Tercih senindir insanoğlu.
Bugün dünyada yaşanılan en büyük sorun olan göç dalgasının yani mülteci sorunun sebebi sensin ve çözümü de senin bulman lazım.
Bu konuyu siyasi menfaatlere konu etmek kadar insanlık dışı bir başka tavır olamaz. Yeryüzünün sahibi olan tüm insanlık, bir kısmı şaşaa içinde yaşarken diğer kısmını sefalete terk ederse eğer bu yaşam şekli uzun süre devam etmez ve başına bir büyük bela olur. Olacaktır da...
"Göç meselesi ülkemiz için de bir sorun mudur?" evet sorundur. Bu konuda defalarca yazdığım yazılarım kendime ait düşüncelerim de mevcuttur. Yazılarımın özet cümlesi şöyledir.
"Bu dünyanın başına tarihte yaşanmamış büyüklükte bir musibet gelecekse eğer, bölgeler yani kıtalar arası nüfus kaymaları nedeniyle gelecektir. Zira "aç tavuk ambar deler."
Dün Konya'da birebir yaşadığım bir olayı anlatayım.
Haciveyiszade Camii'nin arka kısmında iki tane kayısı ağacı var... O bölgeden geçer iken o iki ağaçta, ellerinde poşetlerle çağla toplayan beş-altı çocuk gördüm. Bir müddet seyrettim. Ağacın dallarını kırarak toplamaya devam ettiler ve ben de müdahale ettim.
"Yavrum çağlayı topluyorsunuz da ağacın dallarını neden kırıyorsunuz? Çabuk inin aşağıya!" diye seslendim.
Hepsi aşağıya indiler. Tek tek sordum nereli olduklarını. "Türk'üm" diyen de oldu, "Suriyeliyim" diyen de... Bir tanesi çekik gözlüydü. "Sen nerelisin?" diye sordum. Önce "Afgan" dedi. "Afgan" der demez aklına, demek ki o her sıkıştığında kullandığı yalan geliverdi. Sözünü hemen değiştiripbu defa da "Suriye" diye cevap verdi.
Suriyeli çocuklar müdahale edip hep bir ağızdan "Afgan, Afgan!" diye bağırarak bana “o çocuğun yalan söylediğini ve kendisinin bir Afgan olduğunu” anlatmaya çalıştılar.
Anladım ki çocuklar bile işledikleri kabahatleri bu yolla yani "Suriyeli" olduklarını söyleyerek Suriyeliler üzerinden etnik kimliklerinin ve memleketlerinin kendi yaptıkları kabahatle zarar görmesini önlemek adına aklamaya çalışıyorlar.
Bu yöntemi de eminim ki büyüklerinden ve bu olayı kaşıyan siyasilerden öğreniyorlar.
Durum, giderek çok ciddi bir hal alıyor anlayacağınız.
Çözümü sağlayacak olan elbette iktidardır. Bu konu sadece iktidarın çözeceği bir mesele de değildir. Yani yeryüzündeki tüm iktidar sahipleridir bu konuya çözüm bulacak olanlar. Zira Türkiye’deki ya da dünyanın herhangi bir ülkesindeki bölgesel çözümler yani sorunun bu kısıtlılık içinde çözülmüş olmasıgeçici bir çözüm olacaktır ve yaranın kabuğu mutlaka derin bir şekilde yeniden patlayacaktır.
Ben yaşanılan olaylar üzerinden bir gerçeğe varılamayacağını, yaşanmış o gerçekler üzerinden konunun çözümünün irdelenmesini yanlış buluyorum.
Evet, yaşanılandan ders alınmalıdır ama başka yöntemler devreye girdiğinde nasıl bir sonuçla karşılaşılacağının da iyi analiz edilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Bu yaşanılanların dışında mesela sınır boylarında farklı seçenekler farklı engellemeler olsaydı ve mültecilerle Türk Askerleri arasında çatışmalar yaşansaydı, mültecilerden ölenler olsaydı eğer, şu an ülkemizin uluslararası camia karşısında nasıl bir halde olacağını da tahmin etmek zor değildir.
Bu konu bütün dünya memleketlerinde ve özellikle coğrafi konumu bakımından ülkemizde çok önem arz etmekte ve yakın bir gelecekte dünya insanlığının huzurunu bozacak en önemli hususun göçler olacağınıtahmin etmek güç olmasa gerektir.
Zira "aç tavuk ambar deler."
Dünya, bu “açları”ya kendi gönül rızasıyla yani dünyanın imkânlarından onları da yararlandırarak doyuracak yöntemleri bulacak ya da onlar kendilerini doyurmanın yolunu mutlaka bulacaklardır.İnsanlık bundan asla kaçamayacaktır.
Bu hareketlenmeler neticesinde belki de milyonlarca can gidecek ama şu an huzuruyaşayanların da huzurlarından eser kalmayacaktır.
Yeryüzündeki en adaletsiz konudur bu konu...
