banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Son zamanlarda sosyal medyada çok çirkin, çirkin olduğu kadar da ticari, üretim, tüketim ve pazarlama ahlakıyla bağdaşmayan görüntüler yayınlanıyor.

Kamyon kamyon, kasa kasa sebze ve meyveler yol kenarların boşaltılıyor. Bunlar hem çevre hem de ticari felakete yol açabilecek görüntüler olmasına rağmen hiçbir devlet yetkilisi çıkıp da dağa, taşa, yol kenarlarına dökülen yani çöpe giden bu sebze ve meyveler konusunda bir açıklama yapma gereği duymuyorlar ya da yapıyorlar da ben mi rast gelmiyorum acaba?

Bu konunun aslı nedir ben de merak ediyorum.

Bu olaylar gündeme gelince, bundan 25-30 yıl öncesinde bizzat şahit olduğum bir olay geldi aklıma

1991-1998 yılları arasında Merzifon'da görev yaptım.

Suluova İlçesi Merzifon'a çok yakın bir mesafededir. Türkiye'nin soğan ihtiyacının önemli bir bölümünün karşılandığı Suluova'da her yıl dönümlerce soğan ekilir.

O tarihlerde de bazı yıllarda, Ankara-Samsun Karayolu kenarına tonlarca soğan, kırmızı çuvallar içerisinde dökülürdü. Yol kenarına dökülmesinin sebebini de "o yolu kullanan devlet erkanı bu kırmızı çuvalları görsünler ve merak edip sorsunlar da bu soruna bir çare bulsunlar" şeklinde açıklanırdı.

Sorun da şuydu.

Soğan fiyatları bir önceki yıl çok yüksek olmuşsa eğer,  gelecek yıl soğandan para kazanmak yani zengin olmak için amiri, memuru soğan eker ve fazla üretimden dolayı bu defa da soğan fiyatları tabiri caiz ise "okkası beş paraya düşerdi." Bu sebeple üreteciler de kalkar soğanları çuval çuval yol kenarlarına dökerlerdi. Bu defa da zarar ettikleri için soğan ekmezler, ertesi yıl soğanda üretim darlığı çekilir ve soğan fiyatları tavan yapardı. Be defa da tüketici basardı yaygarayı. Bunlar hep halk arasında konuşulan mevzulardı.

Yine hepimizin malumu olması lazım... Benim yaşım (65 yaş) civarında olanlar bilirler... Çocukluk ve gençlik zamanlarımızda  "İhtiyaçtan fazla çay üretimi olduğunda fazla çayın bizzat devlet tarafından Karadeniz’e döküldüğü ve böylelikle çay fiyatının kontrol altında tutulduğu" şeklinde söylentiler olurdu.

İşte, bu olaylar da o tarihlerde yaşanan "yol kenarına, denize sebze meyve dökme" olaylarıydı.  Bu sorun bir "düşük fiyat" sorunu mudur yoksa  gerçekten de tarım ürünlerinde kartel oluştu da piyasa fiyatları yükseğe çekmek için mi bu yola başvurulmaktadır yahut da bu sebzeler, meyveler tarlada bozulan veyahut devletin kontrol mekanizmaları tarafından kontrol edilip, fazla ilaç içerdiği için zararlı bulunan ürünler midir, hakikaten merak edilen bir konudur bu konu...

Verilen bu örneklerden de anlaşılacağı üzere devletin üretim, nakliye ve pazarlama konusunda bir planlaması olmadığı için bu kısır döngü acı bir şekilde devam edip duruyor maalesef.

Dört yıl iktisat okumuş, piyasa yani üretim-tüketim dengesi, arz-talep meselesi nedir az ya da çok bilen birisi olarak üretim planlamaları, toprak ve ekili alan kıyaslaması, ithalat-ihracat meselesi konuları mutlaka planlanmalı ve halkın bilgi alma hakkına saygı gösterilip, lüzumsuz işlerle iştigal edilmemelidir.

Nasıl ki pandemi döneminde sağlık bakanlığı hem de bakan aracılığıyla gün gün hatta saat saat rapor vermişse, şimdi de enflasyon ve üretim-tüketim pandemisi ile ilgili olarak da aynı yöntemi uygulamalı ve halkımız kirli bilgiden kurtarmalıdır.

Sebze ve meyveleri çöpe dökme meselesinin aslı-astarı nedir hepimizin öğrenme hakkı olanbu konu ile ilgili olarak da kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.