banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Beğenmiyoruz ama ‘Bizi kim beğensin?’ diye de hiç düşünmüyoruz. Evet,‘Bizi kim beğensin?’

Peygamberimiz (S.A.V.) "Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez." buyurdu. Sahâbîlerden biri "(YâResûlallah), insan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasından hoşlanır." dedi. Resûlullah da "Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları küçümsemektir." buyurdu.

Birisi herhangi bir alanda önemli bir başarı gösterir burun kıvırırız.  Mesela Milli Takım Avrupa Kupa maçlarında son 16 takıma kaldı ama beğenmedik. “Oyun mu oynadı ki son 16 takıma kaldı?” Hak etmeden kaldık.” “Falanca oyuncu o golü atamasaydı kalamazdık.” “Kaleci o gollük topu çıkarmasaydı şimdi orada yoktuk.” “O kırmızı kart yemeseydi de on kişi kalmasalardı, yenemezdik.” gibi olumsuzluk yüklü izahlarla kendini haklı çıkarmaya çalışan birçok insan... Araştırın, gözlemleyin, bu tür insanlarda mutlaka kibir kırıntıları vardır. İşin ustası ve bizatihi o işi yapanların iyi niyetle yaptıkları eleştirilere bir şey demiyorum elbette.

Yahu arkadaş, elbette bu bir oyun. Kırmızı kart görmeyeceksin, o topu kurtaracaksın, o golü atacaksın ki galip gelesin, başarılı olasın...

Mesela “Alman Milli takımı 85 dakika beraberliğe oynadı son anda golünü attı ve turu geçti.” diye övgüler yağdırırız da Türk Milli Takımı’nın başarısını gölgeleyecek gerekçeleri niye üretme gayreti içinde oluruz, anlaşılır gibi değil. Hâlbuki bir şekilde biz de yendik ve tur atladık. Yok, illa ki “ben bilirimcilik’ oynamamız lazım. Yoksa gururumuzu nasıl okşayacağız?

Antrenör değiliz,santrafordeğiliz, kaleci değiliz, stoper değiliz, hakem değiliz, maşallahımız var ama sanki biz her şeyiz gibiyiz. Biraz da cahil olalım yahu, her şeyi bilmek zorunda mıyız?

Devlet bir proje geliştirir, büyükbir tesis yapar... İşin ta başından “olmaz”, “yapamaz,” “yaptırtmayız,” diye karşı çıkarız. Mühendis değiliz, meteoroloji uzmanı değiliz, ekonomist değiliz, maliyeci değiliz, usta değiliz, amele değiliz, müteahhitdeğiliz, işçi değiliz, patron değiliz amaher şeyiz sanki, bir türlü beğenmeyiz.

İş biter, faaliyete geçer, karalamaya devam ederiz.“Yandaşlarına verdiler.” “Milyon dolarlar heba oldu.”“Oraya bu tesisi yapmaya ne gerek vardı?” “Karın mı doyuracak?” falan filan...

Tesis para getirmeye başlar, işler verimli bir yola girer, o zamanda “Özür dileriz yanılmışız.” diyeceğimiz yere, “Biz yapılmasına karşı değiliz.” “İhale pahalıya verildi.”  “İstedikleri firmaya veriyorlar.” “Niye yap işlet modeli ile yapılıyor, devletin parasıyla yapılsın.” vesaire vesaire...  İşin yine uzmanı kesiliriz. Beğenmeyiz de beğenmeyiz.

Komşumuz bir ev alır beğenmeyiz. Bir araba alır mutlaka kulp takarız. Oğlu-kızı bir üniversite kazanır burun kıvırırız. Beğenmeyiz de beğenmeyiz.

Birisi dedikodudan, kavgadan, gürültüden uzak kalmak için kendisine yeni iştigal alanları edinmek, hiç değilse gönlünü eğlemek için kültür sanat hizmetleriyle kendince uğraşmak ister yine beğenmeyiz. Şiirini beğenmeyiz, hikâyesini beğenmeyiz, kitabını beğenmeyiz, paylaşımını beğenmeyiz.

Bir yarışma olur, bir görev alırız, yarışmaya gireriz, yarışmayı değerlendiririz, rakiplerimizi beğenmeyiz, jüriyi beğenmeyiz, puanını beğenmeyiz, sıralamayı beğenmeyiz, programı beğenmeyiz, sunanı beğenmeyiz, izleyeni beğenmeyiz, sırf kendimizi beğeniriz. “En iyisi bizizdir.”

Tezgâhta mal beğenmeyiz. Hastanede doktor, okulda öğretmen-öğrenci, devlet dairesinde memur, inşatta işçi,  sınavda soru, sınav sonucunda not beğenmeyiz.

Gençler yaşlıları, yaşlılar gençleri, çocuklar büyükleri, büyükler çocukları beğenmeyiz. Alınan ayakkabıyı, pantolonu, gömleği beğenmeyiz.

Derneklere, apartman yönetimlerine, sendikalara, partilere, vakıflara üye olmaz, göreve talip olmaz ama oraları yönetenleri beğenmeyiz.

Bestekârsak, şairsek, akademisyensek, çobansak, askersek, sivilsek, öğretmensek ya da hiçbir şey değilsek bile bu işleri yapan diğerlerini beğenmeyiz. “En iyisi hep bizizdir.”

Halbuki

“Kendini sürekli överek karşısındakini eleştirileriyle küçümseyen insanlar, derinlerinde yoğun bir ‘yetersizlik’ duygusu taşırlar.”

“Yüksek ego ve kibir, ezik ve kompleksli insanların kendi acizliklerini gizleme yöntemidir.”

“Kendisini beğenmeyen çatlar ölür” derler ama çatlayıp ölmek bile, her güzel şeyin önüne taş koymaktan, topluma zarar vermekten daha mı iyi bilmem.

Tüm güzellikler bizimle birlikte, kıskançlıklar, ihtiras ve kendini beğenmişlik gibi nahoşluklar bizden uzak olsun inşallah.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.