banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Bugünkü yazımın bahanesi, yine bugün trafikte yaşadığım bir olaydan esinti olacak.

İstanbul Yolu’nda bir köprü altı geçişinden sola dönmem gerekti. Benim gibi aynı güzergâha dönecek olan araçlar gerçekten çok güzel bir şekilde orta şeride dizilmişler ve yeşil ışığın yanmasını bekliyorlar.

Sağ şerit, sağdan ilerleyenlere açık tutuluyor, sol şeritte “U dönüşü” yapacak olan araçların geçişi için açık bırakılmış. Gerçekten hani deriz ya “Avrupai” bir duruş sergileniyor.

Ben de dâhil sıradaki bütün araçlar sola dönüş için yeşil ışığı bekliyoruz. Benim arkama durması ve sırasını beklemesi gereken bir araç sağ şeritten, tabiri caiz ise eğer “harmanladı” ve ileride sıkıştı kaldı. O da aynı bizim gibi sola dönecek. Bunu camdan uzatarak yaptığı el kol hareketlerinden anlıyorum. Sağ şeritten ilerlemesi gereken araçlar o aracın önlerinde olması sebebiyle ilerleyemiyorlar ve kornalarını çalıyorlar.

Bu arada bizim şeritteki araçlar için yeşil ışık yandı ve araçlar ilerlemeye başladılar. O “uyanık” sürücüye de yol vermiyorlar haklı olarak. Bu şekilde ben de o aracın yanına geldim ve pencereden elini uzatarak benden de yol istiyor. Sinyali kullanmıyor, pencereden elini çıkarmış eliyle dur işareti yapıyor. Doğrusu uyanıklığa prim vermediğim gibi istediği yolu da vermedim. Tam yan yana gelince öfke ile bağırdı. Öndeki araçların hepsine de aynı şekilde muamele etti zaten.

Ben geçtim ve bir şekilde o araç da peşime takıldı, yan yana geldik ve bana ”neden yol vermedin?” dedi. Ben de “benim hakkım olan yolu sana niye verecekmişim?” dedim ve “sağa çek” deyip araçlarını önüme sürdüler. Sağa çektim ve önüme durdu. İki kişiydiler. Araçlarından inip bana yöneldiler. Kapıları kilitleyip camı hafif hafif araladım.

“İn aşağıya” diyorlar. Ben aşağıya insem kesinlikle dayağı yiyeceğim.

“Bakın hem hatalısınız hem de efelik yapıyorsunuz. Plakanızı aldım, trafiğe bildireceğim, gelip o halletsin” dedim. “Ne iş yaptığımı sordular, “şu an kurallara uymaya çalışan bir sürücüyüm” diye cevap verdim.

“O kadar araç normal şeridinde beklerken siz neden onca insanın hakkına girip bu hatayı yaptığınızı sorgulayın sonra beni tehdit edin. Bakın siz benim arkama sıraya durmalıydınız, siz kuralsızlık yaptınız. Haydi, yaptınız neden el kol hareketiyle yol istiyorsunuz da dönüş işareti vermiyorsunuz? Bunların hepsi kul hakkıdır. Size yapılsa siz kızmaz mıydınız?” dedim. Tabi suçlu suçunu kabul edecek değil söylene söylene bırakıp gittiler.

Halbuki;

1. Haksızlık etmeseler böyle bir olay yaşanmayacaktı.

2. Kuralsızlık öfkeye dönüşmeyecekti.

3. İki kişi olmasalar üzerime yürüyüp o denli cesaretli olmayacaklardı.

4. Kuralsızlık yapmasına rağmen ben onlara yol versem arkamda geçiş sırasını bekleyenlere bu defa ben haksızlık yapmış olacaktım.

5. Ben trafiğe çıkmasaydım ya da o kişi trafikte olmasaydı da bu olay yaşanmayacaktı. Ama çıkmak zorundayız. Öyleyse kurallara riayet etmek kalıyor geriye.

6. Acaba oruçlu muydular? Yani oruçları başlarına mı vurmuştu? Eğer öyle ise yani suçlu oruç ise o zaman onu tutmasalar daha iyiydi.

7. Hep merak ederim. Acaba trafik kurallarını sadece ehliyet almak için gerekli olan şeyler mi zannediyorlar? Belgeyi aldıktan sonra ‘onlara gerek olmadığını’ falan mı zannediyorlar? Böyle zannetmeselerdi de bu olay yaşanmayacaktı.

Trafik cezasını öder kurtulursun ama kul hakkı, gerçekten ödenmesi en zor olan haktır.

Uyanıklık insanlık suçudur.

İnsan olmanın gereği olan ve yapılması ekstra bir iyilik sayılmayan şeyler vardır.

Biz hala;

 “Bu gün yere hiç çöp atmadım”

 “Alışveriş kuyruğundaki sıramı bozmadım”

“Bir düşküne yardım ettim”

“Trafikte yayalara yol verdim”

“Bir çocuğun başını okşadım”

Hülasa;

“Toplumda yaşama kurallarına hep riayet ettim” gibi cümleler kuruyorsak eğer, bu demektir ki daha alacağımız çok uzun mesafeler var. Bunları seslendirmeye gerek görmediğimiz ve toplumun her ferdinin bunları yapıyor olduğu bir seviyeye geldiğimizde bütün meselelerimiz hallolmuş demektir.

Andre Gide isimli bir dünya vatandaşının “iyilik” tarifi çok hoşuma gitti:

“Her türlü kötülüğü yapma imkânın varken, kötü bir şey yapmamak... İşte, budur iyilik...”

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.