Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi, hepimizin üzerine olsun kıymetli erenler ve dahi erenlere gönül verenlerim.
1985 tarihinde Peygamberi bir sorumluluk duygusuyla hakka ve halka hizmet yönünde başta ülkemizin tümünü kucaklayan, Diyanet İşleri Başkanlığımızın bir neferi olarak Van İli Saray İlçesi Dolutaş Köyü Camii İmam-Hatibi olarak şerefle gururla başlamış olduğum görevimden 28.01.2022 (37 Yıl dile kolay 37 yıl) tarihinde Konya İli Yalıhüyük İlçe Müftülüğünden emekli oldum. Nasip oldu bu yıl İstanbul İli Bağcılar İlçesinde ikamet eden damat ve kızımın evinde misafir olarak Ramazanı şerifi orada geçirdik. Rabbim tüm evlatlarımızın evlatlarını Salih ve Salihalardan, hayırlı bereketli rızıklar ve huzurlu geçimler versin. Ramazan ayı boyunca Mahallede bulunan Molla Gürâni Camii’nde cemaate devam ederken çok kıymetli İmam-Hatip Muhterem Hocam Suat KILIÇ ve Müezzin-Kayyım Sayın Zeynal KAYA hocam ve dernek başkanları cami cemaatiyle kısada olsa tanışıp bizlere kürsi sohbetleri için müsaadelerinden dolayı teşekkürlerimi bir borç bilir hayırlı hizmetlerinin devamını Rabbim (c.c.)’den niyaz ederim.
Molla Gürâni Hz.leri (1410-1488)Osmanlı Devletinin 4.cü şeyhülislâmı ve merhum cennet mekânFâtih Sultan Mehmed Hanın hocalarından olup,Suriye’ninGürân kasabasına bağlı bir köyde doğdu. Küçük yaşta kendi memleketinde ilk tahsilini yaptıktan sonra Bağdat’a, on yedi yaşında da Şam’a gidip, tanınmış âlimlerin derslerine devam ederek ilmini arttırdı. Şam’dan Kâhire’ye giderek devrin en meşhur âlimi olan İbn-i Hacer Askalânî Hz.lerinden hadis ve fıkıh ilmine dair eserler okur. Bu hocasından okuduğu eserler arasında Sahih-i Buhari ve fıkıh ilminde meşhur eserler de vardı. Daha sonra Kâhire’deki bazı medreselerde ders vermeye başlar Molla Gürâni Hz.leri.
Rivayete göre; Molla Gürâni’nin Osmanlı âlimlerinden Molla Yegân ile hacca gittiğindelütuf ve iltifat göstererek kendisiyle beraber gelmesini söyledi. O da bu teklifi kabul ederek meşhur âlim Molla Yegân, hacdan döndüğünde Sultan II.Murâd Hanın otağına gidip, bir müddet sohbet eder. Sohbet sırasında Padişah; Molla Yegâni’ye “Gezip gördüğün yerlerden bize ne armağan getirdin.” diye sorduğunda Molla Yegâni“Tefsir, hadis ve fıkıh ilminde iyi yetişmiş bir âlim getirdim.”deyince Sultanın nerededir sorusuna “Dışarıda beklemektedir”efendim cevabını verir. Bunun üzerine Padişah, derhal onu içeri getirmelerini söyler ve içeri alınır. Molla Gürânî içeri girip selâm verir.Sultan II. Murat Hanın oğlu olan Fâtih Sultan Mehmed’i yetiştirilmesiyle görevlendirilir.Tahta geçen Fâtih Sultan Mehmed Han, Molla Gürâni’yi vezir yapmak ister fakat Molla Gürâni bu teklifi kabul etmeyip; huzurunuzda, size devlet işlerinde çok hizmet edenler vardır. Onların ciddi çalışmaları; vezirliğe, sadrazamlığa kavuşmak ideallerine bağlıdır. Veziriniz onlardan başkası olursa, kalpleri muğber olur ve sultanımıza zarar gelirder.
Molla Gürânî; heybetli, vakur, sarsılmaz bir ilim, haysiyet ve ahlâka sâhipti.Sabah namazını kıldıktan sonra, kendisine bir yatak hazırlanmaların ister. Yatak hazırlanır. Kuşluk namazını kıldıktan sonra kıbleye dönerek, sağ yanı üzerine yatar. O gün, kendisinden Kur’an-ı Kerim ve kıraat ilmini öğrenen hâfızların, yanında toplanmasını ister. Bu arzusu yerine getirilir. Yanına toplanan talebelerine; “Üstünüzde olan hakkımı ödeme zamanı bu gündür. İkindi vaktine kadar benim üzerime Kur’an-ı Kerim okumaya devam ediniz, ikindiden fazla uzamaz.” der. Talebeleri, Kur’an-ı Kerim okumaya başlarlar. Durumu öğrenen vezirler de yanına gelir. Bunlar arasında bulunan Davud Paşa, Molla Gürâni Hz.lerini çok sevdiği için halini görünce dayanamayıp, ağlamaya başladı. Molla Gürâni bu hâli görünce; niye ağlar durursun ey Davud der. Davud Paşa sizi böyle zayıf görünce kendimi tutamadım cevabını verir. Bunun üzerine; “Ey Davud kendi haline ağla. Ben dünyadarahat ve huzur içinde yaşadım. Allah’tan ümidim odur ki, ömrümün sonunda ve son nefesimde de selâmet üzere olurum dedi. Sonra vezire dönüp benden Bâyezîd’e (İkinci Bayezid Han) selâm söyleyin, namazımı bizzat o kıldırsın ve borçlarımı, defnimden önce ödesinbu size vasiyetim olsun der. Beni kabrin yanına koyunca, ayağımı tutun ve beni kabrin başına çekin, sonra kabre koyun buyurdu. Öğle namazını ima ile kılan Molla Gürâni Hz.leri ikindi ezanı ne zaman okunacak dedi. İkindi vakti gelince, müezzinin ezan okumasını bekledi. Müezzin, Allahü ekber, diye ezan okumaya başlayınca, Molla Gürâni Hz.leri “Lâilâhe illallah...” diyerek vefat etti. Rabbim (c.c.) bizlere şefaatçi eylesin.
İşte bu mübarek zatın ismiyle müsemma olan camide görev yapmakta olan Suat KILIÇ ve Zeynal KAYA hocalarımla tanışmam beni fevkalade memnun eyledi.
Şairin dediği gibi; “Gönül gönülü metheder, gönülü gönül resmeder, Gönülü, gönül fetheder bilenlere selam olsun” diyerek nasip olursa tekrar görüşmek üzere ikametimize döndük hamd olsun.
Yusuf ÇAKICI
Seydişehir/ KONYA