Kıymetli yarenlerim; hiç şüphesiz yüce dinimiz İslam, bizi biz yapan, dünyevi ve uhrevi değerlere sahip çıkmayı, öz benliğimizden uzaklaştıracak olan her türlü söz ve davranışlardan, eylemlerden kaçınmayı emreden, İslami kimliği inşa eden, Allahresulü (s.a.v.) ile hayat bulmayı ahlaki ilke kılan, varlığımızı âdâb-ı muaşeret kuralları ile anlamlı kılan, müslüman kimliği ile yaratılış gayemizi hatırlatan, öğreten ve bizlere şahsiyet kazandıran, kulluktan sosyal hayata, giyimden kuşama, yemeden içmeye kadar her alanda bu değerlere sahip çıkan, inançlarını ve kültürlerini muhafaza eden, Hz. Allah (c.c.)’nun emrine, Resulü (s.a.v.)’in Sünnetine sarılmak bir vecibe iken, imanı ve Kur’an-i değerlere bağlılığını Allah muhafaza bırakıp, kendi inanç ve değerlerinden uzaklaşarak Yahudi ve Hristiyanların, yabancıların kültürlerinin etkisi altına girmiş İslami ve imanı kimlik ve aidiyetlerini kaybedenler, kula kul yani nefsinin kulu olan, müslüman görünümlü süslümanlara inat,
İslam’ın şiarına, İslam’ın sembol ve nişanelerine saygı duyması ve onları koruması, tevhidin sembolü Kâbe, ümmet olma bilincinin tazelendiği hac, teslimiyetin simgesi olan kurban, birlik ve beraberliğimizin nişanesi camiler, şehadetleri dinin temeli olan ezan-ı Muhammedi, kulluğun zirvesi olan namazı, bizi biz yapan İslam’ın şiarlarına sımsıkı sarılan er kişi, yiğit insanlar için Rabbimiz (c.c.) Hac 32’de şöyle buyuruyor. “İşte sana durum budur. Her kim Safâ Merve gibi Allah’ın dininin nişanlarına özellikle kurbanlık hayvanlara tazimde bulunursa, gerçekten de o hürmet ve saygı, kalplerin Allah’a karşı taşıdığı saygı ve takvasından kaynaklanmaktadır.” buyurmuş, bu sembol ve nişaneleri muhafaza etmenin gerçek kul olan takvamızın bir gereği olduğunu haber vermiştir.
Ahlaki değerlerin yok olmaya, örf ve adetlerin bozulmaya başlandığı, kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönemde o gayri insani adet ve geleneklerden birisi de hiç şüphesiz YILBAŞI kutlamalarıdır. Oysa yılbaşı adı altında yapılan eğlencelerin, eğlencelerde yer alan sembolik figürlerin, çam ağaçlarının kesilmesinin tarihimizle, kültürümüzle hiçbir alakası yoktur. Yüce dinimiz İslam, bütün kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren, cinayetlerin işlenmesine sebep olan içkiyi, uyuşturucuyu kumarı haram kılmasının yanısıra kumarların farklı bir çeşidi olan piyango, toto, loto ve bütün şans oyunlarını da dinimiz haram ve büyük günahlardan saymıştır.
Toplumlar değerleriyle bilinir ve onlarla anılırlar. Değerleriyle yaşar, onlarla ayakta dururlar. Efendimiz (s.a.v.) “Kim kendisini bir kavme benzetirse, benzerse, o da onlardandır.” (Ebu Davud) Buyurmuştur.
Yabancı kültürlerin esiri olarak hiçbir millet bir başka toplumun değerleriyle yükselemez. Aksine alçaldıkça alçalır. Bizim inancımız, tarihimiz ve kültürümüzle bağdaşmayan batıl örf, adet ve gelenekleri hayatımıza yansıtmayalım. İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizin göz aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep birlikte gayret gösterelim. Unutmayalım ki hiçbir millet bir başka toplumun değerleriyle yükselemez.
