Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ; Çok taraflı ticaret sisteminin yasal ve kurumsal organıdır. Hükümetlerin iç ticaret kanunları ve düzenlemelerini nasıl yapacakları konusunda, kanuni bir çerçeve ortaya koymakta olup, toplu görüşmeler ve müzakereler yoluyla ülkeler arasında ticari ilişkilerin geliştirildiği bir platformdur.
Kuruluş tarihi 1 Ocak 1995 olup, Genel Merkezi İsviçre’nin Cenevre şehrindedir. 160 ülke üyedir. Genel Direktörü ; NgoziOkonjo-Iweala’dır.
Türkiye bu kapsamda çıkarılan 26 Mart 1995 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile kurucu üye olmuştur. Örgüte üye ülkeler arasında GYÜ (Gelişme Yönündeki Ülkeler) grubunda yer alan ülkemiz, ‘’Uruguay Round’’ anlaşmalarında öngörülen taahhütlerini yerine getirmiştir.
Uruguay Round, Dünya Ticaret Örgütünün kurulmasına yol açan ve 1986-1993 yıllarını kapsayan ve 128 ülkeyi ‘’akit taraf’’ olarak kapsayan GATT genel anlaşması çerçevesinde yürütülen çok taraflı ticaret müzakerelerinin 8. turu olup, mutabık kalınan maddelere izafeten bu isimle anılmıştır.
Uruguay Round’a taraf olan ülkeler tarafından 15 Aralık 1993’te görüşmeler tamamlanmış , FAS’ınMarakeş kentinde Nisan 1994’te ‘’Nihai Karar’’ Bakanlar tarafından imzalanmıştır. 15 Nisan 1994’te ilan edilen Marakeş Deklarasyonu,Uruguay Round’u onaylamış ve Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) altında gerçekleştirilen yedi görüşmenin ‘’dünya ekonomisini güçlendirdiği ve daha fazla ticaret, yatırım, istihdam ve gelir artışı sağladığı’’ nı ilan etmiştir.
Bu bir nevi, GATT’ın devamı durumundadır. Şu andaki ülke sayısı 160 olmakla beraber, kuruluşundaki 1994 yılı sonunda 128 üyeyle kurulmuştur.
GATT sadece mal ticaretini kapsarken, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), mal, hizmetler ve fikri mülkiyet hakları olarak bilinen ‘’fikir ticareti’’‘nide kapsamaktadır.
Amacı; mal ve hizmet üreticilerine, ihracatçılara yardım ederek, dünya ticaretini kolaylaştırmak ve faaliyet kapasitesini artırmak olarak tanımlanmaktadır.
Bunun içinde; üyelerce müzakereler sonucunda kabul edilerek ulusal parlamentolarda onaylanan uluslararası antlaşmalar yoluyla sağlanması hedeflenmektedir.
DTÖ’nün Anlaşmaları’nın temel prensipleri ;
1-Gümrük tarifelerinin azaltılması ve miktar kısıtlamalarının kaldırılması yoluyla dünya ticaretinin serbestleştirilmesi.
2-Üye ülkeler arasında ‘’ayrımcılık’’ yapılmaması, (En çok kayrılan ülke prensibi),
3-Eşit veya milli muamele’dir.
Bu anlaşma prensiplerine göre, üyeler arasında ithalat ile yerli üretim arasında ayrım yapılması yasaklanmıştır.
Mesela Madde 1, ‘’En Çok Kayrılan Ülke ‘’ (MFN) fıkrasında, herhangi bir ülkenin bir ülkeye uyguladığı imtiyazın başka ülkelere uygulanandan daha az olamayacağı belirtilmektedir.
Ayrım yapmamanın bir diğer şekli de, ‘’milli muamele’’ ‘dir ve mallar piyasaya girdiğinde en az yurt içinde üretilen mallar kadar kayırılabileceği belirtilmektedir.
Dünya Ticaret Örgütü’nün bu anlaşma kuralları kağıt üzerinde çok güzel yazılarak imza altına alınmış ama uygulamada nasıl işlemekte veya işletilmektedir. Önemli olan kısmı da burasıdır.
Yakın geçmiş zamanda, daha 2-3 yıl önce, Suudi Arabistan mağazalarının ortalarında Türkiye’den ithal edilmiş Türk mallarının bir yere biriktirilerek şeritle çevrilip, ‘’bu Türk mallarını almayınız’’ yazı ve pankartları asılı olduğunu bizimle birlikte DTÖ ve tüm dünya izledi.
Yine ABD ve Çin arasında ki, görünen ve görünmeyen boyutlarıyla var gücüyle devam eden ticaret savaşlarında, ABD tarafından Çin mallarına mevcut vergilere ilaveten %10’dan %100’e kadar konulan ilave gümrük vergileri uygulamaları yapılmıştır.
Amacı ile kuruluş anlaşmaları ve prensiplerine aykırı bunca uygulamalarına karşı, Dünya Ticaret Örgütü, hangi tedbirleri almış ve bu anlaşmazlık veya haksız ve yanlış uygulamalar için yetkili kurullarında hangi çözümleri üretmiş ve uygulamaya koymuştur.
Hülasatül beyan (Beyanların özeti), Güçlünün uyguladığı kurallar yanlış ve anlaşma prensiplerine ters de olsa, sessizlik, görmezden gelme v.b. durumlarla zımni olarak desteklenmektedir.
Kuralların hiçe sayıldığı bir dünya düzeninde, istediğiniz kadar uluslararası kuruluşun kurucu üyesi olsanız da, f(x) fonksiyonunun çarpanının 0 (sıfır) olduğu durumlarda x’e ne değer verirseniz verin sonuç yine 0 (sıfır) olacak ve sonucu değiştirmeyecektir. Şimdi ki dünya düzeni ve kuruluşlarının matematiksel ifadesi budur.
Milli Geliri çok düşük ülkelerin bir çoğunun bu kuruluşlara ödediği yıllık aidat veya üyelik miktarları toplamı kadar ülke nüfusu insanlara refah payı yada milli gelirden pay dağıtamamaktadırlar. Bu da başka bir paradokstur.
Bu örgütleri ve şimdiki yazımızın konusu olan Dünya Ticaret Örgütü’’‘nü yazmamızın amacı da bu dengesiz ve haksızlığı ortaya koymak ve haksızlıkları bir defada bizim kalemimizden dillendirmektir.
Faydalı olabiliyor veya uyanışa vesile olabiliyorsak atılan ok menzile varıyor demektir…