Genç kardeşim! Emperyalizme direniş bilincimizin birinci şartı Amerika’dan, Siyonist israil’den, tüm zalimlerden ve müstekbirlerden nefret etmektir. Asla onların amelleriyle içini serinletmeyeceksin ve mutlu olmayacaksın. Bu itikadımızın sarsılmaz temelinin Rabbimizin: “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun Allah’a ve Rasûlüne düşman olanlara sevgi beslediğini göremezsin. İsterse onlar babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları olsun” (Mücadele 58/22) ilahi hükmü olduğunu bileceksin…
Genç kardeşim! Emperyalistlerin tanklarının, füzelerinin, uydularının, silahlarının, AB’lerinin NATO’larının, BM’lerinin, bankalarının, borsalarının ve tüm birlikteliklerinin ancak senin zaferini daha şanlı bir hale getirmekten başka bir işe yaramayacağını bileceksin. “Onlara, ‘Düşmanlarınız size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun’ denildiğinde, bu söz onların sadece imanını artırdı ve ‘Hasbunâllâhu ve ni’mel vekîl’ (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir) dediler” (Al-i İmran 3/174) ilahi övgüsüne mazhar olan yiğitler gibi her daim Allah’a dayanacaksın…
Genç kardeşim! Emperyalistlerle ve zalimlerle asla dostluk kurmayacaksın. Onlara meyletmeyeceksin, yaltaklanmayacaksın ve onlardan razı olmayacaksın, “Müminler, müminleri bırakıp da, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allah’ın dostluğunu bırakmış olurlar” (Al-i İmran 3/28) ilahi hükmünü asla aklından ve kalbinden çıkarmayacaksın…
Genç kardeşim! Her yerde ve her zaman hakkı tutacak ve hakkı söyleyeceksin. Kalabalıklara ve sayılara asla itibar etmeyeceksin. Hak bildiğin yolda trollerin, manşetlerin ve ana haber bültenlerinin kınamasından korkmadan yürüyeceksin. “Onlar Allah yolunda mücadele eder ve hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar” (Maide 5/ 54) ilahi hükmüne mazhar olmanın zor, bir o kadar çetin ve fakat herkese de nasip olmayacak bir mertebe olduğunu iyi bileceksin…
Genç kardeşim! Emperyalistlerin gücü ve sayısı seni asla geri adım attırmayacak. Bedir’de bin kişiyi yenen üç yüz mü’mini, Mute’de iki yüz bin kişiyi yenen üç bin mücahidi, Kadisiye’de yüz yirmi bin kişiyi yenen kırk bin muvahhidi, Çanakkale’de tüm emperyalistleri dize getiren iki yüz elli bin şehidi unutmayacaksın. Ve Rabbimizin, “Nice az topluluklar vardır ki Allah’ın izniyle nice çok topluluklara, kalabalıklara galip gelmişlerdir” (Bakara 2/249) ilahi hükmüne tereddütsüz teslim olacaksın…
Genç kardeşim! Bu yolda kınanacaksın, taşlanacaksın, dışlanacaksın, iftiraya uğrayacaksın, yalnız bırakılacaksın, belki bir avuç kalacaksın ama asla emperyalizmin ve Siyonizm’in avucunda olmayacaksın. Âlemlerin rabbi olan Allah’ımızın, “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizlersiniz” (Al-i İmran 3/139) ilahi tesellisine sarsılmaz bir imanla iman edeceksin…
Genç kardeşim! Yürüyeceksin, koşacaksın, çalışacaksın, terleyeceksin, teri, tozu ve göz yaşını ihlasla ve sabırla karacaksın, sonra bir sabah gelecek kardan aydınlık ve alemlerin Rabbinin, “İçinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara Allah’ın vaadidir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri yeryüzünde nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çıkaracaktır. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar” (Nur 24/55) ilahi müjdesine nail olacak ve zaferle buluşacağına inanacaksın. Unutma kardeşim! Asıl zafer, bu akideyle bu yolda yürüyebilmektir…