banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Cennet yurdumuzda aynı günde meydana gelen iki büyük deprem… Depremden etkilenen on ilimizin yüzölçümü neredeyse Almanya büyüklüğünde. Sabaha karşı bir anda binlerce bina yerle bir oluyor. Millet, can havliyle yıkılan binaların enkazı arasında kalanları kurtarmaya çalışırken ilkinde ayakta kalanların da yıkımına neden olan ikinci büyük dalgaya yakalanıyor. Manzara felaket ötesi bir şey…

Binlerce ölü ve yaralımız var… Binlercesi de harabeler altında kurtarılmayı bekliyor donduran şubat soğuğunda.

Üşüyoruz…

İşte milletin can derdine düştüğü, milyonlarca kardeşimizin etkilendiği felaket günlerinde millet tek yürek olup bütün gücüyle bölgeye akın ediyor…Gidemeyenler genç-ihtiyar, çoluk- çocuk yardım seferberliğine koşuyor; varını yoğunu bir an önce göndermeye çalışıyor kardeşlerine‘Sana gelen bana gelendir’ diyen Özbekistanlı şairin hissiyatıyla. İşte bu can pazarında birileri de acilen ürettiği yalan haberlerle memleket sathına yayılmış yangınlara adeta bezin döküyor. Belki de ‘gün bugündür’ diyerek depreme yükledikleri anlam her neyse. Acil bir felaket ve yıkımı hasretle bekleyenlerimiz olmamış mı nitekim? Ne yandan bakılsa pis bir organizasyon olduğu apaçık sırıtmakta olan bunca yala neyin göstergesi olabilir diye sormadan edemiyor insan.

        Düşündüm… Nihayet anladım ki bu olsa olsa domuzluğun göstergesi olabilir, başkası değil!

        Devlet- millet bir taraftan var gücüyle bir canı daha kurtarmaya çalışırken bir yandan da kışkırtmaya endeksli yalanlarla mücadele ediyor.

Merek edenler Nedim Şener’in Hürriyet’te13.02. 2023 günü yayımlanan‘50 deprem yalanı: Ne bu acı, ne bu yalanlar unutulur’ başlıklı yazısına bakabilirler. Köşesine taşıdığı yalanlar en çok söylenenlermiş…

Örnek olması bakımından birkaçını aldım:

- Afet bölgesinde TSK arama kurtarma çalışmalarında devreye girmedi.

- Enkazdan ilk olarak AKP’lileri çıkarıyorlar.

- Alevilerin olduğu yerlere yardım gönderilmiyor.

- Arama kurtarma yapılmıyor.

- Adana Havalimanı uçuşlara kapatıldı.

- Hatay’da baraj patladı.

- Kahramanmaraş’ta yanardağ patladı.

- Deprem bölgesine asker gönderilmiyor.

Odaklanacağımız ana nokta bunları sayıp dökmek olmamalı elbette. Kurdun dumanlı günü sevdiği gibi, bulanık sularda balık avlamaya çalışanlar hep olmuştur, olacaktır.

Bizim şimdi millet olarak asıl yoğunlaşacağımız konunun yalanlarla uğraşmak yerine gerçeklere tutunup tutunmadığımızı sorgulamak olması gerektiğini düşünüyorum. Bu bakımdan imar-iskân konusunu her şeyden önce insani, ahlaki, vicdani bir konu olarak görmeden, siyaset üstü tutmadan, ne yaparsak yapalım, netice her depremde yaşadığımızın tekrarı olmaktan öte bir işe yaramayacaktır.

Binaların zemininin ne kadar önemli olduğunu konuşuyoruz. Bunun gibi tutunduğumuz yer hakikat olmalı.

Tutunduğumuz yer hakikat ise yalan bize ne kadar zarar verebilir ki?

Bu noktada Nisa suresinin 147. Ayeti geliyor aklıma: Yüce Rabbimiz bu ayetinde diyor ki insanlığa: “Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azab etsin ki? Allah, şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir.”

Depremler gibi sarsabilir; fakat bölgedeki sağlam kalan binalar gibi yıkamaz.

Hakikate tutunarak iş tutmakla, ondan yüz çevirerek yapılanların ne demek olduğunu bir defa daha görmüş bulunuyoruz.

Sağlam zemin deniyor, doğru teknik deniyor…

Demek oluyor ki imar konusunda hakikate tutunmak bu ve biz birçok işimizde olduğu gibi bu konuda da ne yazık ki arızalı bir seyir takip edip durmuşuz.

Denir ki “Yalanı söküp atmadan hakikati dikmeye çalışma; tutmaz.”

Doğrudur…

Lakin daima hak ve hakikat zemininde yürüme irademizi besleyip diri tutabilirsek yalanlarla uğraşmamıza sıranın gelmeyeceğini düşünüyorum.

Selamların en güzeliyle…

Hacı Halim Kartal/ 20 Şubat 2023

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.