Dolayısıyla eğer yılbaşı kutlanacaksa gelin hep beraber şöyle kutlayalım…
*Cami yapılacak diye sökülen ağaçlar için büyüklerimizin dediği gibi; “Köpek tanımayan kişilere havlar” diye saldıranlar, biz müslümanların, mü’minlerin teslimiyetin simgesi, birlik ve beraberliğimizin nişanesi olan Kurban bayramında kestiklerimiz Kurbanın ve Bayramın ehemmiyetini bilmeden kesilen kurbanlara hayvan kıyımı, cinayet diye saldıranlar, yılbaşı gecesi kesilen hindilere ziyafet diyecek kadar hani derler ya “Bazı insanlar alçak gönüllüdür.Bazıları da ALÇAK OLMAYA gönüllüdürler.” alçalanların, yapılacak olan Cami ve Kur’an Kursu, hastane için sökülen ağaçları bahane edip müslümanlara hakaret ederek burunlarını bilmem neye sokanlar, günler önce dükkân, cadde ve sokakları çam ağaçları ile süsleyenlere gıgını çıkarmayanları Kur’an’ın tabiriyle A’raf 179’da buyurduğu üzere;“Andolsun ki muhakkak biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunun kâfirlikte ısrarı seçeceğini, evveli olmayan ilmimizle bildiğimizden dolayı onları cehennem için yarattık. Zira işledikleri kâfirlik ve günahların âkıbeti cehennem olacaktır. Ama ezelde bize ibadet edeceklerini bildiğimiz kimseleri, bize kulluk etsinler de cennete girsinler için yarattık. Onlar için kalpler vardır, ama onları hakkı anlama uğrunda kullanmadıklarından, kendileri ile gerçekleri anlamazlar. Onlar için gözler vardır, fakat kendileriyle Allah’ın yarattıklarına ibret nazarıyla bakıp onlarda bulunan ayetleri görmezler. Onlar için kulaklar da vardır, lâkin kendileriyle ayet ve vaazları amel etme niyetiyle işitmezler. İşte sana onlar anlayış kıtlığı, ibret nazarıyla bakmama ve düşünerek dinlememe yönlerinden hayvanlar gibidir. Hatta hayvanlar fayda ve zararı bilip, menfaatlerini celp etme ve tehlikelerden sakınma hususunda var güçlerini kullanırken onlar sonsuz faydaları bırakıp, ebedi azaplara kendilerini maruz kılarak işi tersine çevirdikleri için, hayvanlardan daha da sapıktırlar. İşte sana ancak onlar, kendi kârlarını bilmeyen gâfil kimselerin tâ kendileridirler.” İşte onlara inat…
Hiçbir sorun çıkarmadan toplu olarak cuma namazına, bayram namazına gelerek birbirlerinden selam ve dua ile cennet biletlerini alarak ayrılırken, Hristiyanlara ait bir günü yılbaşı diyerek, içki tüketerek, kumar oynayarak, pavyonlarda, barlarda itişip kalkışıp, kimin eli kimin belinde, cebinde olduğu bilinmeden cehenneme bilet alanlara çağdaş diyen çağdışı yaratıklara inat,
Biz müslümanlar gelin o gece çok ama çok iyi düşünüp karar verelim kendi kendimize. 2022 yılında yaptığımız tüm kötülükleri düşünürcesine.
*Ben kendi kendime söz veriyorum, tevbe ediyorum müslünam olarak 2023 yılında Allah ve Resulünü memnun edecek ibadet ve taate daha çok devam edeceğim.
*Günahlarıma bir daha yapmamak, dönmemek üzere tevbe yani nasuh tevbesi ile pişmanlık duyarak bir daha o günah ve hatalara dönmemek üzere onları terk edeceğim.
*Hayır ve hasanette bulunacağım.
*Bir yetimin velisi olacağım.
*Başta kılmadığım namazların kazasını yapıp, tutmadığım oruçların kazasını yapacağım.
*Kur’an-ı Kerimin mealini okuyarak, emirlerini hayatıma ilmek ilmek işleyeceğim.
*Anne ve babama itaat edeceğim.
*TARZ! değil farz olan tesettüre bürüneceğim.
*Sıla-i rahim yapacağım.
*Komşuluk haklarına riayet edeceğim.
*Hakkı olanlardan helallik isteyeceğim.
*Bana gelmeyene ben gideceğim.
*Bana vermeyene imkânlar dâhilinde ben vereceğim.
*Hastaları ziyaret edeceğim.
*Vefat eden anne ve babamın, evladı iyalimin ibret almam için kabirlerini ziyaret edeceğim.
*Kısacası, Allah için sevmeyi, Allah için buğzetmeyi, vatanımın, bayrağımın güzelim ülkenin selameti için kaynaşmayı, paylaşmayı yapacağım.
*Hatta insan insana zindan olmasın. İnsan insana umut olsun. İnsan insana dua olsun. İnsan insana sevgi olsun. İnsan insana emanet olsun. İnsan insana cennet olsun diye söz verelim. Varmısınız? O zaman bu duyguyla yılbaşını tefekkür edelim. Tefekkürle geçirelim ki gecemiz LAĞIMHANE VE ORADA BOĞULAN değil, dünyayı karanlıklardan aydınlığa vesile kılan mekân HİRA olsun, HİRA. Selam ve dua ile…
Yusuf ÇAKICI
Seydişehir / KONYA