Sayısız ikramı, engin lütfu ve keremiyle bahçelerde bağlarda, kır bayır her yerde tepeden tırnağa çiçek açmış ağaçları görebildiğimiz şu güzel günlerde bizi bir bayrama daha yaklaştıran Rabbimize hamdolsun!
Yarın arife…
Memlekette dokuz günlük bayram tatiline girmenin hareketliliği yaşanıyor. Televizyonlarda bu hareketliliğin haberleri gündemin ilk sıralarına oturmuş durumda. Bir süre onları izledim bir haber kanalında.
Haberlerin ardından ‘Ustaların Sesinden- Kaleminden Bayram’ adlı bir dosya açıldı. AşıkMahzuni Şerif’ten Neşet Ertaş’a, Yahya Kemal’den Abdürrahim Karakoç’a sesleriyle, kalemleriyle kubbemizde hoş bir seda bırakarak unutulmazlar kervanına katılıp gitmiş birçok güzel insanın idrak ettikleri bayramlara dair yazıp söyledikleriyle güzel bir sunum yapıldı. Kimileri ortak dertlerimizi depreştirdi de hüzünlendim.
Şair ve sanatkârdediğimiz insanlar, toplum olarak görüp hissettiklerimizi en güzel ifade biçimde etmeyi başarabildikleri için içimizde daima farklı bir yere sahip olurlar ve kolay kolay unutulmazlar.
Bunlardan birinin, bir bayram günü dünyamızda yaşanan insanlık dışı barbarlıklarla ilgili hissedip kaleme aldığı mısralar bayram tebriki olarak neredeyse her bayram paylaşıldığını biliyoruz. Müslüman coğrafyalarda oluk oluk kan akarken yaşanan bayramların hüznümüzü artırmaktan başka bir anlamı olamayacağını anlatıyordu ‘İyi bayramlar ey Hüzün…’ mısraı ile biten bu şiirin sahibi.
Ülkemizde ve gönül coğrafyamızda yaşanan yıkımlar, savaşlar, acılar ve feryatlar sebebiyle bayramlarımız dalga dalga hüzünlerle geldi. Artık buruk karşılamaya iyice alıştığımız bayramlarda birbirimize iyi dilek ve temennilerimiz, sevinçlerimizden ziyade kederimizi artırmaya yarıyor. Şairinin zihniyeti sebebiyle Cahit Zarifoğlu’na izafe edilen bu şiirdeki gibi:
“İyi Bayramlar…
Büyüklerin ellerinden
Küçüklerin gözlerinden
Suriye’nin toprağından
Bosna’nın bayrağından
Ebu Zer’in yalnızlığından
Bilal-i Habeşi’nin ilk ezanından
Tarık bin Ziyad’ın kılıcından
Filistinli Cafer’in haykırışından
Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz
İyi bayramlar melekler şehri Gazze
İyi bayramlar utancımız, açlığımız Afrika
İyi bayramlar Ömer Muhtar’ın soylu çocukları
İyi bayramlar Recep onbaşı, Salih uzman, er Mehmet
İyi bayramlar kırılganlıklar, üzüntüler
İyi bayramlar ey Hüzün…”
Rahmetli A. Karakoç’un ‘Suları Islatamadım’ adlı kitabındaki ‘Bayramlar O Bayram Ola’ başlıklı bir dizi şiirinin iki numaralı olanı da çocukluk günlerimizin bayramlarının çoktan serap olduğunu anlatıyordu:
Ana, bu bayram mı? Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?
Hani ya o özlem, hani ya o tad?
Ne dışım kayguzuz, ne içim rahat
Haftalar öncesi her gün her saat
Huzura erdiğim bayramlar hani?
Nur yağan geceler, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?
Kar çiçeğim solmuş kar yatağında
Can verir ırmağın dar yatağında
Arife gecesi yer yatağında
Üstüme serdiğim bayramlar hani?
Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?
Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?
Aramakla bulunur mu? Belki…
Adının zihinlerimizde çağrıştırdığı gülümseyen çocuk yüzleri gibi sıcacık anlamıyla bayramların; hasret kaldığımız barışa, kardeşliğe, huzura ve esenliğe vesile olmasını dilerim.
Bayramlar o bayram ola!
Selamların en güzeliyle…
Hacı Halim Kartal/ 08 Nisan 2024