Hayatımızı idama edebilmemiz için en önemli ihtiyacımız hiç şüphesiz beslenmedir. Beslenmeden hemen sonra gelen de yine kuşkusuz güvenlik ve emniyetimizdir.
Bu güvenlik birey olarak önce kendimiz yani şahsımız için sonra ailemiz toplumumuz ve en sonda da ülkemiz, milletimizin olmazsa olmazıdır. Güvenlik bireysel açıdan can ve mal emniyetimiz sonrasında ülkemizin vatanımızın toprağımızın geleceğimiz ile tarihi varoluşumuzun ifadesidir. Güvenlik toplumların modern organizasyonu olan devletlerinde olmazsa olmazıdır. Ülke güvenliği devlet güvenliği ve milletin güvenliği adeta zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Herşey pahalı olabilsede vatan hepsinde pahalıdır bunun farkında olmak bunu iyi bilmek lazım, pembe dünya yalanına kanmayalım gerçek olan güçlü olangüçsüzü ezer güçlü olmak için kendi silâhımızı yapmak herşeyden önce gelir
Ülkemizin güvenliği içerisinde devletimizin güvenliği ve milletimizin güvenliği yer almaktadır. Öyle ise ülke güvenliğimizin temin ve tesisi ve bu konudaki gayret ve mücadelede asla geri durmamak gerekir. İşte bu nokta da güçlü bir devlet ve millet olmak bu güvenliğin ne kadar sağlanmış olması ile bence doğru orantılıdır. Güçlü olmanın yolu da ekonomi iktisadi ve askeri alanda güçlü olmaktan geçer. Milli savunmamız ve savunma sanayimizde dışa bağımlılık asgari olmalı ve hatta hiç olmamaya gayret edilmelidir.
Savunma sanayimizde insan faktörü yerine teknolojiyi ve modern silahlar ön plana çıkarılmalı ve bu konuda sürekli bir yenilik ve arayış sürdürülmelidir. Ayrıca ülke olarak nükleer silahlar ile balistik uzun menzilli silahlara kesinlikle sahip olmalıyız. Bunlara karşıyım, karşıyız savsatasına papuç bırakmamak gerekir. Bu gün etrafımızda yaşanan bir takım olaylarda savunmanın ne kadar önemli olduğu ve öncelikli bir durumu olduğu görülmektedir. En bariz şekilde ülkesinin savunmasında dışa bağımlı olanların akıbeti de bağımlı olduklarının insafına kalır ki bu bağımsız bir devletin varlığının sorgulanmasının kapısını da aralar. Savunma konusunda son yıllarda ülkemizdeki dışa bağımlılık azalmış ve çok önemli yol katedilmiştir. Bunun neticesinde Karabağ’ın işgalden kurtulmasına kadar olumlu netice alınmıştır. İşte bu bizim göğsümüzü kabartmış ve ülkemiz adına milletimiz adına ecdadımıza yakışan olmuştur.
Vatan savunması için bu aziz milletimizin her ferdi inanıyorum ki yeri ve zamanı geldiğinde birer Ulubatlı olur ancak bu yeterli olur mu ? Düşmanın elindeki silaha sahip değilsen cesaret nereye kadar iş görür yada caydırıcı olur. Askeri güç ve kabileyetin ne kadar önemli olduğunu Ukranya Rusya savaşında birkez daha şahit olduk. Özgür ve bağımsız yaşamak isteyen ulus ve devletler mutlaka bu potansiyele sahip olmalıdırlar yoksa tanklar üzerinde geçer ne düzenin ne mevzuatın ne de bayrağın kalır. Millet olarak bu gerçeği jiç bir zaman gözardı etmemeliyiz ve savunma sanayine bugünde yarında sahip çıkmalıyız bu hayati yatırımları politik nedenlerle görmemezlik asla yapmamayız.Bu şekilde geçmiçde heba ettiğimiz yanlışlara tekrardan düşmemeliyiz.Yoksa inanın faturasını çok ağır öderiz.
Bu nedenle Mevla milletimize bahşettiği cesareti modern silah araç ve gereçlerle taçlandırdığımızda inanın hiç kime bizi kem gözle bakamaz bakmaya dahi cesaret edemez. Yeter ki biz bu bilinç ile hareket edelim. Vatanımızın kıymetini bilelim ve unutmayalım ki gidebileceğimiz başka bir Türkiye yoktur.
