banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Ne yapıyorsun?

        -Ne yapayım, vakit öldürüyorum!

        - Öldürmesen olmaz mı?

        -Canım sıkılıyor; sıkıntıdan patlayacak gibi oluyorum.

        - Öldürmeyi değil de yaşatmayı düşünürsen sıkılmazsın, hem sıkılmaya geçit vermeyince patlayacak gibi de olmazsın.

        -Bilmiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum.

        -Cancağızım, işte asıl derdimiz bu! Bize ne oluyorsa hep bu ne yapacağımızı bilmememiz yüzünden oluyor. Bir şey yaparak vakti de kendimizi de çevremizi de yaşatmaya dönük bir hayırlı işin bir ucundan tutarak anlamlı ve değerli hale getirebiliriz. Aksi halde beynimizde ölüme ve öldürmeye daha çok alan açmış oluyoruz. Yaşamak ve yaşatmak gibi temel sorumluluklarımız dururken ne diye öldürelim?

        …

        Seçimler yaklaşıyor. Caddeler, sokaklar rengârenk... Duvarlar seçimlere katılan başkan adayları kadar muhtar adaylarının posterleriyle dolu. Esnaf ziyaretleri, ev ziyaretleri oldukça hareketli ve coşku içinde geçiyor. Muhtar adayları kapı kapı dolaşarak en seri şekilde projelerini anlatıp destek istiyorlar.

        Seçimlere büyük bir ilgi var. Öyle ki ilçemizin kimi mahallelerinde onlarca muhtar adayının katılıyor yarışa. Birçok yer böyle…Velhasıl memleketin her köşesi adeta panayır yerini andırıyor.

        Panayır havasında yaşanan seçimlerinyukarıdaki diyalogla ne ilgisi olduğunu müsaadenizle anlatayım.

        Efendim, bu ilgiyi adını tam olarak seçimlere katılan adaylarımızdan birinin broşüründe sıralanan projeleri arasında gördüm.Bunlardan oldukça dikkat çekici bulduğum birinde projenin adı ‘vakit öldürmek’ değil de yumuşatılarak ‘vatandaşlarımızın aileleri ile birlikte kaliteli ve keyifli zaman geçirmelerini’ sağlamak diye ifade edilmişti.

        Bir tepeden etrafı seyrederek ‘kaliteli ve keyifli vakit geçirmek’le vakit öldürmüş olmuyor muyduk? Tam olarak öyle denmese de projenin bendeki çağrışımı bu olmuştu.

        Ölmeye, öldürmeye hele nasılsa limitsiz kredimizmiş gibi algıladığımız zaman öldürmeye çok yatkın bir ruh halimiz var. Öğrencilik yıllarımızdan biliriz boş derslerin ne demek olduğunu. Bir dersin hocası herhangi bir sebeple gelmeyip de dışarı çıktığımız zamanları kısa süreli bayram gibi yaşar, bitmesini hiç istemezdik.

        Yıllar önce katıldığım bir hizmet içi eğitim kursunun sonunda iki arkadaşla Çanakkale ile Gökçeada arasında yaptığımız yaklaşık iki saat süren vapur yolculuğumuzu hiç unutmam. Vapur oldukça kalabalıktı. Oturduğumuz yere yakın sekiz on kişilik bir turist grubu vardı. Hemen hepsi bir şeylerle meşguldü. Kimisi önündeki resimli kartlara bir şeyler yazıyor, kimisi okuyor, kimi de kimseyi rahatsız etmeden müzik dinliyordu.

        Biz ise bu süre içinde sadece etrafı seyredip, sohbet ettik. Vapur Boğaz’dan ayrılıncaya kadar seyredilecek şeyler vardı. Mesela Çanakkale Şehitleri Abidesi… Abidenin boğazdan görünüşü de çok güzeldi. Fakat bir süre sonra sadece deniz vardı, nereye baksan denizin ve göğün maviliği ve martılar…Elimizde ne bir gazete, ne bir kitap hiçbir şey yok. Biz etrafı seyrederken komşularımız olan grup o iki saatlik süreyi daha anlamlı ve anılmaya değer hale getirmeye çalışıyorlardı. Onlar zamanı kazanmış, biz öldürerek yok etmiştik.

        Aynı konu, aynı hareket ve konuşmalarla hatta lüzumsuz tekrarlarla her bölümü birbirinin neredeyse aynısı veya kötü bir kopyası sayılan diziler karşısında geçirdiğimiz saatleri; bir oyun masasında bağımlılarına da seyircilerine de takvimi, saati unutturan zamanları getirelim gözlerimizin önüne. Yapılan eyleme bir ad vermek gerekirse bu ismi ‘öldürmek’ kelimesinden daha iyi hangi söz anlatabilir ki?

        Öldürmek filinin öznesini tasarlayarak bir cinayet işleyen biliyoruz.

        Bir canı bir hakka dayanmadan öldüren katil de adıma ‘ömür’ dediğimiz ve süresini asla bilemeyeceğimiz bir emanetin parçaları demek olan günlerini, saatlerini heba eden, heba etmek ne ki, taammüden öldüren değil midir?

        -Ne yapıyorsun birader?

        - Oturuyorum, bekliyorum, oyalanıyorum, geziyorum, dinleniyorum...

        -Hayır! Adını doğru koyalım. Şuna dümdüz katili olduğun anlarıma yenilerini ekliyorum desene!

        Selamların en güzeliyle…

        Hacı Halim Kartal/ 05 Mart 2024

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.