06.02. 2023 pazartesi sabaha karşı ve sonrası ülkemizde vahim bir olay yaşandı. Asrın felaketi olduğu söylenen depremde 11 ilimiz etkilendi ve binlerce cana ve milyarlarca malın telef olmasına neden oldu.
Şimdi yaraları sarma zamanı, millet olarak el birliğiyle bu yükün altına kalkıp yeniden viran olan, talan olan ıssızlaşan ve yaban olan illerimizi ilçelerimizi köylerimizi mahallelerimizin ayağa kaldırılmasını sağlamak için olağanüstü gayret gösterme zamanı. Tabii ki bu noktada malın yerine gelmesi mümkün olsa da ne yazık ki en acı olan, canların, can kayıplarının yerine gelmesi maalesef mümkün olmamasıdır.
Bu acıyı yaşayanlar ömür boyu bu acıyı yüreklerini hissedecek ve ciğerlerinin en ucura köşesi yanacak ve yanmaya da devam edecektir. Yine bu can kayıplarını neticesinde oluşacak durumlar çöküntüler yokluklar ve özlemler de durmayacak doruklara çıkacak ve insanları bir başka açıda perişan etmeye devam edecektir.
Elbette ki ateş düştüğü yeri yakar lakin bu defa böyle olmadı ateş ülkemizi her tarafını yakmaya başladı. Neden mi? Çünkü deprem sonucu oluşan ortam ülkemizin tüm katmanlarını tüm coğrafyayı etkisi altına aldı. Aileler göç ederek ülkemizin muhtelif yerlerine öncelikle akrabalarına sığındı.
Bunu sağlayamamış olan depremzede kardeşlerimiz de idarenin uygun gördüğü illere gönderildi.Bu depremzedeler gittikleri yerde kendileriyle birlikte travmalarını acılarını hissettiklerini de götürdüler ve bunu en yakın komşularından başlamak üzere anlatarak canlı ve gündemde tutmaya devam etmektedirler.
Tabii bunun sosyal yönü sadece bununla da kalmaz zaten, yaklaşık olarak 13, 14 milyon insanın etkilendiği bu devasa deprem felaketinin sonunda milyonlarca kişi işsiz kalacak iş arayacaktır.
Bunun neticesinde, de birçok aileleryokluk, göçler, gurbetler ve hatta ve hatta boşanmalar ayrılıklar yaşayacaktır. Umarım ki bunu en hafif şekilde atlatalım.Diğer tarafta insanların bir ömür boyu çalışarak edindikleri sahip oldukları malları mülkleri servetleri de bir iki dakikalık yer sarsıntısı sonucu yok olup gitti ya da gitmektedir.
Bütün bu felaketlere deprem neden olsa da, aslında deprem yıkılmamış deprem öldürmemiştir.Tedbirsizlik, kuralsızlık, denetimsizlik ve sorumsuzluk öldürmüştür yok etmiştir. Bu noktada üstüne düşen görevleri görevliler sorumlular ve yetkililer yapmamış, yapamamış ya da savsaklamıştır.
Sonuç olarak karşımıza böyle acı ve geri dönüşü olmayan bir tablo ne yazık ki çıkmıştır. Bu tablo daha önceki tarihlerde olan birçok deprem vakasının sonunda da gözle görülür elle tutulur bir şekilde ortaya çıkmışsa da;Yetkililer ilgililer gözlerini kapayarak kulaklarını tıkayarak bunu görmemezlikten gelmişler ve bugün bu zeminine bu olaylara sebebiyet vermişlerdir.
Bunun başka türlü izahı lemiçimi yoktur, olamaz ve bu konu öyle birkaç müteahhittin içeri alınarak tutuklanarak kapatılacağı asla ve asla düşünülmemelidir.İhmaller zincirinin ta başından sonuna kadar gidilmeli bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakılmalıdır.
Yetkililer neden niçin niye sorularını sormalı ve bunlara mantıklı cevaplar bulmalıdır, ihmaller zinciri sonucu oluştuğu kesin olan bu dram ve bunca can ve mal kaybı pardon ile kapatılması, insanlığa yapılacak en büyük ihanet ve haksızlık olacaktır.Bu sorun en yetkililer tarafından takibi yapılmalı ve neticesi kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.
Bunu saklayacak bunu sekteye uğratacak her türlü oluşumun önü kesilmeli ve sekteye uğratılmasına asla ve asla müsaade edilmemelidir. Sekteye uğratacaksavsaklama ortamını oluşturacak şartlar ortada kaldırılmalı ve gereği hakkaniyet ile herkes için yapılmalıdır. Bu bütün kamuoyunun öncelikle beklentisi ve talebidir. Aksi halde enkaz altında inim iniminleyerek vefat eden günlerce soğuk datir tir titreyen bir ömür çalışıp biriktirdiği malının evinin arkasında gözyaşı dökenlerin iki elleri bunların hem bu dünyada hemde o bir dünyada yakasında olacaktır.
