Genç kardeşim!
Yeryüzünde meydana gelen olayların tesadüfen cereyan etmediğini artık idrak etmek zorundasın. Yeryüzünde yaşayan bütün insanlık üzerinde kendi hâkimiyetini kurmak, bütün insanları köle yapmak ve kendine tâbi kılmak ve sömürmek isteyen bir gücün varlığını artık görmek zorundasın.
Bu gücün gayelerini, metotlarını, nasıl çalıştığını, bütün dünyayı nasıl avucunun içine almak istediğini ve bunun için asırlardan beri gelişerek bugün artık nasıl organize bir güç haline geldiğini artık bilmek zorundasın. Bu gücün asırlardan beri olayları kendi gayeleri doğrultusunda plânlayan ve bu plânları adım adım uygulayan bir güç olduğunu artık idrak etmek zorundasın! Bununla dertlenmek ve harekete geçmek zorundasın!
Bu hakikatler üzerinde kafa çatlatırcasına düşünmek zorundasın. Bireysel sorumluğun gereği, İslami faaliyetlerini, görevlerini, derslerini, sohbetlerini, ilmi çalışmalarını yerine getirmelisin. Ama şunu da unutmamalısın ki, bu Siyonist yapı karşısında sadece bu çalışmalarla ayakta durmamız mümkün değildir.
Sakın unutma!
Onlar Müslümanların derslerinden, sohbetlerinden, vaazlarından, İslami faaliyetlerinden, yardım çalışmalarından değil tüm bu yapılanların ana hedefinin inancımıza uygun bir düzen kurma hedefine yönelmesinden korkuyorlar. Çünkü hedefi siyasetten hukuka, ekonomiden aile hayatına kadar Müslüman’ca bir düzen kurmak olmayan çalışmalar onlar için tehlike arz etmeyen çalışmalar kategorisindedir.
Onlar istiyorlar ki:
Biz işgal edelim, siz sadece protesto edin. Biz zulmedelim, siz sadece kınayın. Biz öldürelim siz sadece ağıt yakın. Hayır! Biz bunu reddediyoruz. Müslüman dava adamının asıl hedefi, onlara Müslüman öldürmenin bedelini misliyle ödetecek bir düzen kurmaktır. Mitinge, protestoya, kınamaya gerek kalmayacak ve yeryüzündeki tüm zulümleri kökünden bitirecek adil bir sistem kurmaktır.
Onlar istiyorlar ki:
Biz aç bırakalım siz doyurun. Biz sömürelim siz yardım kampanyası düzenleyin. Biz ambargo uygulayalım siz kurban yardımı yapın ve gıda kolisi gönderin. Hayır! Biz bunu reddediyoruz. Müslüman dava adamının asıl hedefi, tüm bu çalışmaları yapmakla birlikte yardım kampanyalarına gerek kalmayacak açlığı, yokluğu, sömürüyü kökünden bitirecek hakça, adil bir düzen kurmaktır.
Onlar istiyorlar ki:
Biz TV’ler, diziler, filmler ve internet aracılığı ile bir gecede milyonlarca Müslüman gencin ahlâkını ifsad edelim. Siz yıllarca bir genci kurtarmak için çabalayın durun. Hayır! Biz bunu reddediyoruz. Müslüman dava adamının asıl hedefi bu irşat faaliyetleri ile birlikte harama giden tüm yolları kapatacak, ahlâksızlığın ve sapkınlığın kökünü kurutacak ahlâk ve maneviyata dayanan Müslüman’ca bir düzen kurmaktır.
Asıl hedefini sakın unutma!
İşte Müslüman gencin en küçük sohbet halkasından, milyonluk mitinglere, bir garibin kapısına bırakılan erzak kolisinden, TIR’lar dolusu yardım çalışmalarına, bir rahlenin başındaki ilmi çalışmalardan en üst düzey akademik çalışmalarına kadar her faaliyeti, her gayreti, döktüğü her damla ter, her damla gözyaşı, her nefes alışverişi, her kıpırdanışı Allah’ın bize yeryüzünde kurmamızı emrettiği o düzeni kurmak içindir.
İşte bu nedenle Müslüman genç, ne yaptığı ibadetlerle, ne ilmi çalışmalarla, ne sohbetlerle, ne derslerle, ne de yardım faaliyetleriyle asla kendisini avutmaz. Bunlarla yetinmez ve mazeret üretmez. Evet, tüm bu çalışmaları eksiksiz olarak yerine getirir. Ama gözünü diktiği asıl hedef, inancına uygun bir düzen kurma hedefidir.