Teklik Allah’a mahsus bir olgu. Biz insanoğlunun hayatta tek başına yaşamasında bir çok zorluklar var. Şüphesiz yalnız yaşayan bireyler varsa da bunlar istisnai bir yaşam biçimidir.
Evlilik ile birlikte yapılan nikah ve nikahın ilanı ile de meşrulaşıp bir ömür boyu sürmek üzere çıkılan yolun başlangıcından da başka bir şey değildir aslında. Peygamberimiz evlenen imanlarının yarısını kurtarmıştır diyerek bunu teşvikte etmiştir. Evlilik ile başlayan yuva kurma neticesinde oluşan sıcak yuva da olacak çocuklar ile bedenen ve ruhen sağlıklı bir toplum oluşacak ve bunun çekirdeğini de işte bu aile oluşturacaktır.
Buraya kadar güzel güzel anlattık da bu evliliğin sürecinde oğlan evlendirmek güzel de ya kız gelin etmek. Bu da o kadar neşeli mi ne dersiniz? Sanırım fark etmez deseniz de sanki öyle dediğinizi duyar gibiyim. İnanın öyle deseniz de kalbinizin aynı şeyi söylediğini ya da tasdik ettiğini hiç sanmıyorum. Nedeni ne dersiniz? Nedeni çok basit. Kız vermek adı üstünde “vermek” oğlan evlendirmekte adı üzerinde kız ”almak” olarak ifade ediliyor. İşte sorunun cevabı da burada. Kızını veriyorsun, kızın gidiyor, göz bebeğin gidiyor, prenses dediğin saçını bile koklamaya kıyamadığın gidiyor. Bir çırpıda bunu kabul etmek elbette zor oluyor.
Zorluğu sadece bu da değil şüphesiz. Gözünden esirgediğin kızını belki de bir meçhule yolluyorsun. Nasıl olur, ne olur, olur mu, olmaz mı gibi sorular beynimizi kemiriyor. İnsanları tanımak oldukça zor hiç de göründükleri gibi olmuyorlar. Gelin çıkana kadar ki sürece baktığında gayet iyi sorun gözükmese de ya sonrası ?. Bunun garantisi var mı ve ya bunu kim verebilir? Hele de günümüzde yaşanan tatsız olaylar sonucunda cinayete varan şiddet aileyi temelden sarsan abuk sabık işler. Bütün bunlar zorluk nedenleri sayılır. Bir işe başlamak dan ziyade sürdürebilmek inananın belki ondan daha zordur. Tıpkı zirveye çıkanların orada barınmalarında ki zorluk gibidir.
İşte bütün bu duyguların yoğunluğu ile iç dünyanda ki fırtınaların inana dinmesi çok zor oluyor kızını verirken hele helede babaya. İnsanın kız babası olmak da ne zormuş derken aklıma torunumu nasıl vereceğim sorusu şimdiden zihnimi yakıyor Allah ömür verir de görebilirsek eğer tabi ki.
Hani bir laf var ya her kız belki eşinin kraliçesi olmayabilir, fakat her kız babasının prensesidir. İşte bu prensesini kraliçe olsun diye yollarken anasının/babasının da kalbinin bir yanı da onunla gidiyor. İşte zorlukta burada.
Ancak bu evlilik işi Allah’ın emri peygamberin kavli olduğundan kendi kulvarında tatlı tatlı ilerliyor. Bir yandan kızını verirken diğer yandan oğluna alarak. Acımı tatalımı bilemem amma hemde babayı düğünde oynatarak alıyorlar veriyorlar kızlarını.
Varsın ilerlesin bu iş kendi emrolunan kulvarı üzerinde şüphesiz Mevla ne eylerse güzel eyler. Bize de uymak düşer, ne diyelim dostlar..