Şu yolların insanlık tarihindeki yeri kültürümüzdeki varlığı, türkülerimizde ağıtlarımızda ve sevdamızdaki ağırlığı ne kadar da çoktur. Ne çok ağıtlar yakılmış ne çok gözetilip, ne çok çile çekilmiştir bu yollarda. Kimi zaman ümitle kim zaman çaresizce yol alınmış veya bakılmıştır bu yollara.
Yolların yanık türkülerimize ilham olması, ayrılığını özlemin çaresizliğin çaresi ve neşesi olması, feryatlarımızın ifadesi olarak pek çok ağıtta yer bulmuştur. Oysa yollar sadece bu noktada da değildir günümüzde hayatımızın olmazsa olmazlarıdır. Uzağı yakın eden bitmek tükenmek bilmeyen yollar her zaman özlem ve umut olmuştur insanoğluna.
Bu yollar eğer bir sevgiye, özleme hele de sılaya giden yollar ise ne hoş görünür insana her kilometresinde ayrı bir güzellik ayrı bir duygu ile dolar yüreğin; Oysa bir acıya gidiyorsan o yollar bir başka olur bitmez, tükenmez her kilometresi bir zulme döner hançer gibi saplanır yüreğine. Yolların çizgilerini kıvrımlarını ta yüreğinde acı olarak hissedersin. Dağlar yol vermez daralırsın tükenirsin bu yollarda, acına acı katarlar sen ise çaresiz kalırsın.
İnsanoğlu her daim zorlu coğrafya da bir yol bulmuş ve bu yol ile özlemini eksiğini gidermiştir. Aşılamaz dağlar engebeli araziler, uçsuz bucaksız topraklarda yine bir yol bulunmuş ve aşılmıştır. Aşılamayan tek şey insanın katılaşmış yüreği ve çözülemeyen dünyasıdır. Bu en zoru olmuştur dün de böyleydi. Bugünde böyle ne yazık ki.
Bundan da önemlisi her şeyin bir yolunu olduğu bilmeli ve bu yol takip edilmelidir. Bu gün günümüzde her türlü fiziki yolları aşan araçlarımız mevcut ise de ; En zoru olanda insanın kalbine ve yüreğine giden yolu bulmak ve bu bu yolda ilerleyebilmektir. İşte en güzel yol da bu yoldur. Çünkü bu yolun sonunda mutluluk, refah ve insanlık vardır. Yolumuzun bu yol olması dileğiyle...
Ömer YILMAZ