek kuvvet toplarlar, zaten zayıf durumdaki hasımlarının açıklarını bulup, neresinden vuracakların hesabıyla meşguldürler. İşledikleri kötülüklerin izlerini yok etme konusunda yetenekli oldukları için yakayı kalay kolay ele vermezler.

Bir bakıma bu diziler neredeyse her gün, bilinçaltımıza ‘kötülere asla güç yetirilemeyeceği’ fikrini her gün telkin ediyor. Biz ise nerdeyse hepsi birbirinin aynısı veya kopyası olan bu dizilerde kötünün kötülüklerinin bir gün açığa çıkıp, cezasını bulmasını beyhude bekleyip duruyoruz.

        Politik duruşumuzun bile çoğu zaman bu ‘bekle, gör’ kelimeleriyle ifade edildiğini duyuyor, biliyoruz.

        Mehmet Çınarlı ‘Onlar’ adlı şiirinin bir beytinde ortalıkta kötüler ve haliyle kötülükler varsa bizim Allah’ın kullarından beklediği gibi yeterince iyi olmayarak onlara bu cesareti bizim verdiğimizi söyler:

        “Bizsiz ayakta durmaya yetmezdi güçleri

         Her gün bizimle güçlenerek yettiler bize.”

        Biz becerebilirsek iyi olmaya ve iyiliklerimizi çoğaltma irademizi güçlendirmeye bakalım. Kötüleri ve kötülükleri seyretmeye değil!

        Selamların en güzeliyle…

        Hacı Halim Kartal/ 07 Ekim, 2024

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.