Allah Allah, Ya Allah bismillah Allah’u Ekber nidalarıyla tarihin altın sayfalarına yazılmak üzere yeniden bir destan yazarak milli, yerli, imanlı ve irfanlı ülkemin güzel insanları; sizleri, bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, şekil veren, rızık veren, takvaca kimilerini kimilerinden üstün kılan, bin bir çeşit nimete gark eden, rahmeti, bilgisi, gücü, her zerreyi kuşatan yüce rabbimin sonsuz selamlarıyla selamlarken, en emin beldenin en emini olan efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’me selat ve selam olsun.
Derken; Maalesef seneyi devriyesi olan 15 Temmuz gecesi en saf, en nezih duygularımızı istismar eden paralel yapının uşakları, şeref ve haysiyet yoksunları 1 Dolarlık değerleri bile olmayan o hainlerin Suret-i haktan görünerek yıllar yılı milletimizin tüm maddî ve manevi değerlerini istismar eden, iplerini ellerinde tutan dış güçleri olan ağa babalarıyla işbirliği yaparak pek çok alanda güç sahibi olduktan sonra, bu gücü kendi menfaatleri için kullanan, kardeşi kardeşe kırdırmanın, gençlerimizi ailesinden yuvasından koparmanın, yüreklerinden vatan sevgisini, millet olma bilincini ve ümmet olma şuurunu söküp atmaya kalkışan vatan hainleri ve işbirlikçileri bu kara çağrılarına karşı Gazeteci Yazar Sayın Turgay Güler kardeşimin, Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez beyefendiye çağrı yaparak Türkiye'deki bütün din görevlilerini camilerinden sürekli “Sela ve ezan okumaya” davet ederek bu çağrıya duyarsız kalmayan Sayın Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ hocamızın emirleri gereği; “Selâ okuyanların, bela okuyanları yendiği” gün meydanlara inen, sopasıyla tanklara, sapanıyla helikopteri kovalayan, sigarasını yakıp, F-16’lara parmak sallayanlara karşı, kurşunların üzerine koşup, tankların önüne yatan, havuzda abdest alıp, şehadete abdestli giden, kolunu, bacağını ve dahi canını verip, bu güzelim ülkemizin geleceğini karanlığa mahkûm etmek isteyen küresel emperyalist güçlerin iş birlikçisi, fetüle ve onun yandaşcılarının, yıllarca koyun postuna bürünmüş mankurt sürüleri devletimizin kurum ve kuruluşlarına, boynundaki tasmalı ipleri gâvurların elinde olanların emirleri gereği hırsızlık yaparak sahte imtihanlarla kul hakkı yiyecek kadar dinleri kıtlar, içimize sızıp, dinî, manevi değerlerimiz başta olmak üzere, en saf, en nezih duygularımızı istismar ederek paralel yapının uşakları olanlar, bu aziz milletimi sömürmeye çalışan hainler asrı saadetteki Ebu lulu’lere, Enes bin Sinanlara, İbnu Mülcemlerin ele geçirdikleri bu güzelim devletimin her türlü imkân ve olanaklarını ile şerefli milletimize karşı darbe girişiminde bulunan, şeref ve haysiyet yoksunlarının gaddar ve insafsızca darbe yapmaya kalkışan Allah (c.c.) katında ve halk nazarında1Dolar gavur parası bile etmeyen hainlere ve onların iplerini ellerinde tutup sevk ve idare eden ağa babalarına karşı dimdik can siper olan ve o alçaklara geçit vermeyen, 7 düvele meydan okuyarak 15 Temmuzun tarihin tozlu sayfalarına hapsedilecek, dar bir siyasi bakış veya ideolojik olmadığını, aksine vatansever herkes için millî bir dava olduğunun, tarihini şehit kanlarıyla yazmış ve ilelebet de devam edecek olan bu asil milli, yerli ve imanlı ülkemin güzel evlatları;
O hain 15 Temmuz darbe girişimine karşı duruşuyla büyük bir zaferle karşılık veren bu necip milletin şerefli evlatlarını küçümseyip ve hafife alan körleri, yâda 1 dolar bile etmeyecek kadar ucuz ve değersizlere karşı dimdik durarak “Ben Ezelden Beridir Hür Yaşadım, Hür Yaşarım/ Hangi Çılgın Bana Zincir Vuracakmış? Şaşarım!” haykıran bu asil milli, yerli ve imanlı ülkemin güzel evlatları;
Maalesef 6 yıl önce vuku bulmuş olan o kanlı darbe kalkışmasının hedefi, vatanı işgal, bu aziz ve şerefli milleti esir etmek; 600 küsur yıl dünyaya hükmetmiş olan bu kudretli devleti yıkmak, gönderimizde dalgalan Al Bayrağı indirmek isteyen bayraksızlar, ezanımızı susturmak isteyenleri, milletimizin milli ve yerli kahraman kadını - erkeği, yaşlı - genci, yediden yetmişe caddelere, alanlara, meydanlara sel gibi akarak imanından ve özgürlük aşkından aldığı güçle, ölüm kusan tanklara, uçaklara, ağır silahlara göğüslerini siper ederek can pahasına derin ferasetiyle istiklal ve istikbali için muhteşem bir diriliş ve direniş destanı yazan maalesef 251 vatan evladını şehit verip, 2 binden fazla insanımız gazi olarak maruz kaldığımız ihanet ve saldırıya mukabil büyük bir kahramanlık ve zaferini başta ülkemin kör, sağır, çanakçı – çömlekçi, tencere tavacılarına, kan vampirleriyle el ele kol kola olan şer güçlerine muhteşem bir bedeni, imani duruşla yeni umutların, başarıların, güvenin, tam bağımsızlığın, güçlü, kararlı Türkiye’mizin kapılarını şer güçlerin yüzlerine nasıl kapatıldığını o gece hiçbir dünyalık hesap yapmadan, hiçbir tereddütte meydan vermeden, anne babasıyla, eşiyle evlatlarıyla, sevdikleriyle helalleşip canını milletimizle birlikte meydanlara, siperlere, korkusuz yürekleri ile çıplak elleri ile yumruklarıyla, silahlı, bizi içimizden, arkamızdan vurmak isteyen gözü dönmüş hainlerin karşısında dimdik durarak bütün dünyaya gösteren, haykıran bu asil milli, yerli ve imanlı ülkemin güzel evlatları. Sizleri en kalbi duygularımla selamlarken, O gece ilelebet hatıralarını tazim, hürmet ve iftiharla yâd edeceğimiz başta 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nde canlarını vatanımızın bekasına, milletimizin geleceğine feda eden 251 şehitlerimiz ve diğer bütün şehitlerimizin hepsine Allah (c.c.)’tan rahmet mekânlarının cennet, makamlarının ali olmasına, şerefli ailelerine sabırlar, Gazilerimize El-Şafi ismi hürmetine şifalar dilek ve temennimizi, muhtemel yeni biçim ve tezgâhlarına karşı milletçe hep teyakkuzda olacağımız şuurunu, bu vatan bizim. Bırakmayacağızı. Unutmadık ve unutmayacağımızı da bildirir. En kalbi duygularımla sizleri, evet sizleri selamlıyorum.
Garip Yusuf ÇAKICI
Seydişehir/ KONYA