Toplu yaşamımızın da hiç şüphesiz bazı kuralları, örfü, adeti ve yazılı olmayan hukuku var. İşte bu değerler ile oturup kalkar bu değerlerle yaşarız.
Öyle yaşarız ki adeta bunlarla içli dışlı oluruz. Hatta o kadar ileriye taşırız ki bunların kontrolüne girer onlar yaşamımızı şekillendirmeye başlar. Bunlara sebepte teşkil eden en büyük ve güzel göstergesi de düğünlerdeki takı ve hediye adetlerimiz. Evet güzel bir adet yeni evlenen çiftlere ailelere destek ve katkı sağlamak kulağa da hoş geliyor. Geliyor da bu bir iki olsa neyse.
Bakıyorsun haftada çok sayıda düğün, sünnet davetiyeleri geliyor bütün bunlara katılmak ve takı takmak, hediye vermek durumunda kalındığından hatırı sayılır bir meblağa tekabül ediyor. Buda dar gelirli ailelerin belinin bükülmesine neden oluyor. Gidilmese iştirak edilmese düğünlere bu defada küskünlük ve kırgınlıklara neden oluyor. O geldi sen gitmedin, sen gittin o gelmedi gibi. Bununla da kalmayıp o bu kadar takmıştı, sen bu kadar taktın, az taktın, çok taktın v.s. gibi çekişmelere de konu oluyor ne yazık ki bu adetimiz.
Bundan kurtuluşumuz var mı inanın yok gibi görünüyor. Ancak bunun aile üzerindeki etki ve şiddetini, yıkıcılığını asgariye indirmek elbette elimizde. Öncelikle düğün sahiplerinin düğüne iştirak etme beklentileri takıdan önce gelmelidir. Yani düğününe gelen bir akraban, arkadaşın, komşunun bu görevini ifa ettiğini seni sevdiğini düğününe katılarak gösterdiğini kabul etmesi ile başlamalıdır. Takı işi de elbette insanların imkanları ölçüsünde olmalı bu konuda aileyi zora sokacak davranışlardan kaçınmak gerekir.
Bu takı işine de en fazla bayanlar ehemmiyet verip pür dikkat takip ediyorlar. Yıllarca önce olmuş bir düğünde kim ne taktı,niye takmadı şeklinde teferruatı ile hatırlıyorlar mübarekler. Bi unutun derseniz asla unutmazlar bugünkü gibi tüm çıplaklığı ile hatırlar ve hatırlatırlar. Gerçi şimdi kamera da var artık takılan da takılmayan da ayan beyan görülüyorsa da yine bayanların hakkını vermek lazım bu konuda maşallahları var.
Birde düğünlerimizde gösteriş ve fuzuli harcamaları da adettir, gelenektir, görenektir diye abartarak yapma yaptırma yerine, bütçemizi zora sokacak ilerisini ipotek altına alabilecek, borç yükünü artıracak harcamalardan uzak durmak, durdurmak da en uygun davranış olacaktır.
Unutmayalım ki yapılan yapılacak her harcamanın bir bedeli vardır. Üstelik alınacak eşyaların uzun vadeli yararları da olmayacak bunlar zaman içinde modası geçecek belki de atıl duruma geçecektir.
En güzeli en yakışanı bütçemiz imkanları ile hareket etmek ayağımızı daima yorganımıza göre her alanda uzatmaktır. Yoksa hiç yok dan kendimizi ailemizi gereksiz sıkıntılara sokarız ki sonucun da aile bireyleri tümüyle zarar görür.