Fena halde can sıkıcı, can yakıcı bir söz bu!
‘Bizden adam çıkmaz!’ lafını kendince gördüğün boşluğa kolayca yuvarlayıveriyorsun ya!
Doğan her çocuk Allah’ın insandan ümidini kesmediğine işaretse…
Doğru değil bu! Olmaz, olamaz ve dahi olabilemez çünkü…
Öyle böyle değil, çok tehlikeli ve son derece arızalı, bir söz bu bana göre. Tehlikesi, kendimize dair içimizdeki en küçük ümit kırıntısını da yok etmeye ayarlı bir silahın mermisi gibi gördüğümden, arızalı oluşu iddiasından. Allah, ümidini kesmediği insana kendi rahmetinden asla ümit kesmemeyi emretmekteyken sen kalkıp Allah’ın bile söylemediği bir şey söyleyeceksin.
Ya ne dediğini bilmiyorsun yahut gâvurun içimize saldığı etki ajanlarından birisin.
Öyle çok söylenip dillendirilsin ki zamanla inancımız haline gelebilsin.
‘Bir kuru sözden ne çıkar?’ demeyelim.
Sözlerimiz de ‘Kelebek etkisi’ gibi bir etkiye sahiptir. Denir ki dünyanın bilmem neresindeki bir kelebeğin kanat çırpması oralara çok uzak bir bölgesinde fırtınalara sebep olabilir.
Hindistan bağımsızlık hareketinin öncüsü Gandhi’nin sözün önemine dair ifade ettiği gerçeği bu bağlamda bir kere daha hatta bin kere hatırlamakta sayısız yararlar olduğunu düşünürüm. Demişti ki:
“Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür…
Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür…
Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür…
Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür..
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…”
Sözlerden düşüncelere, düşüncelerden, davranışlara, karaktere ve nihayet kadere uzanan ipince yolu acıların türlü eziyetlerin ve çilelerin olgunlaştırdığı MahatmaGandhi çok iyi görmüş, pek güzel söylemiştir.
Söylediklerimize de dinlediklerimize de dikkat etmekle yükümlüyüz.
Ulu orta sarf edilen birçok söz gibi ‘Bizden adam çıkmaz!’ yahut ‘Senden adam olmaz!’ sözünü de muhakkak duymuş veya konuşmuş olabiliriz.
Ne yazık ki en çok da anne- babalardan yahut yaşını başını almış yetişkin insanlardan işitmiştir çocuklar, öğrenciler…
Halbuki sözün, telkinin gücünü anlatan ‘Birine kırk gün deli desen deli olur’ sözünü de bilip dururuz hani.
Vakıa bir zaman yerli ve milli olduğu tanıtımıyla bir telefonumuz girmişti piyasaya. Fiyatı da yabancı emsallerine göre oldukça ekonomikti bana göre. Beş yıl önce ‘Onca güzel içinde birisi var ki/ Bana sevgi ile bakışı başka’ şarkısında ifade edildiği gibi bu başkalığı yani yeri ve milli oluşu sebebiyle gönlüm ona meyletmişti de almıştım.
Bir telefondan beklenen işlerin hepsini yapabilecek donanıma sahipti. Üstelik pili de hemen bitivermiyordu daha önce kullanmak zorunda kaldığım yabancılar gibi. İşte beş yıldır kullanıyordum; birkaç kez düşürdüğüm halde çok şükür tamirciye götürmemi gerektirecek bir sorun oluşmamıştı.
Geçenlerde bir yerde cep telefonları üzerinde konuşulurken ilçemizdeki kamu iş yerlerinden birinde çalıştığını öğrendiğim biri “Abi”, dedi benim ‘yerli ve milli’ oluşunu tercihimin ana nedeni görerek alıp kullandığım cihazı kast ederek, “O ürün yerli ve milli değil; çünkü kimi parçaları dışarıdan getiriliyor!” ‘Olsun’, dedim. ‘Hiç olmazsa bir tarafından tutup başlamışız ya, sahiplenirsek o dediklerin de tamamlanır; böylece ülkemizde birçok ürünün daha iyi ve daha güzellerinin yapılmasına kapı aralamış oluruz, fena mı?’
Genç adamın ülkemizde iyi ve güzel bir şey yapılacağına dair ümidi yok gibiydi yüzünde beliren karamsarlık dağıtan çizgilerden. İşte tam o esnada çıktı ağzından moralimi hepten bozmaya yetip artan o meş’um söz: “Kendini kandırıyorsun abi, bizde onları yapabilecek adam yok; zaten bizden adam çıkmaz!”
“Yanlış düşünüyor, yanlış şeyler söylüyorsun. Koskoca bir milletin içinden binlerce yıl, devlet adamı, âlim, şair, filozof, mimar, milleti için gerektiğinde tereddüt etmeden can vermiş kahramanlar hülasa nice deha çıkmışsa Allah’ın izniyle biz Allah’ın adil olduğuna ve rahmetinin herkesi ve her şeyi kuşattığına inanır, güvenir- güvenilir olursak ve çalışırsak gene çıkar, çıkacaktır” diyebildim. Daha birçok şey söyleyecektim kio ayaküstü muhabbette konunun değişmesiyle buna imkân kalmadı.
Gittiler; lakin o can sıkıcı söze yığınla itiraz yükseldi içimde.
Dalga dalga ümitsizlik yayan böyle sözlerin uluorta konuşulmasına gönlüm razı olmadı.
Bu sözün masum olabileceğine inanmıyorum. Yayılmasına bilerek veya bilmeyerek hizmet edilmesinde Türk milletinin kadim düşmanlarının yüksek çıkarları olduğunu düşünüyorum.
Kendi kendini etkisizleştirme bu olsa gerek.
Çalışmayı, emeği, alın terini, başarabileceğimizi yayalım.
Bizden pek ala adam çıkar; yeter ki çıkanların ayaklarına çelme takıp düşürmeyelim.
Selamların en güzeliyle…
Hacı Halim Kartal/29 Ağustos 2022