Anadolu’nun derinlerinde, "iki yarlık" denilen bir durum hâkimdir. Bu ifade, bir köyün fikri ve sosyal açıdan ikiye bölünmüş olduğunu tanımlar. Köyde yaşayan insanlar, herhangi bir konuda fikir birliğine varamaz; birinin "doğru" dediğine diğeri "yanlış" der. Bu durum, sadece köydeki huzuru değil, aynı zamanda köyün kalkınmasını da engeller. "İki yarlık", bireylerin birbirine karşı düşmanlık beslemesine neden olur ve bu düşmanlık, köyün toplumsal dokusunu derinlemesine zedeler.
İkiye Bölünmüşlük ve Köy Baronları
"İki yarlık", sadece köyde yaşayanları etkilemekle kalmaz, aynı zamanda köyden ayrılmak isteyenlerin de peşini bırakmaz. Bu bölünmüşlük, köydeki güçlü figürler olan "köy baronları" tarafından körüklenir. Bu baronlar, köy üzerinde mutlak bir otorite kurma arzusuyla hareket ederler ve bu otoritelerini sürdürmek için köy halkını kontrol altında tutarlar. Onlar için köydeki her şeyin kendi izniyle yapılması esastır; köyün çocuklarının eğitimi, köyde yapılacak hizmetler, hatta köyden atanacak memurlar bile onların onayını gerektirir.
Bu durum, köydeki her türlü ilerlemenin önündeki en büyük engeldir. Köy baronları, köydeki gelişimi kendi vizyonlarıyla sınırlar ve bu vizyon ne kadar dar olursa, köyün potansiyeli de o kadar kısıtlanmış olur. Köy, bu dar görüşlü liderlerin ufku kadar ilerleyebilir; bu da köyün gerçek potansiyeline ulaşmasını engeller.
Köylerin ve Toplumların Kalkınmasındaki Engeller
"İki yarlık" durumu, sadece köylerde değil, daha geniş ölçekte de toplumsal gelişimin önünde bir engel teşkil eder. Bu tür bir bölünmüşlük ve dar görüşlülük, toplumların kalkınmasını engeller, çünkü ufku geniş olan bireyler, baronların baskısı altında gelişemezler. Bu nedenle, bir toplumun gerçek anlamda ilerleyebilmesi için öncelikle bu tür dar kalıplardan ve ikiye bölünmüşlükten kurtulması gerekmektedir.
Sonuç: Birlikte İlerlemek
Bir köyün ya da bir toplumun kalkınması için birlik ve beraberlik şarttır. Ufku geniş, vizyon sahibi bireylerin önünü açmak, toplumun gelişmesi için hayati önem taşır. Aksi halde, toplumlar dar görüşlü liderlerin sınırları içinde sıkışıp kalır ve potansiyellerini gerçekleştiremezler. "İki yarlık" gibi bölücü durumların üstesinden gelinmedikçe, ne köyler ne de daha büyük topluluklar gerçek anlamda ilerleyebilir.