Bugün dünyada ‘Anneler Günü’…
Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan;Filistin’de, Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Irak’ta veya Afrika’nın yıllardır kanı iliği sömürülmüş herhangi bir ülkesinde anne ve çocuk ölümlerinin böcek ölümleri kadar kale alınmadığı bir zamanın ‘Anneler Günü’ mesajında yer vermiş bu güzel dileğe.
Dünyamızın en çok ihtiyacı olan şeyi vurgulamış: Anne yüreği genişliğinde merhamet…
Bir gazetemizde konu şu şekilde haber olmuş:
Katıldığı bir programda annelere seslenen Emine Erdoğan, "Asırlardır hiçbir dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin bütün insanlığa kucak açan medeniyetimizi, en çok anne kalbine benzetiyorum. Savaşın, adaletsizliğin kol gezdiği dünyaya anne kalbi genişliğinde bir merhamet diliyorum" dedi. Emine Erdoğan, üzerlerinde taşıdıkları sevgiden bir evlat, bir aile, bir medeniyet inşa etmiş her bir annenin, iyiliğe olan inançlarını diri tuttuğunu dile getirerek, "İnsanlık elbisesinin annelik tezgâhında dokunduğuna inanıyorum. Öyle ki Filistinli annelerin zalimliğe karşı evlatlarını korumak için gösterdikleri vakur duruş, direnişin ve barışın en somut örneğidir. Yüreği yangın yeri olan Filistin’in güçlü kadınlarının acısını paylaşıyor, savaşın, adaletsizliğin kol gezdiği dünyaya anne kalbi genişliğinde bir merhamet diliyorum" ifadelerini kullandı.
Mesajda öne çıkarılan iki vurgu benim için çok önemliydi. Birincisi hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün insanlığa kucak açan bir medeniyete sahip olduğumuz, ikincisi de bu medeniyet için yapılan ‘anne kalbi’ benzetmesi…Tevekkeli üzerinde yaşadığımız vatan topraklarına ‘Anadolu’ denmesi boşuna değildi. Anadolu şefkat ve merhamet bakımından yüzyıllardır anne kalbi olmuştu gerçekten kendisine sığınanlara.
Lakinmesajda da belirtildiği gibidünyamız savaşların ve adaletsizliklerin cirit attığı bir yer olup çıkmış; Gazze’de, Filistin’de aylardır hatta yıllardır yaşanan vahşetler sahnesinde görüldüğü üzere bundan en çok zarar görenler anneler ve çocuklar olmuştu
Yılda bir defa dünyanın gündemine aldığı ‘Anneler Günü’ diye anılan etkinliklerden Gazze’de, Filistin’de, Doğu Türkistan’da veya Afrika’nın birçok bölgesinde savaş veya terör sağanağı altında hayata tutunma mücadelesi veren annelerin haberleri bile olmuyordu.
İşte dünyamızın birçok bölgesinde ne hazin ki ahval ve şerait böyle iken televizyon ekranlarında yer bulan ‘Anneler Günü’ haberleri arasında ben şairlerimizin ‘anne’ temalı şiirlerini hatırladım.
Anneler ve çocuklar…
Gazze’de aylardır ne çok anne ve çocuk katledildi Rabbim!
Gazze harabeleri arasında feryat eden insanların koşuşturmaları haberleri akarken ekranlardan ilkin rahmetli Sezai Karakoç’un ölümlerin anne ve çocuk bağlamında yaşananını anlattığı şiirinin mısraları belirdi dilimin ucunda:
“Anneler ve Çocuklar
Anne öldü mü çocuk
Bahçenin en yalnız köşesinde
Elinde siyah bir çubuk
Ağzında küçük bir leke
Çocuk öldü mü güneş
Simsiyah görünüyor gözüne
Elinde bir ip nereye
Bilmez bağlayacağını anne
Kaçar herkesten
Durmaz bir yerde
Anne ölünce çocuk
Çocuk ölünce anne”
Feride Temel, ‘Gazze’de Ana’ şiirinde yedi aydır gözlerimiz önünde savunmasız insanlara kendi yurtlarında yaşatılan cehennemi anlatmış:
Dükkânlar kapalı
ışıklar sönük
ekmek yok
gaz lambasında yağ
sobada kömür yok
dışarıda sıfırın altında soğuk
el ayak buz
çocuklar donuk...
Gökyüzü simsiyah
bombalar füzeler cirit atıyor
çocuklar aç üstü yorgansız
uyku bir iki saat
sak yatılıyor
korku kâbus kucaklıyor
sonuçta bir ana
bu vahşete ne kadar dayana
suçu nedir bir bilse
masum sefil
savunmasız bir ana”
Ve…
Konusu son saat ve hesap günü olan Tekvir suresinde Rahman Allah’ın beyanı dikiliyor karşıma: “Diri diri gömülen kız çocukları sorduğunda/ hangi suçtan dolayı öldürüldüklerinin hesabını” (8-9)
İnanıyorum ki bu soruya dünyayı kıyamete zorlamama hesabı yapan katiller kadar katliamı seyran edenler de muhatap olacaktır.
Anne yüreği genişliğinde merhamet…
Ne güzel bir dilek!
Selamların en güzeliyle…
Hacı Halim Kartal/ 13 Mayıs, 2024