Tanıtım, bir şeyin değerinin geniş kitleler tarafından da bilinmesini sağlayan en önemli faaliyettir. Elinizde bulunan kıymet, ne kadar değerli olursa olsun tanıtımını yapamazsanız eğer, kıymeti; sizce malum olan bir kıymet olmaktan öteye gidemez.
Ürününüzün reklâmını yapar, tanıtırsanız; kıymetini cümle âlem bileceği için, sonuçta oluşacak değer size geri dönecektir.
Bu vesile ile Seydişehir'in elindeki değerleri iyi tanıtmak Seydişehirlilerin birinci görevi olmalıdır.
“Bacasız fabrika” olarak tarif edilen turizm şu anda dünya ekonomisinin can damarı olarak kabul edilmektedir.
Seydişehir’imizin de; doğal güzellikleri ve tarihiyle tanınmaya ne kadar çok ihtiyacı olduğu apaçık ortadadır.
Şahsımın da; gezme ve fotoğraf çekme merakımın bulunduğunu takip edenlerin tamamı biliyordur sanırım. İşte bu merakımız sebebiyle her pazar gününü iple çekmekteyiz.
Son yıllarda baş döndürücü bir şekilde gelişen iletişim imkânları; aynı zamanda tanıtıma da büyük katkı sağlamaktadır. İnternet veya telefonda; arkadaş olduğun bir kişinin paylaştığı resimlerle o arkadaşın yaşadığı şehrin; ovasını, dağını, suyunu, çiçeğini, böceğini, yaylasını, obasını, hulasa doğal güzelliklerini ve kültürünü, tarihini, geleneklerini, adetlerini, yaşam şekillerini kısa sürede görüntülü olarak yaşayıvermen ve tanıyıvermen imkân dâhilindedir.
Bu meyanda Seydişehir de, tanıtıma katkı sağlayacak ciddi bir çalışmanın olduğunu söylemek de mümkün değildir.
Son zamanlarda, bizlerin kendi çabalarımızla oluşturduğumuz bir ekiple, fırsat buldukça yaz kış demeden düzenlediğimiz gezi ve tırmanışlar sırasında çektiğimiz resimlerle Seydişehir’in tanıtımına bir nebze de olsun katkı sağlamaya gayret ediyoruz.
Kamuoyundan ciddi bir şekilde karşılık bulan bu gibi çalışmaların, yaygınlaşmasının, ilçemizin tanıtımına büyük katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Gerek yazılı gerek görsel basını kullanarak yapılan bu tür çalışmaların, komşu ilçelerde bize nazaran daha etkili organizasyonlar yapılmakta olduğunu söylemek de sanırım doğru olur.
Bir pazar günü gölü izlemek ve görüntülemek üzere yüzlerce insan bölgeye gelebiliyor mesela.
Geçtiğimiz haftalarda bir pazar günü soğuk havaya rağmen saat 8:30 sıralarında Kuğulu Park’tan Ferizine Mağarası’na tırmanıyoruz… Yolun yarısına ulaştığımızda yukarılardan sesler geldiğini duyduk. Daha sonra öğrendik ki; insanlar Konya’dan gece yarısı yola çıkmışlar, sabah namazını Seydişehir’de kılıp kahvaltıdan sonra Ferizine’ye çıkmışlar ve saat tam 08.30’da inişe geçmişler..
Seydişehir, Konya’ya 100 km. , denize 120 km. mesafede bulunan bir yerleşim yeri…Saatte 4 bin aracın geçmekte olduğu bir güzergahın üzerinde bulunan Seydişehir’imizin görülecek, gezilecek o kadar çok güzellikleri var ki, bu güzellikleri anlatarak bir diğer kişiye aktarmak mümkün değildir.
Başta söylediğimiz gibi, “bacasız fabrika” olan turizm, yöremiz için de ekonomik geleceğimizdir.
Geleceği oluşturmak da; planlı ve programlı bir çalışma ile mümkündür.