İnsan, bütün ömrü boyunca cenneti kazanabileceği bir fırsat ve bir imkân arar durur. Kimi bu fırsatı yakalamak için taa dünyanın öbür ucuna yardım çalışmalarına koşar. Kimi şehir şehir dolaşıp konferanslarla ve İslami faaliyetlerle bu fırsatı arar. Kimi yıllarca talebe yetiştirip bir cennet fırsatı elde etmek ister. Kimi gece uykusundan fedakârlık yapıp gece namazı, zikir ve Kur’an tilaveti için kalkar. Evet, bunların hepsi birer cennet fırsatıdır. Ancak Allah’ın bizim evlerimize, odalarımıza, yuvalarımıza yerleştirdiği cennet fırsatlarının maalesef birçoğumuz farkında bile değiliz.
Cenneti arıyorsanız önce evinizin salonuna bakın!
Eğer anne-babanızla birlikte yaşıyorsanız evinizin bir odasında sizin için özel hazırlanmış bir cennet fırsatınız var demektir. Çünkü bir evde anne-baba varsa o evde cennete açılan bir kapı var demektir. Yeter ki biz o kapıyı çalmasını bilelim. Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Anne-babası veya ikisinden birisi yanında yaşlandığı halde yani anne-babasıyla beraber yaşadığı halde cenneti kazanamayana yazıklar olsun.” (Müslim) Anne-babalarımızla beraber yaşamıyorsak bile onları razı etmek için özel bir çaba sarf ediyorsak cennete açılan kapıyı ısrarla çalıyoruz demektir.
Cenneti arıyorsanız evinizin mutfağına bakın!
Mutfağımız da bizim için cennete açılan bir kapı gibidir. Zamanın büyük bir kısmını mutfakta geçiren eşler, Allah’ın mü’min erkeklere cenneti kazanmaları için sunduğu en özel fırsatlardandır. Çünkü Efendimiz buyuruyor ki, “Sizin en hayırlınız, hanımlarına karşı en iyi davrananınızdır.” (Tirmizi) Bir Müslüman erkeğin namazı, cihadı ve mücadelesi Allah katında hayırlı bir kul olduğuna dair bir işaret olduğu gibi onun eşine karşı nezaketi, sabrı ve sadakati de onun Allah katında en hayırlı yani onun cennete en yakın kullardan olduğunun en önemli işaretlerindedir.
Cenneti arıyorsanız evinizin oturma odasına bakın!
Her akşam ailecek oturduğumuz oturma odalarımız da bizim için cennete açılan bir kapıdır. Çünkü o odalarda Efendimizin, “Helal rızık peşinde koşmak, cihattır.” (Müsned) hadisi gereği ailesini geçindirmek için sürekli helal kazanç peşinde koşan kocalar vardır. İşte bu helal rızık peşinde koşan izzetli, takvalı ve ahlaklı kocaları razı etmek cennete açılan en önemli kapılardan birisidir. Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki, “Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak ölürse mutlaka cennete girer.” (Tirmizi)
Cenneti arıyorsanız evinizin çocuk odasına bakın!
Çocuklarımızın odaları da bizim için cennete açılan birer kapı gibidir. Çünkü o odalarda Allah’ın bizlere büyük bir nimet olarak verdiği ve bizden sonra da salih bir amel gibi amel defterimize hayırlar yazdıracak evlatlarımız vardır. Evlatlarını İslam’a göre yetiştirmeye gayret eden her anne ve baba, cennete açılan kapıyı ısrarla çalıyor demektir. Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Kim üç kız çocuğunun (bir ve iki de olabilir) geçimini sağlar, onları terbiye edip evlendirir ve onlara güzel davranırsa cennet onundur!" (Ebû Dâvûd)
Cenneti arıyorsanız evinizin misafir odasına bakın!
Evlerimizin misafir odaları da bizim için cennete açılan bir kapı gibidir. Çünkü o odalarda Efendimiz’in (s.a.s), “Misafir rızkı ile gelir giderken de ev halkının günahlarının bağışlanmasına vesile olarak gider” (Acluni) buyurduğu cennet yolundaki en büyük engelimiz olan günahlarımızın bağışlanması vesile olacak misafirlerimiz vardır. Gıybet etmeden, günaha girmeden, kalp kırmadan, arkasından konuşmadan ağırladığımız her misafir bizim için hem bir mağfiret vesilesi hem de bir cennet fırsatıdır.
O halde cenneti arayanlar ilk önce evlerinin içindeki cennet fırsatlarını değerlendirsinler. Çünkü yanı başındaki cennet fırsatını değerlendiremeyenlerin uzaklardaki fırsatları değerlendirmeleri de çok zordur.