Unutmayın! Çok sevebilirsiniz ve aradığınız birçok özellik de eş olarak düşündüğünüz karakterde olabilir. Ama eğer tercih edeceğiniz kişide ayette bildirilen huzur prensibinin olup olmadığına dikkat etmezseniz nişan dönemi ve evliliğin o ilk tatlı heyecanı son bulduğunda büyük hayal kırıklıkları yaşayabilirsiniz.
İşte bu nedenle eş adayınızı tanımadan önce kendinizi tanıyın ve nasıl huzur bulduğunuzu keşfedin. Çünkü her insan farklı şekillerde ve farklı nedenlerden dolayı huzur bulabilir.
Önce kendinizi tanıyın:
Kimi insanlar, konuşkandır, heyecanlıdır, şakacıdır, muhabbet ehlidir, gezmeyi ve dolaşmayı severler. Eşlerinin sürekli kendileriyle ilgilenmesini, espriler yapmasını, konuşmasını, vakit geçirmesini, sürprizler yapıp sıradanlığı yıkmasını isterler. Ve ancak böyle insanların yanında huzur bulurlar.
Kimi insanlar daha ciddi ve ağır başlıdır. Güvenliğe ve vakara önem verirler. Ailesinden gördüğü gelenek ve adetlerin dışına çıkılmasını sevmezler. Her şeyin yerli yerinde olmasını isterler. Eşinin de aynı ciddiyette hareket etmesini arzular ve ancak böyle huzur bulurlar.
Kimi insanlar ailesine, anne-baba ve kardeşlerine çok önem verirler. Tüm mutluluklarını onlarla birlikte yaşamak isterler. Onlarla bağlarını hep sıkı tutmak isterler. Eşinin de anne-babasına ve akrabalarına karşı bu şekilde davranmasını ister ve böyle huzur bulurlar.
Kimi insanlar için maddiyat çok önemlidir. Hep güzel ve lüks bir evde yaşamayı ve konforlu bir hayat sürmeyi hayal etmişlerdir. Maddi olarak sıkıntı yaşamak istemezler. Ve ancak yeterli maddi imkânlara sahip olduklarında huzur bulabilirler. Evlendiklerinde ise kendilerine bu standartları sunabilecek bir eş isterler.
Karakter ve mizacı önemseyin:
Sakın nasıl olsa namazlı, nasıl olsa tesettürlü, nasıl olsa İslami camiadan biri diye huzur prensibini araştırmaktan vazgeçmeyin.
Çünkü namazlı olabilir ancak sizin huzur bulabileceğiniz özellikler onda olmayabilir. Mesela karakteriniz uyuşmayabilir. O çok ciddi, sakin ve sessiz olabilir siz ise konuşmayı, muhabbeti ve hareketi seven bir karakterde olabilirsiniz. Veya sizin aradığınız maddi şartları taşıyamayabilir.
Tesettürlü olabilir ancak sizin huzur bulabileceğiniz özellikler onda olmayabilir. Mesela anne-babanıza ve ailenize karşı istediğiniz yakınlığı göstermeyebilir. Adet ve gelenekleriniz uyuşmayabilir. Ya da sizin istediğiniz kadar ağır başlı olmayabilir. Ya da maddiyata sizin üstesinden gelemeyeceğiniz kadar önem verebilir.
İslami bir camiaya mensup olabilir, ancak ahlâkı, merhameti, vefası, sabrı, nezaketi ve cömertliği istenilen seviyede olmayabilir.
Fıtratı yok saymayın:
Şunu unutmayın! Biz insanız ve insanın güzel bir hayat, iyi bir ev ve onun rahat yaşamasını sağlayacak maddi imkânlar arzulamasından daha doğal bir şey yoktur. Doğal olmayan ve dinimizin reddettiği şey, tüm bu dünyalıkların dinin önüne geçmesidir. Yani daha konforlu ve daha lüks bir hayat için aranılan eş adayında iman, namaz, tesettür ve ahlâk gibi özelliklerin feda edilmesi ya da göz ardı edilmesidir.
Seçeceğiniz eş adayında elbet ki, dinimizin emrettiği özellikleri arayın. Ancak bu özelliklerin yanında onun da bir insan olduğunu, bir karakteri ve mizacı olduğunu, âdet ve gelenekleri olduğunu, alışkanlıkları ve zaafları olduğunu asla unutmayın.
Çünkü size huzur verecek olan şey, eş olarak seçeceğiniz kişinin namazı, tesettürü ve bir İslami camiaya mensubiyeti değil o namazın, o tesettürün ve o mensubiyetin ahlâka, merhamete, sevgiye, saygıya, bağlılığa, müsamahaya, güvene, muhabbete, özveriye, fedakârlığa, bağışlayıcılığa yani bir karaktere, bir şahsiyete ve örnek bir yaşantıya dönüşmesidir.
Evet, huzur, İslam’dadır. Ancak huzurun olduğu İslam, yazılara, konuşmalara ve sloganlara hapsedilen İslam değil yaşanılan İslam’dır.
