İsrail uzun sürede beri Gazze’yi bombalamaya devam ediyor verilen kısa bir aradan sonra yine tekrar zalim ve gaddarlığını göstermeye başladı.
Bütün dünya uluslarının, devletlerini ve özellikle de İslam coğrafyasının İslam devletlerinin gözü önünde katliamı sürdürüyor ve sürdürmeye de uzun süre niyetli gibi görünüyor.Birleşmiş Milletler egemen devletlerin hakimiyeti altına ve bunların borusunun öttüğü bu kuruluş olmaktan öte bir teşkilat değil. Olumlu bir adım da maalesef atmıyor.
Gerçi Müslümanlar olarak da bizler onların insaf ve merhametine sığınmakla en az onlar kadar da haksız ve çaresiz duruma düştüğümüzü de göstermiş oluyoruz. Müslüman topluluk olarak İslam coğrafyasında yaşayan tüm Müslümanların kalbindeki sızı kalbindeki acı bekleyiş muhakkak en yürekte hissedilmektedir Ancak bunun otoriteler tarafından bir eyleme dönüşmesi ve bir tepkiye yol açması maalesef olmamaktadır ve bunun da olacağı da görülür gibi görünmüyor.
Bu tepki Müslüman topluluğun yedisinden yetmişine kadınından erkeğine yaşlısından çocuğuna herkeste hissedilir derecede görülmektedir.Buna şahit olduğum bir konuyu buradan aktarmak istiyorum.Daha henüz 9 yaşında girmemiş olan torunum Muhammed Emir kendisinin çizmiş olduğunu Filistin bayrağını getirerek dede bu Filistin bayrağını çizdim ben Filistinlileri çok seviyorum demesi ve İsrail bayrağını çizerek bayrağını yere atması ve İsrail bayrağına lanetler yağdırmasına bizzat şahit oldum.Biz Türk milleti olarak milletinin her ferdi yedisinden yetmişine, herkesin İslam coğrafyasında yaşanan tüm olumsuzluklarda kayıtsız kalmamız mümkün görülmüyor.
Türkiye ‘ninTürkiye’nin sınırlarıyla sadece olmadığını da bütün dünya biliyor bilmesi de gerekiyor.Ecdadımız yüzyıllarca geniş bir coğrafyaya hükmetmiş ve adaletle bu coğrafya üzerindeki birçok millet ve ulusları egemenliği altından tutarak kardeş ve barış içerisinde yaşamalarını sağlamıştır.Ne zaman ki, ecdadımızın gücü zayıflayıp otoritesini yitirmeye başladığı tarihten itibaren bu coğrafyalarda huzur ve sükunet maalesef kalmamıştır. Balkanlar Orta Doğu bunların en bariz örnekleridir.
Balkanlarda düne kadar Sırpların yaptığı katliamlara hep birlikte şahit olduk.Avrupa’nıngüya medeniyetin ortası olduğunu iddia edilen yerde kıyım yapılarak Müslüman kanına akıtılmıştır.Ancak çıkan Bosnalı yiğitler tarafından yapılan yiğit mücadele sonucu özgürlükleri sağlanabilirdi.Orta Doğu’da yıllardan beri sürdürülen ve körüklenen iç savaşlar kabile savaşları akan kan yine Müslümanların oldu.
Yine Orta Doğu’da ihtas edilen Yahudi devleti kurulduğundan beri bu coğrafyada zulümden şiddetten savaştan ve yokluktan başka bir şey getirmedi.Bu milletler bu coğrafyada bir türlü huzuru bulamadılar ve bulacaklar gibi de görünmüyor.Neden mi işte bunun nedeni biz birlik ve beraberlik içerisinde hareket edemiyor olmamızdır. Ayrıca bizler dinimizin gereklerini hakkıyla yerine getirme konusunda gösterdiğimiz gevşeklikte ibarettir.
İslamiyet’i gereği gibi yaşamak yardımlaşma dayanışma hoşgörüyü hakim kılmak için hiç şüphesiz mutlak suretle güçlü olmamız güçlü bir orduya güçlü bir ekonomiye siyasal açıdan güçlü olmamız elzem ve gereklidir. İşte görüyorsunuz ki ülkemizin ihtiyacı olan uçak temininde Amerika’nın ve batı'nın göstermiş olduğu isteksizlik ve vermeme olgusu maalesef yakınen görülmektedir. sözde Nato üyesi olmuş olmamız bile onların bize olan düşmanlıklarını önüne engel olamamaktadır.
Elbette ki biz onlardan merhamet bekleyecek durumda da olmamalıyız, kendi uçağımızı, kendi sanayimiziyapabilir, kendi ekonomimizi yönetebilmeliyiz.Yine kendi ilaçlarımızı üretebilir kendi tarımızla karnımızı doyurabilir hale gelmeliyiz.Zira Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değil mazlum milletlerin mazlum ülkelerin mazlum insanların yegane ve tek kurtuluş reçetesi ve ümitleri bizim üzerimize olduğunu unutmamalıyız.İşte torunumun sergilemiş olduğu bu tavır onun asil kanında taşıdığı müthiş değerlerin bir göstergesidir.
Bunu hiçbir zaman unutmamak lazım, elbette ki biz Türk milleti olarak her zaman mazlumların yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.Bu böyledir ve böylece de bilinmelidir.