Kişiler hakkında yazı yazmaktan çok korkarım. Nedeni onu tam manası ile anlatamamak endişesi elimi kolumu bağlar ama Bazen yazmak zorunda kalırız..
Şimdiye kadar çok az insan hakkında yazı yazdım. Eğer Seydişehir de gazetecilik yapıyorsam Bahaddin Paslı gibi bir Seydişehir Kültür elçisi dost, örnek bir kişi hakkında yazmamam düşünülemezdi.
Bahaddin Paslı Amcamızı benden daha iyi tanıyan dostlarımın affına sığınarak değerli bir dostu kaybetmenin üzüntüsü içinde bu satırları yazıyorum.
Konya'nın Seydişehir ilçesinde, bugüne kadar 17 kitap çıkaran 81 yaşında Rahmeti Rahmana ugurladıgımız gazeteci yazar Bahaddin Paslı; 55 yıldır arşivlediği Seydişehirde çıkan yerel gazetelere gözü gibi bakan geleceğe miras olarak bırakna tek ve son kültür elçisi idi. Umarım Seydişehir Böyle bir Kültür hazinesine sahip çıkar ve gelecek nesillere bu hazineyi taşır.
"Gazetecilik mesleğini çok seviyorum." diyen Bahaddin Amca üç yıl önceki bir röportajımızda, şöyle konuşmuştu:
"Gazeteciliğe arkadaşımdan 'Matbaa kuralım, gazete çıkaralım' diye gelen tekliften sonra PTT'deki memuriyetimden istifa ederek başladım. Teknik olarak yazdığım 'Manyetolu Telefonlar' adlı ilk kitabımı yayınladım. Bu kitabım 1970'lerde uzun süre gündemden düşmedi. PTT Genel Müdürlüğü tüm Türkiye’ye dağıttı.1968 yılında kurduğumuz Küpe gazetesindeki yazılarım büyük ilgiyle okunuyordu. Biz de halkımıza o günün şartlarında ilkeli ve doğru haber götürmeye çalışıyorduk."
"Şehrin geçmişine bir yolculuk yapmamızı sağlıyor"
"Ortaokul yıllarında şiir yazmaya başladım ve aralıksız yazıyorum. 1973 yılında 'Şiirlerim' isimli kitabımı çıkardım. Yazılarımı hep kara kalem kullanarak yazdım çünkü 'hata yaparsan düzeltme şansım var.' diye düşündüm. Gazeteciliğe ilk başladığım zaman çıkardığım gazetelerden yaptığım arşivleme işine halen ilçede çıkan gazetelerle devam ediyorum. Arşivlediğim gazeteleri bazen bakıyorum. Bu arşivim şehrin geçmişine bir yolculuk yapmamızı sağlıyor. Evimi ziyarete gelenler gazetelerimi inceleme fırsatı buluyor ve o günün haberlerini, yazılarını görünce şaşırıyor."
Seydişehir gibi önemli bir tarihe sahip şehrin son 60 yılında yaşanan Kültür hayatına en ince ayrıntısına kadar irdelemiş ve bu konuda 17 Eser kaleme almış bir kültür elçisinden bahsediyorum.
İlerleyen yaşına Rağmen yeni bir şeyler üretmenin gayretini ,son anına kadar sürdüren bir Seydişehir sevdalısından bahsediyorum..
Ömrünü okumak yazmaya adamış, bunu da hiç bir ticari amaç gütmeden, kendi imkânları ile üretip bastıran ve ücretsiz olarak dağıtarak yapmış.
“Her canlı ölümü tadacak ve sonunda dönüp huzurumuza geleceksiniz.” İlahi emri gereği geçtiğimiz gün aramızdan ayrılan Bahaddin Paslı amcamızı Rahmetle ve Saygıyla anıyoruz..
Öyle Değilmi dünya hayatı Bahaddin paslının tabiri ile üç beş gün bağrında yattıgımız yer değil mi?
O zaman Bahaddin amcadan dinleyelim
Ey Kuğulu’m aç koynunu bizlere,
Üç beş gün bağrında yatmaya geldik.
Solgun benizlere, yorgun dizlere,
Biraz renk, biraz güç, katmaya geldik.
İlkbahara döndürürsün yazı sen,
Çekersin her türlü kahrı, nazı sen,
Kızsan da bizlere, bazı bazı sen,
Biz yine hasbihal etmeye geldik
Eserken başlarda, kayak yelleri Seslensin
KUPE’ye, şazın telleri Kızarınca
YAĞBALIĞI’n pulları
Bazar ekmeğiyle, tatmaya geldik..
Bahaddin Paslı