banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Sabah namazından dönüşümde bahçemizdeki ıhlamurun baygın kokusunun dalga dalga daha bir etkili yayıldığını hissedince çiçeklerini toplama zamanının geldiğini düşündüm.

        Poyrazın neredeyse üşütecek kadar sert estiği bu 22 Haziran sabahında hanımelleri, akzambaklar ve ıhlamurlardan yayılan rayiha ne güzeldir! Hamdolsun bu güzellikleri var edene, güzel bir sabahına daha uyanmayı lütfedip sayısız nimetlerini tattırana…

        Salkım saçak çiçeklenmiş ıhlamurun akzambaklar üzerine iyice eğilmiş dallarından bir tutam toplayıp yukarıya çıktım. Her zamanki âdetimle bir bardak su alıp televizyona yakın kanepede TRT Haber’in çoğu düne ait haberlerini dinlemeye başladım. Dünün son dakika notuyla verilen Marmaris’teki orman yağını haberi bu sabah da veriliyordu. Dün akşam saatlerinden bu sabaha kadar sürdürülen çalışmalar rüzgârın şiddetini arttırması sebebiyle ne yazık kibeklenen neticeyi vermemiş. Söndürme çalışmaları geniş bir alanda karadan ve havadan devam ediyormuş.

        Yaz aylarının iki çeşit haberinden pek korkarım: Biri seyrine doyum olmayan cennet yurdumuzun zümrüt vadilerini, tepelerini kısa sürede yok eden orman yangınları, diğeri boğulmalar... DSİ’nin sulama kanallarında, barajlarda, denizlerde ve göllerde hatta taş ocaklarında veya hafriyat alınmış çukurlarda biriken sularda bir yılda hayatını kaybeden insanımız ne yazık ki az değildir. Daha çok okulların tatile girdiği hafta Tol Mahallesi’nde olduğu gibi çocuk ve genç yaşta kaybettiğimiz canlar için Koca Yunus’un dediği hal içimiz yanar özümüz göynür; lakin ne fayda!

        İsterim ki ıhlamurlar çiçek açtığı zaman orman yangınlarıyla cehennemi yaşamasın memleketimin zümrüt vadileri, dağları bayırları. Derin sularda boğulan çocuklarımız ve gençlerimizin cansız bedenlerini çıkaran dalgıçların görüntüleri yanında kıyametleri kopmuş ailelerin matem haberleri yayılmasın.

        İsterim ki bir gül mevsiminde açılmadan solup gitmesin güller, goncalar; karalar bağlamasın analar, bacılar.

        Ihlamurlar çiçek açtığı zaman sadece özlem şiirleri okunsun, seherlerde bülbül nağmeleri duyulsun.

        İsterim kiÜstad Necip Fazıl Kısakürek’in bir şiirinde ifade ettiği gibi vatanımda sular başıboş hatta kimi zaman olduğu gibi beklenmedik taşkınlarla etrafına hesapsız zararlar vererek akıp gitmesin!

        İsterim ki Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun/ Kardeş kavgasına bir nihayet olsun!” deyip çok istediği gibi olsun memleket:

        Çok şükür, Marmaris yangını beşinci gününde büyük çabalarla kontrol edilebildi. Bilanço korkunç: Kömür karasına dönen alan dört bin beş yüz hektar. Bu koskoca alanda ormanla birlikte yok olan veya yerinden yurdundan olan hayatların hesabını bilmiyoruz.

        Haberlerde Marmaris yangınını çıkaran, çok geçmeden de bölgede yakalanan zanlıya dair bilgiler de verildi. Herkesten özür dileyen babasının beyanına göre alkol aldığı zamanlar tam bir canavar oluyormuş. Suç dosyası da baya kabarıkmış. Arazi anlaşmazlığı mı ne bir şeylere kızmış, motoruna atladığı gibi bu pahalılıkta bidonla taşıdığı benzinle birkaç noktada yangın çıkarmış! 

        Malum atalar sözü düşüyor dilime bu noktada: Ağaca balta vurmuşlar; sapı bedenimden demiş…   

        27 Haziran…

        Orman yangınları ile ilgili birkaç gündür içimizi dışımızı karartan haberlerin ardından bugün de sabahtan beri açık televizyonda Batı Karadeniz’de, aşırı yağışların Zonguldak’ta özellikle de Bartın’da neden olduğu seller, nehirlere dönen caddeler, yıkılan köprüler, sellerin önüne katıp sürüklediği araçlar, kökünden sökülen ağaçlar vb. felaket haberleri veriliyor. Sellerin yıkıp geçtiği köprülerin görüntüleri geliyor ekranlara. Karadeniz’le buluşan İnebolu deresi, kimi yerlerde helikopterlerle, botlarla kurtarılan insanlar, iş makinalarının çabaları... Yağışların devam edeceği beklendiğinden vatandaşların zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamaları yönünde yapılan uyarılılar da bir derenin kenarında azgın sel sularının ulaştığı seviyeyi anlatan muhabirin tekrarları arasında yer alıyor.

        İsterim ki milletçe yaşadığımız acılar bizi birbirimize daha çok yaklaştırsın. Yaklaştırsın ki daha çok hissedebilelim aynı binanın tuğlaları olduğumuzu. Ancak o zaman paylaşabiliriz acılarımızı da sevinçlerimizi de.

        İsterim ki zulmün çarklarının hiç durmadan dönmesini isteyenlerin sahip oldukları en önemli gücün bizim birbirimizle savaşmamızda olduğunu, kapitalizmin de sosyalizmin de hep onların icat ettikleri oyuncaklar olduğunu anlayalım artık.

        İsterim ki aramızdaki yapay ayrılıklar bitsin. Bitsin de ortak değerlerimizden gelen aşinalıklar sayesinde ‘birleşsin kaderimiz’

        Rabbim memleketimize ve milletimize zeval vermesin.

        Selamların en güzeliyle…

        Hacı Halim Kartal/ 27 Haziran 2022

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.