“Muhakkak ki O Kur’an, Alemlerin Rabbinin indirmesidir.” (Şuara:210)
Kur’an’ı getiren, Allah yanında çok itibarlı, şerefli bir elçi olan Vahiy Meleği Cebrail’dir.
Kur’an, hiçbir kötü fiile bulaşmamış, ahlakı ve dürüstlüğüyle sembolleşmiş, toplumun güvenini kazanmış Muhammed’ül Emin’e indirilmiştir.
Kur’an, maddi manevi yapısıyla çok sağlam ve mükemmel olup insanlığın bütün müşkülatını tedavi edecek ölçü ve kudrettedir.
Kur’an, dünya ve ahiret saadetinin formüllerinin kayıtlı olduğu emsalsiz bir kılavuzdur.
“Ey insanlar: İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici rehber ve Rahmet olan Kur’an geldi.” (Yunus:57)
Kur’an ÖĞÜT verir. Hesap sorumluluğunu hatırlatır. İman ve amelde sapmanın tehlikesine dikkat çeker. Ahiretle ilgili açıklama ve uyarılarda bulunur.
“Bilesiniz ki, Allah’ın öldükten sonra diriltme vaadi haktır ve şüphesiz olacaktır.” (Yunus:55)
KUR’ANIN ŞİFA GÜCÜ
Öncelikle belirtelim ki, Kur’an’ın şifa özelliği insanların Kur’an karşısındaki tavırlarıyla ilgilidir. Kur’an bütün insanlığa gönderilmiştir fakat Kur’an’a karşı inkarcı, vahye karşı inatçı münkirlere Kur’an asla fayda sağlamaz. Kur’an’ın şifa, öğüt, rahmet, hidayete erdirme özelliği imandan payını almış gönüller içindir.
Kur’an, ruhi-bedeni, itikadi ve sosyal hastalıklara en halis şifalar sunmuştur. Mesela; bencillik, egoizm, enaniyet, gurur, kibir, kin, husumet, çekememezlik gibi insanları birbirinden uzaklaştıran nefsani hastalıkların tedavisi ancak Kur’an’la mümkün olabilmektedir.
Kur’an’da, içimize sıkıntı veren kuşkulardan, vesvese, hurafe, şüphe ve şeytan ığvalarından temizleyen şifalar vardır.
Günümüzde ruhi, zihni ve psikolojik hastalıklar çoğalmıştır.
Gerçek şifayı veren Allah’tır. Allah’a bağlılığın verdiği moral ve güven, hem maddi hem de ruhi hastalıkların tedavisini kolaylaştırdığı sabittir. Öyleyse tıbbi tedavi yanında, Kur’an ayetlerinin şifa kaynağı olduğu göz ardı edilmemelidir.
Çağlar ötesinden beri yapılagelen tılsım, büyü gibi birtakım eşya ve işaretlerin insana tesir ettiği kabul görüyor da, Kur’an gibi yüce bir kitabın şifahi etkisinden gafil ve mahrum kalmak akıl kârı değildir.
Peygamberimiz (SAV) gözdeğmesi (nazar), büyü, tılsım gibi marazlardan bile Kur’an’ın himayesine sığınılmasını emir buyurmuşlardır.
Yalan, iftira, dedikodu, gıybet, tecessüs gibi şeytani huy ve hastalıkları Kur’an’dan başka hangi ilaç sinelerden sökebilir.
Toplum hayatında büyük tahribata sebep olan alkol, kumar, fuhuş, uyuşturucu gibi ölümcül ve tehlikeli hastalıkların devası da Kur’an’da mevcuttur.
Bir hastanın ilaçtan faydalanmak istememesi onun hastalığını arttırır. Bugün Kur’an’dan uzaklaştıkça dert, bela çoğaldı, imtihanlar ağırlaştı.
Kur’an yaşantılara yansıtılamayınca huzur ve güveni yok eden hastalıkların pençesine düşüldü.
Rabbim, kendimizi, neslimizi Kur’an’dan imandan mahrum etmesin.