Evinizi bir savaş meydanına çevirmeyin. Küçük sorunları büyütüp, büyük tartışmalara ve kavgalara zemin hazırlamayın. Şu koca dünyada küçük bir evin içine hapsolmuş iki küskün olarak hayatınızı birbirinize zehir etmeyin. Ömrünüzü basit meseleler için didişerek geçirmeyin. Tartışmayın, didişmeyin, teslim olun kurtulun…
Büyük davalarla dertlenin ki küçük meselelere ayıracak vaktiniz kalmasın. En büyük davanız ise İslam olsun. Unutmayın! Kim İslam’ın derdiyle dertlenmezse Allah onun derdini dünyası kılar. Sakın aklınızdan çıkarmayın herkesin sırtında bir dert küfesi vardır. Siz küfenizi İslam’ın ve ümmetin derdi ile doldurun ki dünyalık dertlere, geçimsizliğe, kaynana-kayınbaba savaşlarına yer kalmasın…
Evinizdeki kavgalara İslam ile son verin. Evinizden huzuru kaçırmayın. Geniş bir eviniz olabilir, yeni mobilyalarınız, perdeleriniz olabilir. Son model beyaz eşyalarınız olabilir. Ama evinizde huzur yoksa bir harabede yaşar gibi mutsuz olursunuz. Huzur İslam’dadır, İslam ise yaşanıldığı zaman huzura dönüşür…
Küskünlük ve tartışma evlerinizdeki bereketsizliğin en büyük kaynağıdır. Evinizden bereketi kaçırmayın. Bereket, barıştadır. Bereket yumuşak huylulukta ve güzel ahlâktadır. Bereket, özür dilemekte ve yeniden başlamadadır. Bereket, büyüklere hürmettedir. Bereket, rızkınıza kanaattedir. Bereket günahlardan uzak durmadadır. Bereket misafire ikramdadır. Bereket helal kazançta ve helal lokmadadır…
Birbirinize nefis yapmayın. Kin gütmeyin. İntikam almayın. İlle de benim dediğim olsun diye tutturmayın. İlle de benim sözüm geçsin diye ısrar etmeyin. Evinizde İslam’ın sözü geçtikten sonra eşinizin dediği olsa ne olur, sizin dediğiniz olsa ne olur. Evinizde İslam’ın sözü geçmedikten sonra kimin sözünün geçtiğinin ne önemi vardır…
Birbirinize karşı tek bir kırmızıçizginiz, tek bir sınırınız, tek bir prensibiniz olsun o da İslam olsun. İslam’ın dışında kendi kendinize uydurduğunuz kırmızıçizgilerle, saçma sapan prensiplerle, gereksiz ve yersiz sınırlarla, anlamsız kurallar ve takıntılarla hayatı birbirinize de kendinize de zindan etmeyin…
Eşinizle anlaşmazlıklarınızda İslam’a aykırı olmamak şartıyla geri adım atmaktan ve yenilmekten çekinmeyin. İslam’a aykırı olmamak şartıyla eşinizin dediğinin olmasına müsaade etmekten korkmayın. Tartışmada haklı bile olsanız eğer İslam’a aykırı değilse sen haklısın deyip eşinizi mutlu edin. Eğer eşinizi seviyorsanız göreceksiniz ki haksız da çıksanız onun mutlu olmasından siz de mutu olacaksınız…
Unutmayın! Kendi eşinizi ezerek, onu haksız çıkararak, onu rezil ederek elde ettiğiniz her haklılık ve zafer, size huzursuzluk, kavga, intikam ve büyük bir yenilgi olarak geri dönecektir. İslami çizgiler içerisinde eşinizi haklı çıkararak mutlu etmeniz, sizin haklı çıkarak nefsinizi tatmin etmenizden daha kârlı ve daha Müslüman’cadır…
Aranızdaki sevgi ve muhabbet artsın istiyorsanız ilk önce birbirinizin anne-babasına hürmet edin. Kaynana ve kayınbabalarınızla sürdürdüğünüz küskünlük, kırgınlık ve anlaşmazlıklar kendi hayatınızı bir ömür boyu çekilmez kılmak için yeterlidir. Bu sorunu devam ettirdiğiniz müddetçe koca bir ömrü huzursuz geçirmeniz için başka da bir soruna ihtiyacınız kalmayacaktır…
Unutmayın! Hayatta kazanılması imkânsız olan savaşların başında kaynana-kayınbaba savaşları gelir. Kazanamayacağınız bir savaşa girişmeyin! Teslim olun kurtulun. Çünkü teslim olmak büyüklere hürmet etmektir. O da Allah’ın emridir. Çünkü Allah, anne-babalarınıza öf bile demeyin diye emrediyor. Bu savaşta teslim olmazsanız hayatınızın diğer cephelerinde de yenilmeye mahkûm olursunuz. Çünkü Allah, büyüklerine hürmet etmeyenlerin üzerinden yardımını da bereketini de kaldırır…
Evde barışın ki, dışarıda savaşabilesiniz. Evde teslim olun ki, dışarıda teslim alabilesiniz. İslam’ın sınırlarını ihlal etmedikten sonra evdeki her teslimiyet, dışarıda büyük bir zafer demektir…