Öğretmenlerimiz çok önemli, sınıfın sultanı. Çocuklarımızın yeteneklerini geliştirecek, onlara büyük hedefler gösterecek ve bu hedeflere ulaşmaları için program verecek, tökezlediklerinden onları düştükleri yerden tutup kaldıracak öğretmen.
Öğretmenlerimiz idealist olmalı. Çocuklarımıza büyük hedefler göstermeli.
Medeniyet değerlerimize sahip olmalılar; erdemli, ahlaklı, bilgili, cesur, idealist öğrenciler yetiştirmek için kolları sıvamalılar.
Her öğretmen kendisini büyük bir medeniyet kurma projesinin bir parçası olduğunu unutmamalı.
Uzun asırlar dünyaya ilim, teknoloji, ahlak ve erdemleri temsil eden İslam medeniyetinin kurucusu bir öğretmendir.
Ben sadece öğretmen olarak gönderildim, buyuran Hz. Muhammed (sav) bir kitapla geldi, Suffe Okulu açtı, okuma-yazma seferberliği başlattı. İyilik yarışı ve yükselme hamlesi başlattı.
Müslümanlar uzun asırlar ilim, sanat ve medeniyet değerlerini temsil ettiler.
Kur’an-ı Kerim, büyük hedefler gösterir:
“İnanıyorsanız üstünsünüz.”
Müslüman üstün olmak için çalışmalı. Her öğrencimiz Hans, Abraham, Eva, Maria, Josef’i geçme ideal ve azmine sahip olmalı.
İlim insanı yükseltir.
ABD, Çin, Japonya gibi ülkeler ilim ve teknolojide ileri oldukları için kalkındılar.
Kur’an, Allah’ın Hz. Âdem’e ilim öğrettiğini ve bu sayede onun meleklere üstün geldiğini anlatır.
İlim öğrenme ve üstünlük yarışı çalışmayla kazanılır.
“İnsan için sadece çalıştığının karşılığı vardır, insan çalıştığının karşılığının görecektir” der Kur’an.
Yarınlar rahatını feda edebilenlerindir.
Allah çalışıp kazananı sever ve çalışana verir.
İdealist öğretmen, öğrencilerinin gönlüne taht kurar, akıllarını ikna eder, büyük hayaller kurmalarını sağlar.
Her önemli eser, bir hayal ile başlar.
Her proje hayal ürünüdür. Projeler hayata geçince başarı sağlanır. Başarı mutluluk verir.
Bizi harekete geçiren düşüncelerimiz ve hedeflerimizdir.
Büyük hedefler belirleyen öğrenci ona göre program yapar, hayallerini gerçekleştirmek için çalışır.
Cep telefonu oyunları, maçlar, Hollywood filmleri ile vakit öldürmez.
Geleceğine yatırım yapar.
Akıllı insan işine sonunu düşünerek başlar.
Akıllı insan işlerini önem sırasına göre yapar.
Öğrencinin en önemli işi dersidir ve kıymetli zamanını ders ve projelere harcar.
Osmaniye’de konferansımı dinleyen Mücahit Çakır, bana mail atmış, şunları yazmış:
“SİZ OLMASAYDINIZ İŞİM ÇOK ZORDU”
“Hocam, siz olmasaydınız işim çok zordu.
Sizi üç kere dinledim. Her dinleyişte moral buldum ve çok sevindim. Bana inanılmaz ölçüde güzel bir yol haritası çizdiniz. Sayenizde neyi, niçin ve nasıl yapacağımı öğrendim.
Sizi ilk defa dinlediğimde sekizinci sınıftaydım. Önümde ölüm kalım savaşı vardı, gergindim. Acaba kazanabilecek miyim sorusu beynimi yiyip bitiriyordu, içimde var olma ve yok olma kavgası veriyordum.
Sizi dinlerken beynimde şimşekler çaktı; çok ama çok heyecanlandım çünkü içimdeki var olma veya yok olma savaşından söz ediyor ve korkunç savaşı kazanabileceğimi söylüyordunuz.
Konuşurken siz de heyecanlıydınız ve heyecanlandırıyordunuz. Sesiniz, mimikleriniz, el ve kol hareketleriniz, içinizde uyuyan devi uyandırın, diyordu. Alnınız boncuk boncuk terliyordunuz, gömleğiniz yer yer tere batmıştı.
Sayenizde ümitlendim ve yeteneklerimin farkına vardım. Başaracağına inanmak ve kendini adamak gerekiyormuş. Başarılı olan insanlardan hiçbir eksiğim yokmuş. Başarılı insanlar da bir beyin, bir yürek, iki el ve iki ayakla yola koyulmuşlar. Bu donanıma ben de sahipmişim. Yeteneğim varmış ama arabayı garaja çekmişim, kullanmıyormuşum. Derslere bütün benliğimle sarılmıyormuşum.
Sizi dinledikten sonra kafamdaki sisler ve bulutlar dağıldı. Artık ne yapacağımı biliyordum.
“Kendinize güvenin, yeteneklerinizi geliştirin.” dediniz.
“Başarı modellenir. Bir kişi yapmışsa aynı tutkuyla çalışır, aynı bedeli ödemeyi göze alırsanız siz de yaparsınız. Başarı öğrenilebilir, başarısızlık da öğrenilir. Siz başarı yolunu seçiniz.” dediniz.
“Çaresizliğe sığınmayın, çare arayın!
Vazgeçmeyin, vazgeçen başarısızlığı seçer!
Başarısızlığı değil, başarıyı seçin.
Başarılı insanları örnek alın ve onları modelleyin.
Üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin!
Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.
Başarının iki temel ilkesi vardır: İnanmak ve adanmak.
Başaracağınıza inanın, hedefinize kilitlenin ve kendinizi adayın!”
İstersem ve düzenli ve planlı çalışırsam bir Anadolu lisesini kazanabileceğime inandım.
“Ben de başarabilirim” dedim kendi kendime.
Hedef belirledim, program yaptım, inat ve ısrarla çalıştım.
Öğretmen oldum, başarımı size borçluyum.
Çok teşekkür ederim, başınızı ağrıttıysam özür dilerim.”
Öğretmenlerimiz; öğrencilerine büyük hedefler gösterip çalışma ve yükselme azmi verebilirler. Ülkemizin yükselmesi, gençlerimizin erdemlerle donanması onlara bağlı.
Kıymetli meslektaşlarım, yeni eğitim ve öğretim yılı hayırlı olsun, başarılar dilerim. Başarı mutluluk verir.
