31 Mart 2024 tarihi itibariyle bir yerel seçimi daha geride bıraktık. Bu yerel seçim , diğerleri de biraz farklı gibi algılansa da aslında önceki seçimlerin tekrarından başka bir şey değildi.
Yerel seçim sonuçlarıyla ilgili çok şeyler yazıldı , çizildi ; yazılmaya ve çizilmeye devam edecektir. Tabi her yorumcu kendine göre yorumlar yapacak istatistik sonuçları çalıştıracak neticeye ulaşacaktır. Burada önemli olan ülkemizde sağlıklı bir seçim sürecini geride bırakmış olmamızdır. Son zamanlarda kutuplaşmaya doğru ülkemiz götürülmeye çalışılmış ancak her zaman olduğu gibi aziz milletimizin sağduyusu bunu da bertaraf etmeye yetmiştir.
Seçim süreci içerisinde adaylar yapacakları proje ve çalışacakları usul ve yöntemleri anlatma gayreti içerisinde oldular. Seçmen de bunları değerlendirmesini yaparak kendince belirlediği doğrulara göre oyunu kullandı. Bu demokrasinin bir zaferidir. Neticeye kazananlar ve kaybedenler olarak bakıldığında çok sağlıklı bir tahlil yapılmış olmaz çünkü demokrasinin kazanan ve kaybedeni de yoktur sonuç olarak kazananlar olacak ve kaybedenler olacaktır. Bunu kazanan ve kaybedenlerden ifadesinin dışında da görevi sona erenler ve yeni göreve gelenler diye de adlandırmak mümkündür bu tür yaklaşım bence daha sağlıklı olacaktır.
Tabi ki kaybedenlerin niçin kaybettiklerini de sorgulamaları gerekir. Öncelikle siyasi iktidarın mental yorgunluğu söz konusu olmuştur. Mental yorgunluk kendini bu seçimde olabildiğince hissettirdi. Ayrıca ekonomik şartlar ve ekonomik ortam da siyasi iktidarın mental yorgunluğunun en belirgin olarak öne çıkarttığı durumlardan birisiydi. Ülkemizde 16 milyona emeklinin olduğu bu en üst makam tarafından ifade edildi. 16 milyon emeklinin eşleriyle beraber düşünüldüğünde 32 milyona tekabül eden bir kitlenin varlığının ifadesidir. Bu kitlenin büyük bir kısmı da oy kullanan seçmeni ifade etmektedir. Neredeyse mevcut seçmen sayısının %50 sine yakını teşkil eder. Bu kesim hayat pahalılığının ekonomik sıkıntıların altında feryat etmekte ve sesini duyurmanın da yolunu aramaktaydı. Lakin siyasi iktidar bu seçmenin taleplerini çok da dikkate alındığı söylenemez ve netice itibariyle de bu kesim siyasi iktidara kızgın dargın olarak seçim sandığına gitti.
Kızmasına bir neden de memura verilen seyyanen zammı memur emeklisine yansıyacağı şeklinde açıklamalara rağmen memur emeklisine seyyanen zam yansıtılmadı. Burada da büyük bir haksızlık olduğu aşikar ortadadır.Yine asgari ücretin belli bir dönemde üzerinde olan emekli maaşı asgari ücretin altına düştü bu da emeklilerimizin dargınlık nedeni oldu.
Hepsinden önemlisi de seçimin son dönemecinde promosyon meselesini emeklilere bir kurtuluş reçetesi olarak sunulmaya çalışılması da bu kesimin hoşnutsuzluğunu da zirve yaptı. Bunun söyleneceğine bütçe imkanlarının kısıtlı olduğu vermek istendiği ancak mevcut imkanlar ile verilemeyeceği şeklinde rakamsal ifadelerle bu seçmen kitlesinin gönlü alınıp ümitler verilebilirdi. Kaldı ki bu kesim sağ duyu sahibi ülkenin dar boğazdaki dönemlerini yaşamış, ilaç kuyruklarında beklemiş ; hastane köşelerinde çile doldurmuş rehin kalmış, akaryakıt ,tüp, yağ, pirinç kuyruklarında beklemiş bugünleri bilen ve bu günleri zorluklarını yaşayan kesim olması itibariyle de anlayış gösterecek bir yapıya sahipti. Bütün bunlar seçmenin siyasi partiyi bir nevi cezalandırma eğiliminde olduğunun da göstergesiydi. Oyunu kullananlar açısından bu böyleyken bir önceki seçime göre oyunu kullanmamış sayı da olabildiğince fazla oldu. Bu kesim küskün en azından siyasi iktidarı sandığa gitmeyerek cezalandırma eğilimini sergilemiş oldu.
Bir başka bakış açısında da yerel yöneticilerin belirlenirken yeterli seviyede kamuoyu yoklaması yapılmadan ben yaptığım oldu zihniyetiyle de olaylara yaklaşıldı. Birden fazla dönem görev yapmış olan yöneticilerin tekrardan aday gösterilmesini de seçmen hoş karşılamadı. Bu konuda da pek de haksız sayılmazlar çünkü insanların bir dönemden sonra şevk ve heyecanları kaybı olabiliyor. Çıraklık ve ustalık dönemi diye adlandırdığımız dönemlerde hadi birinci dönem çıraklık ikinci dönemde ustalık olarak ifade edilebilir artık ondan sonra profesyonelleşme gibi bir durum söz konusu olsa da bu seçmen tarafında hoş karşılanmayan bir durumdur. Birden fazla dönem görev yapmış yönetici ne yazık ki çoğu zaman kibirli, kendini beğenmişlik insanlara tepeden bakma, ulaşılamama, ben yoksam kimse yok anlayışına yenik düşüyor. Bu da önemli etkenlerden biri oldu diye düşünülebilir
Bir başka etkenlerden birisi de sağ seçmenlerin dağınıklığı oldu. Sağ seçmen birden fazla siyasi partiye yönelince sol seçmende arada sıyrılmış oldu birçok il ilçe ve beldede ki kazanımlar analiz edildiğinde bu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Her şeyi ile geride bıraktığımız seçim sonuçları ülkemize hayırlı olsun