Müslüman bir toplum olarak ağzımızdan düşürmediğimiz aklımızdan sözde çıkarmadığımız bir kelime var ki bunları hemen hemen her gün her saat başı telaffuz eder dururuz. Nedir bu kelimeler ve kavramlar onlar haram ve helal kavramları.
Bu iki kavram günlük hayatımızdan tutunda içtimai, sosyal hayatımızda en belirleyici ve yön verici bir rol üstlenmiştir. Tabi ki bu kavram ve kelimelerin anlamını bilen anlayanlar ve içine sindirenler için çok şey ifade etmektedir. Peki bu denli önemli olan haram ve helalin özü nedir neden bu kadar dini açıdan önem arz etmiştir de, yaşantımızda kesin çizgilerle, hükümlerle söz sahibi olmuştur. Bunun sırrı hikmeti nedir acaba diye düşündüğümüzde önümüze gelen düşünce ve sonuca elbetteki sosyal hayatımızın dizayn edilmesi ve yaşam biçimimizin düzene konulmasında olduğu anlaşılacaktır.
Dini açıdan haram denilerek insanların uzak durulması istenilen, yapılmasına izin verilmeyen, ruhsatsız işlemlerde diyebileceğimiz bu işlemler, yasaklar irdelendiğinde; İnsanoğlunun önce şahsi vücuduna sonra ruhsal yapısına sonrada çevresi ile toplumun zararına olacak, olabilecek işler, işlemler ve eylemlerden ibaret olduğu görülecektir. Örnek olarak en basitin de alkolün haram olması vücuduna olacak zararın önlenmesi açısından daha başında yasaklanarak alınan en büyük önlemdir. Kumar toplumsal düzeni, faiz iktisadi yapıyı, fuhuş ev ve aile düzenini,adam öldürme,cinayet sosyal hayatı,hırsızlık toplumsal düzeni gibi nerede bir haramdan bahsediliyorsa altında ve gerekçesinde biz insanoğlunun mutluluğuna ve refahına giden bir yol vardır.
Helal olunan ve helal kılınanlar da haram kılınanların müsaade edemeyişlerinin tamda zıddını teşkil etmektedir. Yani insanlığın faydasına olan, bireyden toplumun tümüne doğru, yararlı ve faydalı bilcümle işler ve eylemlerin doğru olduğuna verilen ruhsatın adıdır.
Haram ve helala böyle bakmalı ve böyle değerlendirilmelidir. Bu tarz bir yaklaşım hem bu evrensel ve ulvi kurallara uyumda tam teslimiyetimizi sağlar, hem de bunun uygulanmasında hiçbir tereddüt yaşamamıza vesile olur.
Kısaca Mevlanın bizlere getirmek istediği bir dizi yapın, yada yapmayın emir ve talimatları yine bizlerin iyiliği, mutluluğu ve huzuru içindir. Bu huzur hem dış dünyamız hemde iç dünyamız açısından da önem ve ifade etmekdir. Buna uyum dış dünyamızdaki huzur olarak görülse ve yaşansa da iç dünyamızdaki huzurun bize vereceği haz ve mutluluk yaşantımızın her alanında ve zamanında mutlu birey olmamızı sağlayacaktır.
Bu nedenle haram ve helali iyi bilip bu çizgiden asla şaşmadan yaşayalım, yaşatalım hem bu dünyada hemde öbür dünyada mutluluğu yakalamış olalım. İşin özü işte bu gerisi teferruattan ibarettir.