Kur’an ayı, rahmet ayı ramazanın insanı bozulmamış o tertemiz fıtratına yaklaştıran bir tarafı olduğunu düşünürüm.
Bu ilahi sabır eğitimi ile aslında kendimizi tutmayı, başkalarını daha çok düşünmeyi öğrendiğimizden ruhlara bir incelik, dillere, davranışlara apaçık fark edebileceğimiz bir başkalık gelir. İftarıyla, sahuruyla, diğer günlerden olduğundan daha çok dolup taşan mabetleriyle bizi daha insani, daha ahlaki kılan; kendimize ve çevremize karşı daha sorumlu olmaya sevk eden oruçlarımız bir bir arife ve bayram günlerine ilerlerken Rabbimize karşı kulluk bilincimizin içimizi huzurla doldurduğunu, özümüzün daha çok gürleştiğini hissederiz. Özgürlük sadece Allah’a kulluktur çünkü.
Fıtratın fıtırla yakın ilgisi sebebiyle Ramazan Bayramı’na fıtır bayramı da denilmiştir. Nitekim Rum suresinin 30. ayetinde Rabbimiz yüzümüzü yönümüzü, özümüzü ‘Allah’ın insan bünyesine nakşettiği bu fıtrata’ çevirip ona uygun davranmaya çağırmaktadır ki ‘Allah’ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin’. Ramazanlar işte bu özle bağımızı tazeler, oluşan tortular varsa giderir, sağlamlaştırır. Hangi yaşta olursak olalım, arife ve bayram günlerinde gülümseyen yanımız her hal ve şart altında içimizdeki bu pusulanın hep daha iyiyi ve daha güzeli işaret eden ilahi ibresidir.
Bugün14 yıl önce bir bayram arifesinde bayram günlerinin o hep gülümseyen tarafı ile ilgili duygularımı dile getirdiğim (29 Eylül 2008) tarihli ‘Bugün Arife’ yazımı paylaşmak onunla bayramlaşmak istedim.
“Bayram sevincinin dalga dalga, incelmiş gönüllerden yaşadığımız bütün mekânlara yayıldığı mutlu zamanların adıdır arife.
Çocuklar arife gecesini uykusuz geçirirler, genellikle o gün kavuşacakları bayramlıklarının hayaliyle.
Rahmetli anam; arife gecesi çeşmelerden zemzem aktığını, şafakta suları doldurmak gerektiğini, bu bereketli zamanların uykuyla heder edilmemesini söylerdi. İçi içine sığmaz olurdu bugünlerde. Seyidharun’da öğle namazı kılıp sakal-ı şerif duasında bulunabilmek için yalnız bugün dayanılmaz bir istek duyardı şehre gitmek için.
O gün bir bir çift mest lastik, bir de etrafa yaydıkları tahrik edici kokuları tüm çarşıyı kaplayan leblebici dükkânlarından birkaç kilo leblebi alınmışsa mutluluğu yüzünden okunurdu.
Kurban Bayramı arifeleri böyle olmaz; her bayramın olduğu gibi arifelerin de lezzetleri farklıdır.
Bugün arife… Gurbettekilerin aklı sılada, evlatları gurbette olan annelerin babaların da gözleri kapıda, kulakları telefonda…
İnsanların birbirini daha çok düşünüp daha çok özledikleri günlerdir bugünler. Bu nedenle faklıdır arife ve bayram günleri diğer günlerden.
Rahmet ayı ramazanda terbiye olup iyice incelen gönüllerde hep başkalarını da mesut görmek isteğinin önüne geçilmez bir coşkuya dönüşmesiyle oluşuyor bu farklılık bana göre.
Bugün arife…
Camide sokakta çarşı pazar her yerde farklı bir tebessüm görüyorum yüzlerde. Rabbini daha çok hatırlamaktan, Rabb’e daha çok yönelip daha çok şükretmekten şekerleşmiş yüzler…
Bırakın yaşayanları, ölenlerin bile memnun edilmeye çalışıldığı günlerdir arifeler; çünkü Anadolu’muzun birçok yerinde güne sabah namazından sonra kabristan ziyaretleriyle başlanır.
Faniliğimizi hatırlayıp ve asla azgınlık yapmayacağımızı yapmamamız gerektiğini düşüneceğiz bu sayede.
Düşünüyorum da şu arife ve bayram günleri, bize yaşadığımız mekânları, daha genel bakışla dünyamızı nasıl cennete çevireceğimizin provasını yaptırıyor adeta.
Bir hatırlayalım çocukluğumuzdan bu yana yaşadığımız arifeleri, bayramları… Ne zaman bu günlerdeki kadar huzurlu olabildik?
Dilerim rahmet ayı ramazanda kazandığımız alışkanlıkları, hissettiğimiz güzellikleri yılın diğer aylarında da yaşarız. Arife bayram günlerinde birbirimizi daha çok düşünme, daha çok sevme en azından daha çok anlama konusundaki inceliğimiz, duyarlılığımız diğer günlerde de devam eder.
Düşünelim bir kere:
Sen ben yokuz, biz varız.
Yani herkes yanı başındaki insanın huzuru ve mutluluğuyla mutlu olunabileceğinin idrakinde…
Herkes birbirine karşı saygılı, merhametli…
Kimse kimseyi itip kakmıyor, kimse kimseyi hor hakir görmüyor; kimse kimseyi kandırmıyor, incitmiyor…
Söylesenize böyle bir yer cennet değil de nedir?
Fazla mı ütopik buluyorsunuz bu düşünceleri, çok mu uçuk şeyler
Her daim Allah’tan beklediğimiz rahmetin bir anlamının da merhamet olduğunun şuurunda olarak birbirimize merhamet edebilmeyi başarabilirsek neden ütopik olsun!
Bugün arife…
Çok şükür bir bayrama daha kavuşmamıza artık saatler kaldı.
Arife gününden başlayan yaşama sevinciniz daim,
Bayramınız mübarek olsun efendim.
Milletçe sağlık ve esenlik içinde nice bayramlara…
Bayramlarımız o bayram ola!”
Selamların en güzeliyle…
Hacı Halim Kartal/ 01 Mayıs 2022