Bu yıl, ocak ayı boyunca halk takviminde 22 Aralık’ta başlayıp şubat başına kadar devam ettiğine inanılan kışın en şiddetli zamanı, karakış anlamına gelen zemheriyi yağmuruyla, karıyla ve dondurucu soğuklarıyla bütün hücrelerimizde hissederek yaşadık.
Bu kelimeyiKerim kitabımız Kur’an’ın İnsan suresinde de görüyoruz. 13. ayette dondurucu soğuk anlamına gelen; ama önceki ayetlere bakıldığında Rabbimiz bir müjde olarak ‘kendi istekleri ne kadar çok olursa olsun, muhtaçlara, yetimlere esirlere yedirip, buna karşı onlardan hiçbir karşılık beklemeyen gerçek erdem sahiplerinin zemheriyi de yakıcı güneşi de orada hiç görmeyeceklerinibeyan ediyor.
Vakıa güzel ilçemiz Seydişehir ve memleketimizin birçok bölgesi diz boyu ve deliksiz kar altında. Yer yer iki metreye ulaştığı söylenen köyler, kasabalar haberlere konu oluyor. Caddelerde ve kimi sokak başlarında şimdilik kamyonlara yüklenip de bir yerlere taşınamayan kar yığınlarının oluşturduğu tepecikler var. Yağışın durması ve eksi yirmi beşleri aşan soğukların biraz kırılmasıyla temizleme çalışmaları olanca hızıyla devam ediyor. Hala, karşı karşıya gelen iki aracın geçmesine imkân bulunmayan yollar var.
Ve binaların saçaklarından sarkan buzlar…
Şehrimizde şu an en büyük sorun, binaların saçaklarına bakanlara ‘her an her şey olabilir’ hatırlatması yapan türlü irilikteki buz sarkıtları…Allah korusun, insan bakmaya korkuyor.Belediye, zaman zaman anonslarla bu tehlikeye karşı vatandaşları uyarıyor; lakin yetmez. Havanın birkaç derecelik ısınması ile kaldırımlarda olabilecekleri düşünmek bile ürperti veriyor. En iyisi buzlar çözülmeden en tehlikeli noktalardan başlayarak yapılabilecek kontrollü indirme harekâtı.
Buzlar çözülmeden dedim de aklıma bir zamanlar yer yer gülümseyerek zevkle seyrettiğimiz o meşhur Kemal Sunal filmi geldi.
Hani Cevat Fehmi Başkurt’un 1965 yılında kaleme aldığı iki perdelik oyunundan uyarlanıp ‘Deli Deli Küpeli’ adıyla çekilen...
27 Mayıs Darbesi sonrasında, yeni şekillenen ülke yapısı içinde, yolsuzluk, sömürü ve yoksulluğun egemen olduğu ve zor kış koşulları nedeniyle yollarının kapanmasından dolayı dünyadan kopan bir kasabaya yeni bir kaymakam atanmıştır. Halk, ihtilal karışıklığından dolayı durumdan şüphelenmez.Kasaba merkeziyle vilayet arasındaki telefon ve telgraf hatlarını kesen akıl hastaları, yolların kapalı oluşundan da yararlanarak kasabayı kendilerince idare eder. Gelen kaymakam, farklılığını ortaya koyduğunda, mevcut gidişi değiştirmeye çalıştığı görülür. Kasabadaki ağalara, karaborsacılara, fahişelere, softalara "dur" diyen yeni kaymakam, değişik biridir. Dürüst ve tarafsız yaklaşımıyla sorunların çözülebileceği mesajını veren kaymakam, aslında akıl hastanesinden kaçmış bir "delidir". Olaylar traji - komik bir anlatımla gelişir. En çok dakaraborsacıları yakalayıp karaborsa yapılan malzemeleri halka bedavaya dağıtmasıyla halkın takdirini kazanır.
İşlerine çomak sokulan eşraf, buzlar çözülüp de yollar açılınca vilayete “Kasabada isyan çıktı.” diye haber gönderir. Yeni kaymakam vekili kalabalık bir asker topluluğuyla kasabaya gelir ve her şey anlaşılır.
Zihin motorumuz filmde anlatılan konular, kişiler ve olaylarla bugünün tartışılan sorunları arasında ister istemez gidip geliyor.
Mesela her krizi fırsata çevirmeyi çok iyi başaran stokçulara, karaborsacılara karşı halkı korumak için filmdeki gibi bazen sıra dışı bir yöntemin devreye sokulmasının caydırıcılık bakımından daha etkili bir tedbir olabileceğini düşünmeden edemiyor. Bunun gibi halkın sağlığıyla oynayanlara, rüşvetle iş çevirenlere, eşkıya ile iş tutanlara ve menfaat çarklarının tıkır tıkır çalışması için her yolu mubah sayanlara efendice değil de delice çözümler bulunsa her halde daha etkili olacağını da...
Evet, buzlar çözülmeden bu yer yer iki metreyi bulan bu sarkıtlar telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmadan bir şeyler yapmak gerek diye düşünürken aynı binadan bir komşum arıyor. Çatıya en yakın katta olduğumuz için evimizin caddeye bakan tarafındaki buz sarkıtlarına müdahale etmek için bir arkadaşı göndereceğini söyleyince, tam zamanı deyip seviniyorum. Binanın altında iki tane market var ve gün içinde çok sayıda insan gelip geçiyor buralardan.
Sonra ilçemiz belediyesine ait çok sayıda aracın katıldığı hummalı bir çalışma başlıyor caddede. Kısa süre içinde bölünmüş yolun iki tarafında biriken kar yığınlarının dev kamyonlara yüklenerek bölgeden uzaklaştırıldığını, kaç gündür arabasını park edebileceği küçücük bir cep açabilmek için mücadele eden insanların rahatladığını görüyorum.
Halkımızın rahatlamayı umduğu daha önemli sorunları var elbet.
İnanıyorum ki birçoğu Buzlar Çözülmeden filmindeki gibi delice yöntemler kullanılmadan çözülecek gibi görünmüyor.
Selamların en güzeliyle…
H. Halim Kartal/ 31 Ocak 2022