Yaygın kanaate göre; Satranç, MS 6. yüzyılda Hindistan'da ortaya çıktı. MS 10. yüzyıla gelindiğinde tüm Asya'ya, Ortadoğu ve Avrupa'ya yayılmıştı. En geç 15. yüzyıldan itibaren Avrupa'da soylular arasında çok popüler bir oyun haline geldiğinden "kraliyet oyunu" olarak anılmaya başlandı…
Futbolda, teknik patronların hamlelerini, zaman zaman satranç hamlelerine benzettiğimiz olmuştur. Fakat, Galatasaray maçında, tam anlamıyla bir satranç maçını andıran hamlelere şahit olduk. İlk düdükle birlikte, oyunu çok isteyen bir Konyaspor gördük! Fakat bu istek çok fazla pozisyona dönüşmedi. 15.Dakikadan sonra Galatasaray, ilk ciddi şutunu buldu ve maça ağırlığını koymaya başladı. Devre arasına kadar 30 dakikalık bölümde, oyunun topla hakimiydi. Golü de bu baskıyla buldular. Konyaspor ise, yaya kadar etkili olsa da, final paslarında ve son dokunuşlarda etkisizdi. Zorunlu değişikliği saymazsak, devre arasında, on birde görmediğimiz için şaşırdığımız Diouf’un oyuna dahil olması ibreyi bizden tarafa çeviren ilk hamle oldu. Fizik olarak etkisiz kalan Pazuelo’nun görevini Paz, Soner ve Muhammet paylaşarak üslenecekti. Galatasaray’ın, kadro kalitesi elbette tartışılmaz ama hoca, orta sahaya sahip olursam, maça da hakim olurum. En azından beraberliği sağlarım düşüncesiyle hareket etti. Paz oyuna zorunlu girse de sonraki hamleler ona göre oldu. Paz’ın milimetrik pasıyla, skora eşitlik gelirken, Galatasaray beraberliği sindiremedi ve Okan Hoca hamleleri galibiyet üzerine yaptı. Beraberliği bulan Sırp teknik adam, geldiğinden beri yaptığı en iyi şeyi yaptı ve Okan hocanın gelişi güzel hücum hamlelerine karşın kafasına ben bu maçı alabilirim düşüncesini koydu. Topla ilişkileri bir hayli iyi olan Çekici Muric ve fizik olaraktan ayakta kalmak için Oğul Can hamleleri takdire şayandı. İlk gole nazire yaparcasına 5 Galatasaraylının arasından yaptığı ikinci asist maça noktayı koymuş oldu. Oğul Can ise, altın tepside gelen bu servisi boş çevirmemişti. Diouf ve Muhammet, içeri doğru boş koşu yaptıklarında yanlarında defans oyuncularını götürdüler. Buda orta alandan destek veren diğer oyuncuların rahat hareket etmesini sağladı. Zaten ele alınan orta sahadan dolayı etkili hücumlar gerçekleşti. Konyaspor 2.yarı hak ederek 3 puanın sahibi oldu. Zaten gollerin ön libero oyuncularından gelmesi bu durumu açıklıyor. Gelelim taraftara; Stadyumu doldurduklarında, oyuna ne denli olumlu katkı yaptıklarına şahit olduk. Yerine göre gerek milli maçlarda gerek kulüp maçlarında yıllardır olduğu gibi 12.adamın hakkını vermeyi bildiler.
Peki bu maçta öne çıkanlar neydi? Mahir; henüz ikinci maçı olmasına karşılık birebirde ne kadar etkili olabileceğinin olumlu sinyallerini verdi. Muhammet; Güçlü olduğunda sadece santrafor olarak değil bağlantı oyuncusu olduğunda da ne kadar etkili olabildiğini gösterdi. Soner; sezon başından beri aldığı eleştirilere kendi iç dünyasında karşılık vererek, geçen sezonki olağan üstü performansına dönebildiğini gördük. Oyunun ilk bölümünde, Kerem’e nefes aldırmazken ikinci bölüm ise ofansta muazzam işler yaptı. Diouf; Televizyonda göremeyeceğiniz bir ayrıntı ile maestro gibi takımı nasıl yönettiğine bir defa daha şahit olduk! Sehic; Bir kalecinin oyunu nasıl okuduğunun ve takıma geriden nasıl yön verdiğinin kanlı canlı kanıtı niteliğinde geldiğinden beri gösteriyor. Paz; serbest oynadığında oyuna nasıl artı katkı yapacağını çok iyi biliyor. Marlos oyunda etkisiz gibi görünse de bir önceki hafta yaptıklarından Sacha Boey’in hücumda varlık göstermesine engel oldu. Ondan Anadolu takımları ile yapılan maçlarda bir hayli faydalanacağız. Konyaspor genlerinde açık oynayan takımlara karşı, ideale yakın kadrosu olduğunda, genel olarak başarı hep gördüğümüz bir olaydı. Ancak bu maç, bu kadar olumlu işlere rağmen yanıltıcı olmasın! Gerideyken 2.gol gelse, yada Ahmet atılsa bugün başka şeyler yazıyor olabilirdik. Konyaspor ağırlıklarından kurtuldu mu yoksa bu maçın ayrı bir motivasyonu mu vardı Ümraniye ve Antalya maçları bize gösterecek! Özellikle Antalya maçı alt grupla araya neşter vurma maçı olabilir. Bir tarafta ilk 5 maçta gol atamayan bir takım varken, diğer taraftan biri hükmen de olsa son 3 maçında 7 puan alan bir takım oldu. Konyaspor maçı daha çok istedi maç çok önce bitebilir hatta rehavet olmasa ikinci yarı Konyaspor 4-5 gol bulabilirdi. Atılan gollerden sonra yapılan sevinçler aslında maça olan kazanma hırsını en güzel gösteren şeydi. Galibiyetler gelirse zamanla takıma olan inanç dahada artacaktır. Galatasaray’ın kazanma, konyaspor’un kazanamama serisi de böylece bitmiş oldu.
Maçın sözü; Aslında en zoru, kayıp oyunu kazanmaktır.