Futbolda birçok geri dönüşe şahitlik ettik! Yeri geldi gülen taraf olurken, yeri geldi üzüldük. Geri dönüşlerin sebepleri, karşılıklı değiştirilen ya da değiştirilmeyen oyuncular olarak her defasında karşımıza çıkmıştır.
Konyaspor önemli maç trafiğinin yaşandığı haftada,Başakşehir maçına mutlak 3 puan parolasıyla çıkmıştı. Karşılaşmanın ilk düdüğünden itibaren ilk 20-25 dakikalık dilimde, adeta eski günlerdeki Konyaspor’u izlemiştik. Ön alanda baskı yapan, rakibi yoran, hataya zorlayan, doğru hamlelerle rakibi zor durumda bırakan bir Konyaspor. Psikolojik olarak, düşme hattındaki takımların en büyük problemi, yemeden gol atmak!Dersek yanlış olmaz. Konyaspor’a bu anlamda da aslında maç altın tepside gelmişti.
Orta alanda kapılan top ile çıkılan hızlı hücumda,Cikalleshi doğru opsiyonu kullanmış ve maçın henüz başında, Prip’in şık vuruşu ile öne geçmiştik. Dakikalar 14 olduğunda sahnede yine Prip vardı. Ön alanda yapılan baskı ile Başakşehirdefansı bocalamış, doğru zamanda doğru yerde olan Prip, skoru 2-0’a getirmişti.
Düşme hattındaki bir takımın sahip olabileceği en iyi 15 dakikaydı diyebilirim. Bunun yanında farkı artıracak pozisyonlarla ilk yarı tamamen bizim Kontrolümüzde bir maç geçmişti. Devre 2-0 bitti.
Her ne kadar skor 2-0 da olsa pas trafiği ve topa sahip olmada Başakşehir bizden üstün bir ilk yarı ortaya koymuştu. Akıllı oyun ve direk sonuca gitmek olarak yorumlayabiliriz. İkinci yarının başında, normal şartlarda teknik direktörün yapacağı hamle; hızlı hücum oyuncularını oyuna alıp, yavaş hücum oyuncularını kenara almak olur. Böylece rakip size her saldırdığında kendi kalesinde pozisyonlar ve goller verecektir. İkinci yarı başlarken bizim yapmamız gereken hamleyi Çağdaş hoca yapmıştı. Sol kanada süratli Emirhan’ı aldı. Biz ise gol yiyene kadar değişiklik yapmadık. Maalesef Omerovic tercihini yavaş kalan Cikalleshi’yi çıkarıp daha yavaş olan Yunus’u sahaya sürmekten yana kullandı. Yunus böyle bir maçta oyuna alınabilecek son hamleydi. Böylece orta alandaki üstünlüğümüz de sekteye uğradı. Çağdaş hoca o bölgeye de josef’i monte edince, bizim orta alan tamamen yok oldu. Skor 2-2 olduktan sonra, birkaç dakikalık bir baskımız oldu, ancak oyun o kadar çok tek tarafa döndü ki gol yememiz neredeyse kaçınılmazdı.
1 Puana üzüleceğimiz bir maçtan, mağlup ayrılmanın şokunu yaşamıştık. Hâlbuki hoca ikinci yarıya başlarken,Cikalleşhi yerine Ndao, Prip yerine Ethemi ile başlasa inanın tarihi bir farkla maçı kazanabilirdik. Ancak her ne kadar hoca ikinci yarı yanlış hamlelerde yapsa, ilk yarı oynanan oyun ve alınan skorda hocanın başarısıydı. Bunu da skordan bağımsız belirmekte fayda var.
Muhtemelen Deniz’in on birde ki son maçını izlemiş olduk. Deniz tecrübesiz ve şu durumda artık kalede kalması ona da zarar verecektir. 2. ve 3. golde bariz hatası vardı.Penaltı pozisyonunda yaptığı hareketler ise tamamen rakibi hırslandıran hareketler oldu. Kaleye Slowik’ingeçmesi saha içerisinde yerli rotasyonu konusunda hocanın elini zora sokacaktır. Gelelim Metehan konusuna, Metehan kardeşim stoper topa öyle atlamaz! Bir stoperden çok ön libero kumaşı var sende! Ayaklarına hakimsin ama birebire kaldığında son adam olduğunun farkına varmalısın. Timeing hataların da oldukça fazla, bu konuda kendini daha çok geliştirmelisin.
Hal böyle olunca da Soner niye oynuyor demeyelim. Ya da yerli rotasyonu için transfer yapalım! Her geçen maç biraz daha dibe doğru gidiyoruz.
Unutmayalım, 2 sezon önce şampiyonluk mücadelesi veren takım, şuan sadece düşmeme mücadelesi vermiyor. Aynı zamanda bir varoluş mücadelesi veriyor. Elbirliği ile bu sezonu ligde kalarak tamamlamamız gerekiyor. Geçmişte yapılan hataları, her maç sonunda dillendirmek, bu takıma anca zarar verir. Biliyorum canımız yanıyor ancak, her maç sonunda oyuncuları yerin dibine sokmak, hocayı yerden yere vurmak da çözüm değildir. Şuan için şuursuz oyundan kurtulduk. Ancak galip gelememenin psikolojisini üzerimizden atamadık! Rize ve Ankaragücü maçları önemi normalden çok daha arttı. Ancak bizde havlu atmadık. Sezonun ilk yarısında ki takım için aynı şeyi söyleyemem ama bu takımın, bunu başaracak gücü ve kalitesi var.
Son olarak hakem efendiye gelelim, ben bu kadar özgüvensiz, bu kadar etliye sütlüye karışmayan ve verdiği kararın arkasında duramayan bir hakem görmedim. Art niyetli değil belki ama sıfır yetenek! Bir korner deyip geçmeyin, bakın penaltıya neden oldu. Öte yandan o penaltı pozisyonunu en net gören adam! Topa müdahale deyip, akan oyunu durdurması evlere şenlik bir olay! 3.gole giderken, 3 gol yiyen taraf oluverdik. Lig henüz bitmedi! Bu takıma, düştü muamelesi yapmayalım ve destek verelim.
Maçın sözü; Yenileceğinden korkan, daima yenilir.